Sen benim kaderimsin ✾ 20

3.5K 349 93
                                    

Evren

Uzaktan mutfakta çalışan kişileri izliyor gibi dursam da zihnimin için daha karışıktı. Bugün olanlar gözlerimin önünden geçip gidemiyordu bir türlü. Kötü başladığım gün mükemmel bir şekilde bitmeye doğru yönelmişti. Daha sabah Barlas kırgındım fakat şimdi papatya bahçesinde geçirdiğimiz zamanı düşündüğümde kendimi tebessüm ederken buluyordum.

Aslında oraya giderken aklımda onu öpmek yoktu fakat benim için uğraşması ve bana şiir okuması beni ona doğru sürüklemeye yetişmişti. Kendimi bir anda dudaklarımı onun dudaklarına mühürlerken bulmuştum. Dün beni öptüğünde bu kadar şaşırmıştım, açıkçası bunun er ya da geç olacağını biliyordum zaten. Son zamanlarda bana karşı olan bakışları ilk zamanlardaki gibi değildi. İlk zamanlar bana sıradan bir arkadaş gibi bakarken son günlerde daha ilgiyle bakmaya başlamıştı. Aşk değildi bu bakışları, sadece farklılıklarımla onun dikkatini çekmiştim.

Ama bugünkü bakışı kesinlikle bundan daha fazlasıydı. Hoşlantı ve aşk arası bir bakıştı. 3 haftalık sürede dolu dolu aşk diyemiyordum yaşadığım acı tecrübeler yüzünden fakat yoğun hoşlantı diyebiliyordum.

Onun duygularını az çok anlamıştım ama ya kendi duygularım?

Daha kendimle yüzleşmemiştim, yüzleşememiştim. Karnım kasılıyordu ama sıkıntı dolu bir kasılma değildi, tarif edemeyeceğim türden bir kasılmaydı ve bu beni heyecanlandırıyordu. Bir de Barlas'ın bana verdiği güven vardı. Bugünkü bakışları kafası karışık bir çocuğun bakışları değil ne istediğini bilen ve bundan emin olan bir adamın bakışlarıydı.

Engellerim onun için bir engel değildi, bu konuda kafam rahattı en azından. Uğraşıyor, çabalıyor bir şeyler yapmaya çalışıyordu. Eğer bir ilişkimiz olursa diğer ilişkiler gibi sadece benim ilerlemeye çalışacağım türden yorucu bir ilişki olmayacaktı. Yaşayabileceğimiz ve hatta yaşayacağımız tüm sorunları sadece birimiz yüklenmek zorunda kalmayacaktık, muhtemelen birbirimize destek olarak daha yumuşak bir ilişkimiz olacaktı.

Ve hem benim hem Barlas'ın ihtiyacı olan ilişki tam olarak böyle sakin, huzurlu bir ilişkiydi. İkimiz de geçmişten yaralıydık. İkimiz de yanlış insanlarla kaybettik en güzel zamanlarımızı. Şimdi sevgiye ama en çok da güvene ihtiyacımız vardı ve biz birbirimize bunu veriyor ya da vermeye çalışıyorduk.

İçime bir nefes çekerken bir kez daha göz attım mutfakta çalışan kişilere. Hepsi de çok profesyonel kişilerdi, mutfağı onlara emanet ettiğimde gözüm arkada kalmıyordu. Yanımda bir esinti oluştuğunda gözlerimi yanıma gelmiş olan kişiye çevirdim. "Barlas Bey geldi, sizinle görüşmek istiyor."

Daha iki saat önce ayrılmıştık onunla, şimdi neden gelmişti ki? Bir şey mi unutmuştuk? Hızlıca önlüğümü çıkarttım ve Barlas'ın yanına gittim. Kapının önünde bekliyordu beni, yüzü sakindi ama beni gördüğü anda hafifçe heyecanlanıp gülümsemeye başladı. "Merhaba, nasılsın?"

"İyiyim, sen nasılsın?"

"Ben de iyiyim." Dudağını hafifçe diliyle nemlendirdi. Bir şey demek istiyordu fakat konuya nereden gireceğini düşünüyordu. Muhtemelen yol boyunca bunu düşünerek gelmişti ama şimdi tüm o düşündüklerinden vazgeçmişti. "Babam seni çağırıyor." dedi en sonunda hızlıca. "Biz babamla arada bir mangalda balık, yanında rakı gecesi yaparız. Evren'i de alıp gel dedi. Ne dersin?"

Barlas kabul etmemi istiyordu, bana hevesle bakıyordu. Hafif bir gülümseme ile kafamı salladım. "Olur. Zaten restoranda işim yok, çıkacaktım. Babana gideriz, sonra da ben oradan eve geçerim. Nasıl olsa yakınız birbirimize."

konuşmaz duyamaz hisseder , GAYWhere stories live. Discover now