ʜᴀᴢʙɪɴ ʜᴏᴛᴇʟ - ʜᴇʟʟᴜᴠᴀ ʙᴏss ᯓᡣ𐭩 ᴛᴇᴘᴋɪʟᴇʀ

hb¹

𖹭𖹭𖹭

ᯓᡣ𐭩İmp ofisine müşteri olarak girersinizᡣ𐭩

ᯓᡣ𐭩 Loona :

Emin olamayarak birkaç kez duvardaki postere yazılı olan 'İmp Ofisi' yazısına bakarsınız. Poster oldukça acemi bir çizimle süslenmişti ve köşesinde de ofisin adresi yazıyordu. İntikam duygusuyla yanıp tutuşurken çaresizce posteri duvardan sökersiniz ve ofise giden yolu hızla takip edersiniz.

İki yanında da boynuz olan binaya ulaştığınızda derin bir nefes verdiniz ve içeri girdiniz. Merdivenlerden çıkarken etraftaki onlarca kapıya bakarsınız. Koridorları gezerken kapıların üzerindeki yazıları incelerseniz. Sonunda 'İmp Ofisi'ni bulursunuz. Kapıyı çaldığınızda ise içeriden gelen herhangi bir ses duymadığınız için izinsiz de olsa kapıyı yavaşça aralarsınız. İçeride sadece masanın başında telefonuna odaklanan bir kız görürsünüz.

Görünüşe göre buranın resepsiyonisti sadece odur ama sizinle pek ilgileniyor gibi durmuyordur. Bunun biraz kabaca olduğunu düşünseniz bile hiçbir şekilde dile getirmeden ofisin içine girersiniz.
"Afedersiniz.." diye minikçe mırıldandığınızda kız size bir anlık olsa bile bakmaz. Telefonu şu anda sizden çok daha önemliydi.

Bundan hiç hoşlanmadınız çünkü zamanınızın her saniyesinin şu an için fazla önemli olduğunu biliyordunuz.
Acele etmeniz lazımdı.
Çok sevdiğiniz kardeşiniz şimdi tehlikedeydi ve onu kurtarmak için her şeyi ama her şeyi yapacaktınız.
Gözleriniz onu düşündüğünüzde acıyla parladı.

Sinirlenmek yerine bir kez daha ama bu sefer yüksek sesle tekrar denersiniz.
"Bu intikam şeyi zımbırtısı için öncelikle nereye gitmem gerekiyor."
Kız bu sefer oflayarak başını telefonundan kaldırdı ve kaşlarını katlanamıyormuş gibi çattı. Burada çalışmayı sevdiği söylenemezdi ama en azından azıcık da olsa işini kabullenmişti.

Kulaklarını hareket ettirirken sizi süzdü bir süre. Sanırım üzerinizde sizi yargılamak için bir şeyler arıyordu.
Ama siz bu hoşnutsuz durumu  umursamayarak ondan cevap beklersiniz.
"Buraya."
Sizden sıkılmış olmalı ki sizi izlemeyi kesip içerideki bir kapıyı gösterir.

𖹭𖹭𖹭

ᯓᡣ𐭩Blitzø :

Biraz kabalık yapıp aceleyle kapıyı tıklatmadan içeriye girdiğiniz için iki tane at oyuncağını öpüştürmeye çalışan ofisin patronunu görebildiniz.
Sizi fark ettiğinde bir küfür mırıldandı ve oyuncakları hemen masanın altına kaldırdı.
"Kapı ç-a-l-m-a-y-ı bilmez misin sen?" dediğinde sinirli olduğunu anlayabildiniz ama yine de bu sinir çabuk unutulacak gibi duruyordur.

Elinizi göğsünüzde yumruk yaptınız ve çaresizce konuşmaya çalıştınız.
"Bunun için gerçekten üzgünüm ama artık fazlasıyla korkmaya başladım. Onun için çok endişeleniyorum. Lütfen...Lütfen bana yardım edin. Onu kurtarmalıyım..Lütfen-"

Blitzø, sözünüzü keserken yavaşça ayağa kalktı ve ellerini sizi sakinleştirmek için kaldırdı.
"Hey, öncelikle paran var mı sürtük?"

Nefes nefese endişeyle durdunuz ve elinizi ceketinizin cebine attınız.
"Var. Evet var. Fazlasıyla var..."
Ama aradığınız para orada yoktur.
"Ah...Çok tuhaf. Vardı. Dışardayken yanımdaydı..."

Blitzø derin bir nefes aldı. Bu arada sizin yanınıza iyice yaklaşmıştı.
"Cehenneme yeni düştün değil mi?"

Hayal kırıklığı ve üzüntüyle başınızı salladınız.

"Çok geçmiş olsun o halde. Paranı çaldırmayı başarmışsın."

Dişlerinizi sıktınız.
"B-Ben...Şimdi ne olacak? Bana yardım etmeyecek misin? Lütfen! Kardeşimi kurtarmama yardım edin! Her şeyi yaparım.."

Blitzø sizi umursamak istemiyor, sizi geldiğiniz yoldan geri göndermek istiyordu görüldüğü kadarıyla ama yine de gözlerinde bir acıma vardı. Bu yüzden bunu hemen yapamadı.

𖹭𖹭𖹭

ᯓᡣ𐭩 Millie :

Siz; Blitzø'e yalvarıyormuşçasına bakarken içeriye birden neşeyle bağıran kısa saçlı bir kadın girdi. Kapıyı çalmamıştı.
"Hey Blitzø, sevgilin telefonda şu an! Hatta...dur. Blitzy~ mi demeliyim?!"
Küçük bir heyecanla elimdeki telefonu sallayarak gülüyordu.
Sanki patronunun o olduğunu unutmuş gibiydi. 

Blitzø, sizi umursamayı unutarak Millie'ye öfkeli bir karşılık verdi. Sesi oldukça vurgulu ve yüksek çıkıyordu.
"Seni reçel gibi yere çalmamı istemiyorsan çeneni kapa Mills."
Telefonu ona beklentiyle bakan küçük kadının elinden aldı bir hışımla. Hâlâ kendi kendine mırıldanıyordu.
"Sana defalarca söyledim. Stolas ile aramızda hiçbir boktan bağ yok."

Blitzø, birkaç saniye dinlediği telefona aniden küfürler yağdırmaya başladığında siz de bu anı fırsat bilirsiniz. Kapıdan dışarı çıkan Millie'yi takip edersiniz. Ve resepsiyonun önüne vardığınızda başka birinin daha orada olduğunu görürsünüz. Aynı Millie gibi o da oldukça küçüktür ve beyaz saçları ile fazlasıyla şirin görünüyordur.

Loona sizin oraya geldiğinizi fark ettiğinde telefonundan başını kaldırmaz ama yine de kulakları dikleşmiştir.

𖹭𖹭𖹭

ᯓᡣ𐭩İstek tepkiii