Bölüm 9: Karanlık Duygular

69 3 10
                                    

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Beren'in Ağızından

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Beren'in Ağızından

Gözüme bir gram uyku girmemişti. Kalbim korkumun altında ezilirken ruhum endişeli gibiydi. Evet, korkuyordum. Yarım saat önce en yakın arkadaşım bizi terk etmişti çünkü. Ama korkan tek kişi elbette ki ben değildim. Barış da öyleydi...

Sarayda korkunç bir telaş vardı. Her saniye farklı bir muhafızın ayak sesi koridorlarda yankılanıyordu. Bağrışmalar, emirler, azarlanmalar ve haklı isyanlar... Duyduklarım bunlardı benim, daha fazlası değil.

Barış da ortalıklarda yoktu. Pelin, kapıyı çarpıp çıktıktan bir müddet sonra Barış da çıkmıştı. Nereye gittiğini bilmiyordum ama hala yarım saat öteki konuştuğumuz yerde ve ayakta dikiliyordum. Kendime zaman vermem gerekiyordu. Hayır, zaman akıp giderken daha fazla burada kalamazdım. Hemen Pelin'i bulup gerekirse buradan birlikte kaçabileceğimizi söylemeliydim.

Ayaklarımı zar zor hareket ettirmeye çalışarak kapıya doğru ilerledim ve kapı kolunu elim titreyerek açtım. İlk defa bu kadar büyük bir kavga etmiştik ve bu can sıkıcı olması bir yana kalp kırıcıydı da... Pelin'i daha önce bu kadar kızgın görmemiştim. O konuşurken neredeyse gözlerinden alevler çıkıyordu. Lakin Barış'ın da gözleri öyleydi. İkisi de öfkeliydi ve ben onları sakinleştirmeye çalışamayacak kadar telaşlıydım.

Aslında olaya ikisinin de gözünden bakınca ikisi de haklı çıkıyordu çünkü ikisinin de birbirine sığındığı bahaneleri vardı elbet. Yine de bu onları tam olarak haklı göstermeye ne yazık ki yetmiyordu.

Koridorda böyle fazla muhafızı daha önce hiç görmemiştim. Ve daha önce hiç görmediğim kaosu şimdi insanların kalplerinde görüyordum. Acaba birine bir şey mi oldu diye düşündüm. Korktum. Endişelendim. Yalnızlaştım. Tıpkı tek başına evcilik oynayan çocuklar gibi yalnızlaştım. Tıpkı evladını kaybeden bir anne gibi yalnızlaştım...

Bana ara sıra çarpan muhafızları bile fark etmeden koşar adımlarla sarayı dolaştım. Kahretsin ki ortalıkta ne Barış vardı ne de Pelin. Bu koca sarayda yalın ayak dolaşırken tek düşündüğüm o ikisini bulup buradan defolup gitmekti. İlk zamanlar burayı çok sevmiştim. Sahi ne kadar süredir kalıyorduk burada? Sanırım bir ya da bir buçuk hafta. Peki ne haldeydik? Dağılmış ve yalnız...

Gökyüzünün KehanetiWhere stories live. Discover now