Kaybolmuş ruh

149 15 35
                                    

Yemyeşil bir ormanda dolaşıyordu genç adam, neşeli kahkaha sesleri ulaşıyordu kulaklarına. Ağaçların arasında dönüp duruyordu ama sesin kaynağını bulamıyordu bir türlü. Gülüşlerin arasından Elif'in sesini ayırt edebildiğinde, adımları hızlandı.

"Elif! Nerdesin?!"

Güneş ışıklarını toplayıp ormanın üstünden çekildi, yerini karanlığa bıraktı. Gök gürültüsü gökyüzünü adeta delip geçti, yağmur şiddetle yağmaya başladı. Rüzgarla birlikte ağaçlar yerinden çıkacak gibi sağa sola savruluyordu.

"Elif!"

Kenan yüreğini sıkıştıran bir hisle sevdiği kadının adını tekrar tekrar bağırdı. Gülüş sesleri kaybolmuş, bu karanlık ormanda bir başına kalmıştı genç adam.

"Veysel!"

Bu kez kardeşinin adını bağırdı genç adam, sessizlikte bir cevap bekledi. Ancak yağmurdan başka hiçbir ses duyamadı. Korkuyla atmaya başlamıştı kalbi.

"Nerdesiniz?"

Sesi bir fısıltı gibiydi. Gözyaşları yağmurla eş zamanlı düşüyordu toprağa. Ne kadar ilerlese de hep aynı yere çıkıyordu yolu. Kenan kaybolmuştu ve kimse onun sesini duymuyordu.

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Aracından inen kadın hızla şarampole ilerledi, durumun çok kötü olmamasını umarak korkuyla baktı biraz aşağıda kalan arabaya.

Ağaca çarpmış olan arabanın ön kısmı mahvolmuş haldeydi. Araçtaki adamın başı direksiyona yaslıydı. Yoğun kan kokusu ise her yanı sarmıştı. Kadın geri çekildi ve geldiği hızla aracına yöneldi. Aracın yanına ulaştığında kısa bir an için şarampole baktı ve hızla araca binerek uzaklaştı.

Ve Kenan ıssız yolda bir başına kaldı.

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

"Aç şu telefonu artık!"

Elif bir kez daha titreyen elleriyle aynı numarayı aradı ama sonuç değişmedi. Uzun uzun çalan telefona kimse cevap vermiyordu. Elif bu defa Veysel'i aradı.
Açılan telefonla ise karşı tarafta fırsat bırakmadan konuştu:

"Veysel, abin seninle mi? Ya da nereye gittiğini biliyor musun?"

"İkisine de hayır. Birşey mi oldu?"

"Bilmiyorum!"

"Tamam sakin ol. Sen nerdesin?"

"Sağlık ocağında."

"Geliyom ben, orda konuşuruz."

Elif telefonu kapatıp masanın üstüne bıraktı. Pencerenin önüne geçerek derin nefeslerle sakinleşmeye çalıştı. Bir kez daha kaybetme korkusu tüm kalbini ele geçirmişti. Birkaç dakika sonra kapı hızla açıldı. Veysel en az Elif kadar endişeli bir halde odaya girdi.

"Sen abimi aradın mı hiç?" Diyerek başka birşey sormadan konuya girdi Veysel. Yoldayken Kenan'ı birkaç defa aramış ve ulaşamamıştı.

"Aradım, cevaplamıyor."

"Tamam sakin olalım. Siz konuştunuz mu bugün hiç?" Diye sordu bu kez de. Ne kadar sakin olalım dese de kalbi endişeden yerinden çıkacak gibiydi.

"Evet, pek iyi değildi." Dedi Elif, aklına gelen ihtimalle birlikte anında gözleri doldu. "Ya bir yerde düşüp kaldıysa?"

"Belki de ilçedeki hastanededir." Dedi Veysel ve cebinden telefonunu çıkarıp Cemile'yi aradı. Telefon açıldığı an ise  fırsat bırakmadan konuştu:

"Cemile baban yanında mı?"

"Evet."

"Telefonu ona verir misin?"

"Neden ki? Birşey mi oldu?"

"Abimden haber alamıyoruz, belki Reşat hoca biliyordur."

Birkaç dakikadan sonra telefonda Reşat hocanın sesi duyuldu:

"Veysel oğlum,"

"Reşat hocam abimden haberiniz var mı? Biz ulaşamıyoruz da."

"Siz ortalığı ayağa kaldırmayın, ben haber almaya çalışacam."

"Tamam hocam."

Veysel telefonu kapatıp cebine koydu. Elif'e birşey söylemeden önce ilerleyip Kenan'ın sandalyesine oturdu. Elif ona endişeyle bakarken, Veysel gözlerini kapatarak başını arkaya yasladı.

"Veysel birşey mi oldu?"

"Ben.." dedi Veysel ve devamı gelmedi. Gözyaşları birer birer süzüldü kapalı göz kapaklarının ardından. Daha bu sabah abisiyle kavga etmişti ve kendini suçlamadan duramıyordu.

"Veysel söylesene, birşey mi olmuş?"

"Haber vericem dedi."

"Birşey olmamıştır demi?"

Veysel gözlerini açıp başını kaldırdı. Abisinin ne hissettiğini şimdi daha iyi anlıyordu. Endişe anında başkalarını sakin tutmaya çalışmak çok zordu.

"Olmamıştır Elif."

"Ya bize ihtiyacı varsa?" Dedi Elif. Ve Veysel'in endişesi mümkünmüş gibi daha da arttı. Abisinin bir yerlerde yardım bekliyor olma ihtimali çok korkunç gelmişti ona. Kaybolduğu zamanı hatırlamıştı, birilerinin onu fark etmesi için beklediği anları, ne kadar çok korktuğunu.

Birşey söylemeden sandalyeden kalkıp odadan çıktı Veysel. Elif anında onun arkasından ilerledi. Ve nereye gittiğini bilmediği Veysel'i takip etmeye başladı.

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Bölüm sonu.

Umudun Rengi Where stories live. Discover now