1 | 1

1.7K 138 15
                                    

Selam ballarım, bu aralar Ufaklık kitabım için word dosyası hazırlamakla uğraştığım için burada pek aktif olamadım. Anlayış gösterdiğiniz için teşekkür ederim, sizi çok seviyorum ve canı gönülden keyifli okumalar diliyorum. 🤗🤍

Oy ve yorumlarınızı bekliyorum,
yorum yapmayı aksatmayın.

Hayatım zaten oldukça garipti ancak son günlerde yaşadığım şeylerin gerçekliğini sorgulamak istiyordu zihnim çünkü ruhum psikopat bir katil tarafından ele geçirilmiş, benimle sırf ölümden korktuğum için oynuyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Hayatım zaten oldukça garipti ancak son günlerde yaşadığım şeylerin gerçekliğini sorgulamak istiyordu zihnim çünkü ruhum psikopat bir katil tarafından ele geçirilmiş, benimle sırf ölümden korktuğum için oynuyordu. Onun bu caniliğe taktığı isim ölümle dans olabilirdi ancak bu dansta dik duran tek taraf oydu, ben ise yalnızca sallanıp duruyordum.

Günlerdir aç kalmanın verdiği hissiyatı yeni yeni hissetmeye başlamıştı vücudum. Midesine düşkün biri olmama rağmen psikopat herif yüzünden iki gündür yemek yemediğimi fark edememiştim bile. Aldığım uzun uykunun ardından hamburgeri büyük bir açlıkla yemiş, patatesleri de yok etmiştim. Şimdiyse içtiğim üçüncü bardak suyla birlikte çiçeklere bakıyordum.

Garip bir tesadüftü ama bu en sevdiğim çiçek türüydü. Özellikle annem ile babamın mezarlarının her yanına rengarenk güller ekmeyi severdim, onları özenle budamayı hatta her gidişimle sulamayı ihmal etmezdim. Şimdi gülleri görünce aklıma onlar düşmüştü, bu boktan halimi görselerdi eminim benden utanırlardı.

Daha fazla güllere bakamayan zihnim kendimi başka bir şeylere yönlendirmem gerektiğini düşündürdü ve o an bakışlarım telefonuma kaydığında saatin 12.30 olduğunu görmemle birlikte gözlerim açıldı. Stajyer bir hemşireydim ve hastaneye bundan tam olarak altı saat önce gitmiş olmam gerekiyordu.

Büyük bir siktir çekerek suyu servis masasına bırakıp kapıya ilerledim. Bir ihtimal kilidin açılmış olmasını ümit ederek uğraştığımda hala aynı vaziyette olduğunu anlayınca dişlerimi sıktım. "Kahretsin!" Kapıya yumruğumu sertçe geçirip kameranın önüne yürüdüm. "Şerefsiz herif! Beni oyuncağın falan mı zannediyorsun, eğer bu kapıyı açmazsan senin hayatını karartırım duydun mu beni, hayatını karartırım senin!"

Belki de beni duymuyordu. O yüzden telefonumu alıp parmaklarımı öfkeyle hareket ettirerek mesaj yazdım.

Siz; tamam, bu kadar oyun yeter, artık işime dönmem gerekiyor aksi takdirde atılacağım!

Mesaj çift tıktı, yani iletilmişti ancak bakmıyordu adı pislik.

Siz; kapıyı aç, buraya yeniden döneceğime söz veriyorum. Yeter ki şimdi gitmeme izin ver, eğer gitmezsem senelerdir sarf ettiğim emeğim bir hiç uğruna yok olacak.

Başımdaki doktor öylesine sert biriydi ki, en ufak hatamda bana yapmadığını bırakmıyordu. Değil bir saat, bir saniye geç kalmış olsam o günü bana zehir ederdi ve şimdi altı saat geç kalmış olmamın onda yarattığı öfkeyi hayal bile edemiyordum. Çoktan hastanenin idaresine çıkmış, hakkımda şikayette bulunmuştu bile. Bundan en az adım kadar emindim.

Dakikalarca sabrettim hatta neredeyse yarım saat olacaktı. Bir sağa yürüyor, bir sola yürüyordum ancak lanet olası adam mesaja bakmıyordu. Resmen beni buraya kilitlemiş, çıkmama engel oluyordu.

"Kahretsin!" Öfkeyle kilit ekranını açtım, mesajlarımın hala okunmamış oluşu beni delirtirken parmaklarım bilinçsizce arama butonuna ilerledi. O an ne yaptığım hakkında hiçbir fikrim yoktu, mesleğimi kaybetme korkusu o kadar derindi ki, diğer hiçbir korku şu an umurumda değildi.

