Bölüm 12: İmkansızlık Mücadelesi

48 3 0
                                    

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Sevgili okur, önce önceki bölüme göz atmalı ve öyle okumalısın çünkü unutmuş olabilirsin! 💕🌸

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


Sevgili okur, önce önceki bölüme göz atmalı ve öyle okumalısın çünkü unutmuş olabilirsin! 💕🌸



Zihnime ilk düşen şey Warren'ın asla bana ihanet etmeyeceğiydi. Onu tam olarak tanımasam da gülüşü bu kadar içten ve masum olan birisi kimseyi yarı yolda bırakmazdı, bundan son derece emindim. O halde kim yırtmıştı ormanın güney kısmını?

Kıan? Hayır, o yapmış olamazdı çünkü hem bunun için bir sebebi yoktu hem de içimden bir his o olmadığını söylüyordu. Peki Hannah? Muhtemelen o da değildi çünkü o sürekli benim yanımdaydı ve kitabı eline bile almış olsa bunu fark ederdim.

O zaman kim yaptı bana bu kötülüğü? Belki de bir hayvan felan ısırmıştır. Ah, Tanrım neden bu kadar aptalım?

Ben bunları düşünürken omzumdaki orman perisi bir yandan dualar ederken bir yandan da haritayı kim yırttıysa ona lanetler yağıdırıyordu ve bu hâline normalde olsa gülerdim ama şimdi çıtım çıkmıyordu. Yüzümün şu an en az havadaki bulut kadar bembeyaz kesildiğine emindim lakin en azından hava henüz kararmamış ve güneş hâlâ batmamıştı.

Acilen bir yol bulmalıydık çünkü hava kararırsa Nora'nın bahsettiği karanlık güçler ortaya çıkıp bize saldırabilirdi ve bunun gerçekleşmesi içten bile değildi.

Sanki orman her saniye daha da korkutucu oluyordu ama en korkutucu olan şey benim dost diye baktığım üç kişiden birinin bana ihanet etmesiydi. Belki de üçü birden yapmışlardı bunu?

Hayat mottomun pes etmemek olduğunu bir kere daha hatırlayınca bu sefer yumruklarımı sıktım ve yaşadığım ihanetin öfkesiyle yanımda uçuşan periye döndüm.

"Orman muhafızının bize gerçekten yardım edeceğinden emin misin?" Sesim kendime bile korkunç gelmesi, perinin bir an korkmasını açıklıyordu.

"Ö-öyle düşünüyorum. En azından şansımızı denemiş oluruz. " Nora'nın sözleri ardından atıma bir hışımda binmem bir olmuştu. Adrenalin kanımda sinsice gezerken bir kenara oturup ağlamak benlik değildi. Benlik olan şey; bir kurtuluş yolu bulana kadar savaşmak ama asla pes etmemekti. Belki de bu huyumu da babamdan alıyordum...

Gökyüzünün KehanetiWhere stories live. Discover now