0 | 9

2K 157 44
                                    

Keyifli gidiyor muyuz? Kocaman öpücükler.

Sizden ricam bolca yorum yapmanız ve oy vermeyi unutmamanız. Sizi seviyorum. 🤍

Duyduklarımı sindirmek hiç de kolay gelmiyordu kulağa

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Duyduklarımı sindirmek hiç de kolay gelmiyordu kulağa. Hiç tanımadığım cani bir katilin teki, benden kameranın önünde soyunmamı istiyordu. Sesinde alay yoktu, yalnızca keyif vardı ve o keyifli ton bile ne denli ciddi olduğunun kanıtıydı bana.

Zorlukla yutkundum ardından "S...sen benimle dalga mı geçiyorsun?" dediğimde harfler dudaklarımdan zorlukla dökülüyordu. "Ne demek soyun, aklını mı kaçırdın yoksa katil olduğun kadar sapık mısın da?"

Ufak bir gülme sesi geldi, artık sesini benden gizleme gereği duymuyordu çünkü duyabileceğim kadar duymuştum. "Şimdi sana soyunmaya başlaman için yirmi saniye veriyorum kül kedisi. Yirmi saniye içerisinde soyunmaya başlamazsan, yirmi gün boyunca o odada kilitli kalırsın ve inan bana, klostrofobin sikimde olmaz."

Gözlerimin yandığını hissediyordum. Tırnaklarımı korkuyu en derinimde hissettiğim o saniyelerde avuçlarıma geçirdim. "Pislik," dedim öfkeden kısılan titrek sesimle. "Sen hayatımda gördüğüm en adi pisliksin!"

"Görmediğin olmalı o tatlım."

"Senden nefret ediyorum!"

Yine güldü. "Beni yeniden sevgiye boğduğun için teşekkür ederim ama vaktim yok, hadi, uzatmadan başla."

Yutkunamadım. Lanet olası pislik öylesine karartıyordu ki önümü, sunduğu seçeneklerin ikisi de ölümden beterdi. Soyunmak ise kulağa daha cazip geliyordu çünkü bu odada yirmi gün boyunca kilitli bir şekilde kesinlikle kalamazdım.

"Beni kaydedip sonrasında tehdit etmeyeceğini nereden bileyim?" diye sordum çaresizce, stresten avucumun içini kanatmıştım tırnaklarım sayesinde.

Yine alay doluydu. "Bilemezsin," dedi. "Çünkü başına gelecek her şeye o kadar hazırsın ki, sana neler yapacağımdan o kadar emin olamıyorsun ki, korkun bile günlük eğlence dozumu almam için yetiyor."

Her konuşmasında ona olan nefretim artıyordu. "Kaybedecek hiçbir şeyim kalmadı sayende." Ayağa kalktım, yutkunarak kameranın önüne yürüdüm ardından üzerimdeki tişörtü çıkararak yatağın üstüne bıraktım. "Bir evim kalmıştı geriye, onu da aldın elimden. O yüzden benden korkmamı bekleme, bunun yerine benden korkmaya başla çünkü bu lanet oyunlarının bir sonu geldiğinde kalbine..."

"Bir bıçak saplarsın," dedi alayla sözümü tamamlayarak. "Geç bunları, anladık, kesinlikle yaparsın senden beklerim." Daha çok benimle dalga geçiyor gibiydi. "Psikopat cani düşüncelerin sona erdiyse devam et."

Yüzümü buruşturdum. "Sanki her gün birini öldürmüyormuşsun gibi konuşuyorsun!" Öfkeyle nefesimi vererek atletimin iplerini indirdim, ardından başımdan kaldırarak çıkardığımda karşısında sütyenimle kalmak beni gram utandırmıyordu. Tek korkum şu an beni kayıt alıyor olmasıydı ama o da pek umrumda değildi çünkü hayatımda kimse yoktu. Bir ailem, bir sevgilim ya da yakın olan bir dostum yoktu. Kimsesiz birine istediğinizi yaptırabilirdiniz, ta ki terazi tersine dönüp, o sizi bulana dek.

"Çok iyi," diyen sesi bu kez daha ciddiydi. "Bembeyaz olan tenini açmış lacivert."

"Sapık," dedim dişlerimin arasından ve pantolunumun fermuarını açarak indirdiğimde bacaklarımdan sıyırarak çıkardım. Altımda yine dantelli, lacivert bir iç çamaşırı vardı. Bakışlarım karşımda duran aynaya kaydı. Korku ve ağlamanın bıraktığı hissiyatla çökmüş göz altlarım, kızarmış yeşil gözlerim ve dağılmış koyu kumral saçlarımla berbat görünüyordum.

Düşüncelerimin aksine "Bu güzelliğe yazık olacak," diyen sesini duyduğumda yutkunarak kameraya döndüm.

"Kes sesini."

Sütyenimin kopçasına uzandı titreyen parmaklarım, açmak için hareketlendiğimde "Bu oyunu da başarıyla geçtiğine göre yeni kıyafetlerinden denemeye başlayabilirsin," demesiyle duraksadı parmaklarım.

"Ne yani, soyunmamı istemiyor musun?"

"Soyunmak mı istiyorsun?"

"Seni öldürmek istiyorum!"

Gülmeye başladı yeniden. "Şu askıdaki lacivert elbiseyi giymeni istiyorum."

Sinirden kafam yanıyordu sanki. "Başka isteğin var mı?"

"Saçlarını da toplarsan güzel durur."

Çıldırmak üzereydim. "Sen benimle dalga mı geçiyorsun diyeceğim ama belli ki geçiyorsun!"

Gülüşü duyuldu ardından başka bir adam sesi; "Oyuncak bebeğinle olan oyunun bittiyse artık çıkalım," dediğinde oyuncak olarak anılmanın verdiği hissiyat beynime bir kurşun gibi saplanarak canımı yaktı.

"Geliyorum," dedi katil sapık. Bir çakmak sesi duydum, tüm tüylerimin kalktığını hissettim. "Tam olarak bir saat sonra seninle yeni bir oyuna geçeceğiz kül kedisi. Bir saate kadar üzerini giyinmiş ol ve senin için özel olarak hazırlatmış olduğum menülerden tatmayı unutma. Yemek yemezsen oyun iptal olur, orada kalırsın."

Bir cevap beklemeden telefonu suratıma kapattığında dudaklarım şaşkınca aralandı. "Siktiğimin serserisi!" Söylenerek elbiselere yöneldim, lacivert elbiseyi askıdan koparırcasına çekerek üstüme giydim. İnce belimi saran elbisenin alt kısmı dizlerimin biraz aşağısında bitiyordu. İnce askılıydı, rahat, gündelik bir elbiseydi. En azından pis kıyafetlerimden kurtulmuştum.

Saçlarımı gelişi güzel topuz hâline getirerek tel tokayla sabitledim. Yemeklere döndüğümde ise karnımın guruldusu beni mahvetmeye yemin etmiş gibiydi. "Tamam, bunları o istediği için değil aç olduğum için yiyeceğim."

Gururumu ikna ettiğim o saniyelerde yemeklere yöneldim. Patates kızartması ve hamburgerin olduğu tabağı alıp yatağa oturdum. Diğer hiçbir şeyi yemek istemiyorum.

Bu çukurdan nasıl çıkacağımı bilmiyordum ama bazı şeylere yaklaştığımı hissediyordum.

❥❥

Olaylar nasıl ilerliyor sizce? Tatlı tatlı okuyorsunuz değil mi? Eheheh.

Oy vermeyi unutmayın.
Bol öpücükler.

İNTİHAR HATTI| TextingWhere stories live. Discover now