Telefonu kulağıma yasladığımda fark ettim çaldığını ve hızlıca kapattığımda kocaman açıldı gözlerim. Çalıyordu, yani bu demekti ki telefonumun sinyali artık çalışıyordu. Tedirgince mesajlardan çıktım, polisin numarasını tuşlayarak kulağıma yasladım ancak aldığım yanıt yine olumsuzdu.

O kadar saçmaydı ki, neredeyse aklımı sıyırmak üzereydim. Onu aradığımda çalıyordu fakat polisi aradığımda hattım çalışmıyordu. Resmen zihnimle oynuyordu.

Korkumu umursamadım, yeniden onu aradığımda elime geçen bardağı karşımdaki aynaya savurdum. Kırılan aynanın parçaları etrafa saçılırken bacaklarıma sıçrayan tanecikler tenimi kesmişti, hissedemedim.

"Bu da ne böyle, mesajlaşmak sana yetmiyor mu artık kül kedisi?" diyen sinir bozucu sesi kulağıma dolduğunda kendimi tutmak adına dişlerimi sıktım.

"Mesajlarıma bakmıyorsun, aramaktan başka çarem yoktu pislik!"

Güldü hafifçe, sanki hareket halindeymişçesine hızlıydı nefes alışverişleri. "Sorun ne, yoksa orada öylece oturmaktan sıkıldın mı? Oysa daha bir saat dolmamamıştı ama oyunu erkenden başlatmak istiyorsun."

Sakin olmalıydım. Küfürsüz bir şekilde tepki vermeliydim ama başaramadım. "İşime geç kaldım. Tam olarak altı saat önce benim hastanede olmam gerekiyordu anladın mı? Şu siktiğimin oyunlarına bir son ver artık, buradan çıkar beni!"

"Maalesef," dedi hiç de üzgün olmayan sesiyle. "Oyunlarımı seninle istediğim zaman oynarım çünkü bir anlaşmamız var, unuttun mu?"

Evime geldiği ilk günden bahsediyordu. "Ben seninle anlaşma yapmadım!" diye yükseldim kendimi tutamayarak. "Sen kendin beni tehdit ettin ve sonrasında olduğum yere gelmemi sağladın. Zorla! Hiçbir şey kendi isteğimle olmadı, bu resmen suç ama pardon unutmuşum, sen zaten aranan bir pisliğin tekisin öyle değil mi!"

Keyifle gülmeye devam ederken "Şu asi hallerine bayılıyorum," dedi konudan bağımsız bir şekilde.

Dizimden bacaklarıma doğru süzülen kanı hissetsem de umursayamayacak kadar öfke doluydu içim. "İşimi kaybedeceğim senin yüzünden, buradan çıkmam gerekiyor!"

"Merak etme kül kedisi, senin yerine gerekli izinleri aldım ben."

Stajyerliğini yaptığım doktorun böyle bir şeye izin vermesine imkan yoktu, üstelik stajyerdim ben, kasiyer değil, nasıl izin alabiliyordu? "Benimle dalga mı geçiyorsun!"

"Gayet ciddiyim, senin doktor iki bakışa tav olacak kadar yokluktaydı."

O kadın bunu gerçekten de yapmış olabilirdi.

"İğrençsin!"

"İltifat için teşekkür ederim kül kedisi, şimdi seni daha fazla bekletmemek amacıyla oyuna geçiyorum. Oradan çıkmak istiyorsan, oyunu kazanmalısın."

Yine ne tür bir cehennem bekliyordu beni bilmiyordum fakat buradan çıkmak için kabul etmekten başka çarem yoktu. Polisi arayamıyordum, sesimi kimseye duyuramıyordum ve bu adamdan kurtulamıyordum.

"Ne istiyorsun?" diye sordum yutkunurken.

"Otelden çıkmanı ve tam karşındaki ormana girmeni istiyorum Akşin. Sana atacağım konumda seni bekleyen bir sürpriz var. On dakikalık süren başladı, on dakika içerisinde otelden çıkıp konuma varamazsan, seni bir daha gün yüzü göremeyecek hale getiririm. Süren başladı, iyi şanslar kül kedisi."

📞

Sizce bizi ormanda nasıl bir
oyun bekliyor?

Yamaç karakteri size ne ifade ediyor?

Oy vermeyi unutmayın. 🤍

İNTİHAR HATTI| TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin