Güven duygusu ✾ 4

4.1K 318 156
                                    

"Merhaba. Seninle tekrar karşılaşmak çok güzel."

Evren içten gülümsemesini silmedi dudaklarından, üzerinden aylar geçmesine rağmen simami unutmamıştı. Serenay hafif şaşkın bir şekilde izliyordu bizi, anlaşılan o da işaret dilini öğrenmişti görüşmediğimiz bu yıllar içinde. "Merhaba." dedim benden bir cevap bekler gibi bakan Evren'e. "Nasılsın?"

"İyiyim, sen nasılsın?"

"İyiyim." dedikten sonra arkasındaki koltuğu gösterdim. "Oturalım mı?"

"Evet!" diyerek ellerini birbirine çırptı Serenay ve hızla tüm bedenini Evren'e çevirip ışıl ışıl gözleriyle adamın lacivert gözlerine baktı. "Bugün tamamen benimle berabersin. Hiçbir yere kaçmak yok."

Evren mahcup bir şekilde en başta bana daha sonra Serenay'a baktığında bunu reddedeceğini anlamıştım. Restoranın doluluğuna bakacak olursak oldukça anlaşılır bir nedendi fakat Serenay bunu anlayacak gibi değildi. Evren'in bakışlarından anlamıştı reddedeceğini. "Üzgünüm." diyerek bunu yüzüne de yansıttı Evren, samimiydi. "Akşama restorana önemli misafirlerim gelecek. Ne zamana kadar buradasın?"

"Sadece bir haftalığına geldim." Dikkatlice bakınca Serenay'ın gerçekten de işaret dilini çok iyi öğrendiğini fark ettim. Üniversitede beraber gidelim dediğimde gerek görmemişti, ben ve birkaç arkadaş ısrarcı olunca birkaç hafta gelmiş ve sonra da bırakmıştı fakat şimdi en az Evren kadar hızlı konuşuyordu. "Bahaneni şimdilik kabul edebilirim ama yarın kaçmak yok. Söz mü?"

Evren yine içten bir tebessüm ile kadının uzattığı serçe parmağını kendi serçe parmağı ile tutup kafasını sallayarak onayladı. Sonrasında lacivert gözlerini bana çevirdi. "Tekrardan görüşmek üzere, Barlas."

"Görüşürüz." İşareti yaptım sadece. Evren, Serenay'ın kolunu hafifçe okşadıktan sonra hızlı adımlarla ilerledi ve gözden kayboldu. Evren gittiği anda Serenay üç dört dakika önce oturduğu yere tekrardan oturup gözlerini bana çevirdi. "Anlat bakalım, siz nereden tanışıyorsunuz?"

"6 ay önce kliniğe geldi." diyerek kısa bir yanıt vermek istedim fakat Serenay bana, 'devamını da anlat' der gibi bakıyordu. "Bu kadar sadece." dedim iki kaşımı kaldırarak. "Yolda yaralı bir köpek bulmuş ve en yakın veteriner ben olduğum için bana getirdi. O günden sonra bir daha hiç denk gelmedik, bugüne kadar."

"Ama çok tatlı, değil mi?" diyerek çenesini yumruk yaptığı elinin üzerine koydu Serenay. "Yakışıklı, kibar, tatlı, sempatik ve sarışın."

İşte son kelime... Zihnimde taşların bir kısmı yerine oturmaya başlamıştı bile. Gözlerimi kısarak Serenay'a baktığımda o da fark etmişti anladığımı. "Serenay, sakın."

"Ben Evren'e karşı bir şeyler hissediyordum." dedi aniden Serenay. Ağzım hafif aralık durup kalmıştım. Benim düşündüğüm şeyle Serenay'ın söylediği şey arasında dağlar kadar fark vardı. "Bekle, dur, şaşırma." diyerek tek elini kaldırıp indirdi. "Evren ile çocukluktan beri tanışıyoruz. Beraber büyüdük desem yeridir. Aslında en başta ona karşı böyle duygularım yoktu. Arkadaştı benim için sadece. Üniversitede biliyorsun, biraz fazla heyecanlı aşk maceralarına atıldım. Üniversite bittiğinde boşluğa düşmüştüm. Babam bana bir klinik açmak istedi ama kabul etmedim. Daha farklı bir şeyler yapmak istiyordum.

Ben de Evren'in yanına geldim. Birkaç ay burada çalıştım ve her şey benim için karmaşık bir hâle gelmeye başladı. Hep arkadaş olarak baktığım çocuk böyle çekici gelmeye başladı. Üniversitedeki sevgililerim gibi değildi. Kibar, centilmen, saygılı, nahif birisidir Evren ve bu da beni çekti. Gerçekten de ona karşı yoğun duygular beslemeye başladım, ta ki o güne kadar."

konuşmaz duyamaz hisseder , GAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin