11🌹 ŞAFAK VAKTİ

78 34 3
                                    

"Biz bu şafak vaktinin neresindeyiz?
Öyle bir umut gibi gelip geçecek.
Yalnızım,
Yalnızsın,
Bize kim gülümseyecek?"

~ Edip Cansever

🥀

ŞAFAK VAKTİ

Bir hafta sonu sabahın da Gül erkenden kalktı. Baya bir erkenden gözlerini açtı. Sürekli alarm kurarak okula gittiği saatte alışık olduğu erken kalkma alışkanlığını da bu sefer daha da ötesinde farklı bir saatte ilk kez sergiledi. Acı kahve gözlerini açtığında saatine baktı. İster istemez birden uyanan Gül, bu kadar erken kalkmanın da nedenini kendinde sorgulamaktaydı. Akrep tam sabah dördünde büküldüğün de yelkovan da tam kırk beşinde boy göstermekteydi. Yani saat tam 04:45 idi ve bu saat; dün Yeşim'in de söylediği gibi tam şafak vakti idi. Gül, bu saatte açan gözlerine inanmadığı gibi anlamlandıramadıda... Çünkü bugün hafta sonuydu ve erkenden kalkması için bir sebep yokken neden birden gözlerini şafak vaktinde açtı? Gül, birden ayaklandı, boğazının kurulduğunu anladı ve hemen mutfağa gidip bir bardak soğuk su içti. Derin bir nefes aldı ve düşündü. 'Ben neden bu saatte uyandım ki?' Hızlı adımlarla tekrardan odasına geçti. Odanın penceresinden yavaş yavaş doğan, ışıl ışıl parlayan güneşe öyle bir güzel baktı ki acı kahve gözleri bir anda yeşerdi. Kahve tonları sarı ışınlarıyla birleştiğinde esrarengiz bir manzara ortaya çıktı. Gül, dayanamadı ve penceresini açarak mis gibi oksijeni ciğerlerine depo etti; kuşların şen cıvıltılarını dinledi, bahçesinde boy boy açan eşsiz güzellikteki her çiçeğin ve çeşit çeşit güllerin kokusunu defalarca kez kokladı. Masmavi gökyüzüne büyük bir aşkla baktı. Masmavi gökyüzünde süzülen, ışıl ışıl parıldayan Güneş'i hayranlıkla izledi. Ve Gül ilk kez bir şafak vakti saatine gelmenin şaşkınlığını yaşar iken zevkini de doyasıya çıkarmaktadır. Gülen gözlerine ışık saçarken ciğerleri de temiz havayı çoktan solumuştu. ' İlk kez şafak vaktinde kalkıyorum neden bilmiyorum ama ben şuanda çok mutluyum. Gözlerimden hâlâ uyku akar iken nedense hiç uyumak istemiyorum ve sabaha kadar bu zevkin tadını çıkarmak istiyorum. Şuanda dışarı çıksam ne olur mesela? Sabahın köründe dışarı ne işin var derler mi? Ya da dışarı çıkmak için bula bula bu saati mi buldun derler mi? Şafak vaktinde dışarı çıksam ayıplarlar mı beni? Sabahın köründe bir kız başına dışarıda ne işin var derler mi? Evden kaçtığı mı sanarlar mı? Kafamda deli sorular. Hiçbiri umrumda değil. Beynim ve bedenim şu saatte dışarı çıkıp hunharca koşup bütün temiz havayı ciğerlerime depo etmek istiyor. Ne dersin aklım yapalım mı bir çılgınlık? Bence de çok haklısın, yapalım gitsin. Bir daha nereden geçecek bu fırsat elime. Üzgünüm sevgili uykum, sürekli seni dinleyemem arada çılgınlık yapmak şart. ' diye düşündü ve hemen ayaklandı. Eline ve yüzüne su vurup hemen siyah-beyaz çizgili polo spor kıyafetlerini giyindi. Kızıla çalan dolgun saçlarını tepeden at kuyruğu yaptı. Kulaklıklarını da kulağına geçirip sessizce evden dışarıya çıktı. Evinin hemen az aşağısında bulunan sahile gitmeye karar verdi. Evden dışarıya ilk adımını attığı sırada kafasını yukarıya kaldırdı, acı kahve gözlerini, masmavi gökyüzüne dikti. Sokağa baktı; hiç kimse yoktu. Sanki dünyada ondan başka bir canlı yokmuş gibi hissetti. Biraz ürkütücü gelsede deli cesareti sayesinde fikrinden gayet mutluydu. Derin bir nefes alıp temiz oksijeni tümden solumak için küçük adımlarla koşmaya başladı. Kulaklıkların da çalan şarkıya eşlik etti.

Yaptığı hızlı koşunun sonunda sahile geldi. Derin bir nefes almak için kumlara uzandı. Elinde tuttuğu pet şişe suyu hemen kafasına dikledi. Cebinden sigarasını çıkartıp denize karşı hemen yaktı. Gözleriyle denizin dalgalarını takip eder iken aklına hemen o geldi. 'Yabancı numara' diye düşündü ve hemen eli telefona gitti. Saat 04:47 olmuştu. Ve hâlâ şafak vaktiydi. Eğer Yeşim'in dediği gibiyse şimdiye kadar mesaj atmış olmalıydı. Yabancı numaradan henüz bir bildirim yoktu. Gül, dudaklarını büktü. Sabahın köründe çok koştuğundan ve bu saatte ayakta durmak da zorlandığını anladı ve hemen bedenini kumlara gömdü. Uzun bir süre gökyüzünün güzelliğini incelerken onu düşünmeyi de ihmal etmedi.
' O bir asker. Ve her şafak vaktinde bu saatte kalkıp akşama kadar nöbet tutuyorlar. Ne kadar zor bir süreç. Bir insanın bünyesi buna nasıl dayanır? Ben beş dakika sahile koştum diye nerdeyse canım çıktı. Onlar her gün, her şafak vaktinde bu zorlu görevin üstesinden geliyorlar. Askerlik gerçekten de çok zor kutsal bir vatanı görevdir. Canı gönülden diliyorum ki Allah'ım tüm askerlerimizi korusun, Amin. Seni de yabancı numara. ' diye içinden geçirir iken o anda bir ses duyar. Bu bir mesaj bildirim sesiydi. Elinde ki telefona hemen baktı ve gülen dudakları değil gözleri olmuştu.

KARA'NIN GÜLÜ 🌹 ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin