Bölüm 8: Yolculuğun Başı

81 4 9
                                    

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

"Üzüntü, öfke, keder, korku, sevinç, özlem

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


"Üzüntü, öfke, keder, korku, sevinç, özlem... Bu duygular olmadan insan yaşayabilir mi? Yaşasa bile onun bir robottan ne farkı kalır? Onu bu hayata bağlayan şey; bazen çektiği aşk acısı olacak bazen de yaşadığı öfke. Hayatta hep mutlu olduğunuzu düşünsenize! Ne çekilmez olurdu dimi? Şahsen ben ara sıra korkmak, heyecanlanmak, öfkelenmek ve hatta ağlamak da isterim. Yoksa bu hayattan zevk almak yerine işkence edilmiş bir kuklaya dönerdim. İpleri de ben tutuyor olmazdım."

O anda aklıma gelen bir kitap sözüydü bunlar. Hem de en sevdiğim kitabın en sevdiğim yazarıydı bu sözleri yazan. Nedensizce aklıma gelmişti bu alıntı ama iyi ki de gelmişti. Ayrıca anlamı da çok güzeldi. Bizim özümüzün ne olduğunu tekrar hatırlatan bir alıntıydı. Bu nedenle de yaklaşık yirmi beş dakikadır bu sözleri ve anlamını düşünüyordum lakin malesef ki düşünmem gereken daha mühim meseleler vardı.

Hava belki de ölümcül derecede soğuktu ama bunu dert edemeyecek kadar çok stresliydim. Ya yanlış bir şey yapıyorsam?  diye çok sordum kendime yine de hala bir cevap bulamadım. Zihnimi kurcalayan başka şeyler de vardı elbet. Mesela Barış ve Beren gibi...

O kadar çok suçlu hissediyordum ki kendimi geri onların yanına götürmemek için çok direndim. Daha saraydan ayrılalı tahminimce bir buçuk saat oluyordu ama kahretsin ki onları çok özledim. Lakin gururlu bir insan olduğum için artık onların yanına geri dönmeyecektim. Artık bir yola girmiştim ve eğer geri dönersem yolu yarılamadan bile pes edeceğime damarımda akan kan kadar emindim.

Warren ve diğerlerine hâlâ güvenmek için çok kararsızım. Eğer bir şey yapıyorsam temkinli olmalıydım. Babam bana hep "Eğer bir şey için uğraşıyorsan çabalamalısın ve her şeyi göze almalısın kızım. Ama olur da yapamazsan  o zaman kendini suçlu hissetme çünkü hayat her zaman acımasız değildir, bazen bize gülümseyedebilir." derdi. Ah canım babam benim. Seni öyle çok özledim ki! Yedi yaşındaki kızın artık büyüdü ve bir kaç ay sonra on dokuzuna basacak. Bir görsen hâlimi babam. Birlikte yapmak istediğimiz her şeyi ben tek başıma yapmış olsam da asla size kızgın değilim ve olmayacağım da. Yukarıdan beni annemle birlikte izlediğinizi biliyorum bu yüzden hep güçlü gözüküceğim size.

Gökyüzünün KehanetiWhere stories live. Discover now