28

313 27 7
                                    

Selamlarrr yazarınız geldi
Yarı smut bir bölüm cünkü yb smut olucak büyük ihtimalle

Oy ve yorum atmadan baslamayın okumaya öptümm

İyi okumalarrrr💖

-

Jungkook

Hapis mi...?

Sanırım huzuru ve mutluluğu yakalamakta erken davranmıştım. Çünkü daha çözülmemiş bir sürü davamız vardı bizim. Bir sürü sorunumuz, bir sürü hatamız vardı.

Her ne kadar kabullenemesem de... O bir katil olmuştu. Ve eğer ki bu videolar polise giderse... Taehyung hapse girerdi.

O zaman ne yapardım?

Eve döneli yaklaşık 20 dakika olmuştu. Taehyung duş alırken ben telefonumdaki tehdit mesajıyla bakışıyordum.

Sahi, gerçekten onu ihbar eder miydi?

Taehyung'dan ayrı kalma düşüncesi bile gözlerimi doldurmayı başarırken, telefonu yatağa bırakıp ellerimi yüzüme götürdüm. Ağzımdan çıkan ufak hıçkırık ağlamanın habercisiydi.

Anlayamıyordum. Sadece 1 gün... 1 gün mutlu olmuştuk. Neden cezalandırıyordu Tanrı bizi durmadan?

Neden sevmiyordu bizi?

"Güzelim...?"

Taehyung'un seslenişini duyunca ellerime yasladığım başımı kaldırdım ve ona yükselttim dolu bakışlarımı. Bakışlarımız kesişince yüzü kaskatı kesilmiş, altındaki havluyu düzelterek yanıma ilerlemişti. Siyah saçlarını kuruladığı havluyu ise omzuna atmıştı.

Yanıma oturduğu gibi elini yanağıma yerleştirdi.

"Benim güzel bebeğim... Sorun ne?" Kahve irisleri iki gözüme ayrı ayrı bakıyor, sanki bakarak anlamaya çalışıyordu ne olduğunu.

"Taehyung..." Ellerimi boynuna sarmalayıp sarıldım. Bir an duraksadıktan sonra çok geçmeden ellerini belime sarmalamış beni kucağına çekip sarılmıştı. Çenem boyun girintisine yerleşmiş, bacaklarım iki yanına serilmişti.

Saçlarımı koklayıp öptüğü an sanki son demmiş gibi kendimi tutamayarak ağlamaya başladım. Boğazımdaki yumru öyle acıtıyordu ki, her hıçkırdığımda daha da büyüyordu.

Onun kucağında, kolları arasında, güvenli alanımda belki dakikalar, belki saatlerce ağlamıştım. Zaman kavramını bilmiyordum.

Bildiğim tek şey, Taehyung'dan ayrı kalamayacağımdı.

Eliyle rahatlatmak amacıyla sırtımı sıvazlarken bir yandan da boynuma minik buseler konduruyordu. Kalbi çok hızlıydı. Çok gerilmişti.

Öpücükleri işe yaradığını belli ederken, sonunda ağlamam durmuştu. Ama gözlerim hâlâ şişik, yüzüm kızarık olmalıydı.

Sakinlediğimi fark edince ellerini sırtımdan çekip yüzüme koydu ve kendi hizzasına getirdi. Tanrım... Gözleri dolmuştu onun da.

"Söyle. Neden ağladın?"

Sanırım ona söyleme vaktim gelmişti.

"Ta-Taehyung... Biri var." dedim iç çekerek. Dudağım titriyordu konuşmaya çalışırken. Ondan sakladığım için kızacağını düşündüm. Her ne kadar ona zarar gelmesin diye anlatmasam da, sinirlenebilirdi.

Meraklı gözlerle bakıyordu bana. O konuşmamı bekliyordu, bense konuşabilmek için gelmesi gereken cesareti...

Yutkundum zar zor. Konuşmadan önce içime bir cesaret nefesi çektim.

starboy |tk| Tahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon