7. bölüm

65 8 21
                                    

"Ben Hwang Hyunjin, ortanca prens... tahtı hak iddia ediyorum!"

- ❄️ -

Uzun bir sessizlik oldu, kral arkasını dönüp askerlere işaret verene kadar. Birden herkes ayaklanıp, bağırıp çağırmaya başladı.

Hyunjin hemen birileri tarafından tutulmamayı fırsat bilerek bağırmaya devam etti. "O çocuğa ya kendi soy adını ver, 'Hwang' olsun, ya da kimsesizlerden birinin soy ismini, sakın "Lee" koyayım deme. Benim soy adımı vereyim deme o ite!"

Kral o zamanlar hocaya dediği şeyleri gencin ağzından duyunca paniklemeden edemedi. Hyunjin yine de susmak bilmiyordu. "Ateşli hastalık mı geçiriyor? Zaten bu çocukların kaderi ölüm, dışarıda bir yere bırak ki elinde ölmesin."

"Kes sesini!"

"Vicdan azabı çekmene gerek yok, sonuçta artık senin olmayan bir çocuğa bakmak zorunda değilsin."

"Alın şunu!"

"Hayır! Zorla baba olmaya zorladığın hoca, o kimsesiz çocuğun babası olmuştu bile! Atmadı sokağa o çocuğu. Siz bilmiyor olabilirsiniz, zaten çok iyi bir doktordu, kurtardı o çocuğu! Ben o hocanın hatrına çıktım buraya, babam için geldim, hayatını size adayan babam. Sevdiği kadın ile tehdit ettiğiniz adam!" Dedi Hyunjin, ardından biraz daha ilerledi ve Yongbok'un önünde durup ekledi. "Verdiğiniz öğretilerde "kardeş kardeşin kanını dökmez" diyordunuz, oğlunuzun önüne kimse çıkmasın diye kardeşinin hükmünü verdiğinizi de yazdınız mı o kitaplara?!"

Minho'ya çevirdi bu defa gözlerini. "Savaşçı değil, sanatçı olur diye mi tercih etmediniz? Merak etmeyin, ben hem savaşçı, hem sanatçı oldum."

Sonunda kral onun Yongbok'a daha da yaklaşmasını istemediğinden askerlere işaret verdi. "Alın götürün şunu."

Halk ayaklandı, haliyle soylulardan biri de yaklaşıp sordu krala. "Zindana mı?"

"Ya nere olacaktı?"

"Hayır, olmaz. Bu çocuk eğer prens ise zindana kapatamazsınız."

"Ne belli?!"

"Kanıtlaması gerekiyor, halk ona sahip çıktı bile."

Kral yaşlı adamın dediği ile isteksizce kabul etti durumu. "Odasına götürün, yarın sabaha kadar çıkmasın dışarı."

Yaşanan olayların karşısında en çok şaşıran oğulları gibi görünüyordu. Yongbok korkuları ile yüzleşiyordu, Minho ise o gencin gerçekten öz kardeşi olma ihtimali ile.

Artık veliyahtı duyuramazdı kral, sarayın kapılarını kapattı ve kimseye hesap vermeden odasına çekildi.

Minho ve Yongbok göz göze geldi bir an.  İkisi de sesini çıkarmadan kalktılar, farklı yerlere gidiyorlardı. Yongbok koştur koştur odasının olduğu koridora girdi, kendi odasına değil, Hyunjin'in odasına gidiyordu.

Askerler durdurdu onu. "Efendim, kral kimse ile görüşmemesini söyledi."

Yongbok ilk kez kabaca emir verdi. "Çekilin yolumdan."

"Efendim-"

"Ölmek istemiyorsanız çekilin!"

Açılan iki askerin arasından geçip girdi odaya. Yatakta uzanan Hyunjin'in yanına adımladı ve sordu. "Ne yaptığını sanıyorsun sen?"

THE CROWN | HYUNLIXWhere stories live. Discover now