Düğün günü

273 19 32
                                    

"Veysel, abin yemeğe gelmeyecek mi oğlum?" Diye sordu Günşıl, sofrayı hazırladığı esnada.

"Bilmiyom Günşıl yenge."

Günşıl mutfağa geçti. Ramazan kolunu Veysel'in omzuna attı, yüzünde kocaman bir gülümseme vardı. Taner diğer yanına oturdu Ramazan'ın, bir tane geçirdi omzuna.

"Yarın düğünün var la."

"Ramço harbiden evleniyon ha."

Veysel de bir tane vurdu Ramazan'ın omzuna. Ramazan onların ortasından kalktı.

"Sağlam kalırsam evlenicem."

Amcaoğullarının neşeli gülüşlerini kapı sesi bozdu. Ramazan hemen açtı kapıyı, kimin geldiğini tahmin ederek.

"Kenan abi hoşgeldin." Dedi, her zaman ki neşeli tavrıyla.

"Hoşbuldum."

Kenan içeri geçtiğinde Ramazan kapıyı kapattı. Taner oturduğu yerden kalktı Kenan'ı görünce, Kenan'ın mavileri ona çevrildi. İkisi de bu gerginliği daha fazla devam ettirmek istemiyordu.

"Hoşgeldin Kenan abi."

Gülümsedi Kenan sadece ve mavileri bu kez kardeşine çevrildi. Veysel abisi harici her yere bakıyordu.

"Abi geç kardeşinin yanına sen, biz amcama bakalım."

"Evet, biz bi bakalım ona."

İkili bahçeye çıktı. Abi kardeş yalnız kaldı. Ne Kenan ne Veysel ikisi de birşey demiyordu, sessizlik çökmüştü odaya. Veysel başını eğdi, Kenan onun yanına oturdu.

"Beni de bıraktılar burda."

Veysel'in söylenir gibi çıkan ses tonuyla Kenan ona bakmadan konuştu:

"Rahatsız mısın yanımda olmaktan?"

Sessiz kaldı Veysel, abisini üzdüğünün farkındaydı, ne diyeceğini bilemiyordu. Yok yere kırmıştı kalbini, şimdi pişman olması neye fayda edecekti?

Onun sessizliğini yanlış anladı Kenan. Kardeşinin onu artık sevmediğini düşünüyordu genç adam. Veysel'e çevirdi gözlerini.

"Sen ne dersen de ben seni çok seviyorum kardeşim."

Gözlerini abisine çevirdi Veysel, şimdi iki deniz birbirine bakıyordu. Biri masmavi diğeri çoktan karanlığa gömülmüş.

"Bunu sonra konuşalım mı?"

"Sonra." Acı bir şekilde güldü Kenan, Reşat hocanın söyledikleri yankılandı zihninde.

"Kardeşin seni affedecek ama senin bunu beklemeye zamanın yok Kenan."

"Konuşalım kardeşim, sonra konuşalım."

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Sabahın ilk ışıklarıyla aydınlanırken kasaba sokakları, Kaya ailesi farklı bir heyecanla uyandı yeni güne. Beklenen gün gelmişti, bugün düğün günüydü.

"Galk! galk! galk!"

"Noluyor sabah sabah?" Diye gözlerini açtı Ramazan, başında Taner vardı. Kenan kapıya yaslanmış gülerek onlara bakıyordu, kardeşi hemen yanında sandalyesindeydi.

"La oğlum düğünün var senin, galk artık." Diyip yastığa iteledi Ramazan'ı Taner. Ramazan anlamamış bir halde öylece amcaoğullarına baktı tek tek.

Umudun Rengi Where stories live. Discover now