12

684 131 23
                                    

Kafa karışıklığımın tenimi karıncalandırdığı saatlerin içerisindeyim

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Kafa karışıklığımın tenimi karıncalandırdığı saatlerin içerisindeyim. Başım hafif dönüyor. İçki beni sersemletti. Masadaki herkes konuşmaların arasına sıkıştırılan kahkahaları ile mutlu görünüyor. Jimin'in çocukluk anılarından biri beni de güldürüyor. Kaydıraktan kayarken yaşadığı talihsiz kaza -pantolonun yırtılması- hepimizi bir an için o anı düşünmeye itiyor. Üzerimde birinin gözlerini hissediyorum. Jungkook. Parmakları şarap kadehinin etrafını sarmış, gözleri bana kilitlenmiş. Jimin'in anısının gülümsemesi henüz yüzümü terk etmemiş.

Jungkook gecenin sonunda beni eve götürmeyi teklif ediyor, onu geri çevirmiyorum. Yolcu koltuğuna oturmama, emniyet kemerini bağlamama yardım ediyor. Ellerimi onun vücudunda dolandırmak istiyorum. Her bir noktasını keşfetmeye ihtiyaç duyuyorum. Sıcak ve yumuşak teninde dudaklarımın dokunmadığı bir yer kalmamalı. Onu tutmak istiyorum ama ellerim boşlukta kucağıma düşüyor. Arabanın ön kaputundan dolanıyor, yanımdaki sürücü koltuğuna oturuyor.

Aklımı başıma toplamam gerek.

Pencereyi açıyor, serin hava tenimi yalıyor. Biraz iyi hissediyorum. Sıcacığım. Beni ateşlerin içinde süründürdüğünün farkında olduğunu sanmıyorum. Ona dokunmak istiyorum ama elimi uzatmak için çok üşengecim. Jungkook arada bana bakıyor, ne hâlde olduğumu anlamaya çabaladığını görebiliyorum. Radyodan sözlerini anlamadığım bir şarkı dökülüyor. Gözlerimi kapatıyorum. Aklımı kaybediyorum. Jungkook'un bedenine ihtiyacım var. Aptalca bir düşünce zihnime doluyor. Arabayı bir köşeye çekmesini, dudaklarıma kapanmasını ve beni kucağına çekmesini istiyorum. Ellerim boynunda gezinirken sızlayan bedenimi kendine çekmesine izin veriyorum. Tanrı'm, bütün vücudum sızlıyor.

Bacaklarımda bir el hissediyorum. Onları birbirine bastırıyor olduğumun farkında değilim. İki bacağımın arasına sızan el onları ikiye ayırıyor ve geri çekiliyor. Elini çekmesini istemiyorum. Gözlerim aralanıyor. Bakışları yola sabitlenmiş olsa dahi tüm dikkatinin üzerimde olduğunu biliyorum. "Benim yanımda sızlanmamalısın." diye fısıldıyor, gözleri saniyenin beşte biri kadar kısa bir süre bana değiyor. Koltukta biraz yayılıyorum, söyleyecek tek kelime çıkmıyor. Aptalım. Aklımı başıma toplamam gerekiyor. Kendimi utandırıyorum. Araba apartmanımın önünde duruyor. Bir an önce inmek istiyorum.

Arabadan dışarı adım attığım an ani hareket başımı döndürüyor. Bedenimi arabaya yaslıyorum. Jungkook yanıma geliyor, iyi olup olmadığımı soruyor. Benimle kalırsa iyi olacağımı söylüyorum. Yüz ifadesini okumak zor. "Aklın başında değil." diyor sonunda, aklım tamamen onunla dolu. "Aklımı başımdan aldığını biliyorsun." diyorum, vücudumu arabadan çekiyor ve ona doğru bir adım atıyorum. Geriye çekiliyor. "Sarhoşsun." Biliyorum, yine de bu onu istememe engel olmuyor. Umurumda olmadığını dile getiriyorum, Jungkook iç geçiriyor. "Evine git ve dinlen." diyor, sözcükleri umursamıyorum. "İstediğin tam olarak bu mu?" diye soruyorum ona, onaylıyor. "Duygusuz sekse karşı olduğum konusunda anlaştık sanıyordum." diyor, gülümsüyor. Elimi çenesine değdiriyorum.

jungkook' taekookWhere stories live. Discover now