ne gördün ne gördün

43 0 0
                                    

Samet'in bakış açısından

Bayramın ilk günü. Akrabalar aranacak, akrabalarla konuşulacak, annem arkadan unuttuklarımın isimlerini söyleyecek...
Düşüncesi bile çok yorucuydu. Her yer de kapalıydı.

Sıkıntı içinde dışarı çıkmaya karar verdim. Boş boş sokakları gezecek yeşil bir yer bulursam da oturacaktım.

Dolapta biraz göz gezdirip havanın sıcaklığına uygun olacak bir kombin yaptım ve sonra dışarı çıktım.

Ankara sokaklarında yürümek çok hoştu. Ankara'daki sokakların havası bir başkaydı. Şimdi insan da çok yok tabii, bu durum daha da güzelleştiriyordu sokakları.
Pek çok insandan Ankara'ya daha gelmemiş olmalarına rağmen sevdiklerini, gelseler çok beğeneceklerini söylediklerini duyuyorum.
Daha adım atmadıkları bir yeri sevmelerini biraz garipsiyor olsam da onlara hak veriyorum, Ankara gerçekten güzel bir yerdi.

Yürüye yürüye neredeyse ülkücülerin sokağının başına geldiğimi fark ettim. Hemen, hemen yürüyüş rotamı değiştirdim. Nereye gideceğim belli değildi ama nereye gitmeyeceğim netçe belliydi. Yediğim dayaktan sonra dünyada gitmem o sokaktan.

Yeşil bir yer gördüğümde biraz daha ilerleyip oturmaya karar verdim.
Boş boş oturmak da sıkıcı gelince Naz'ı aramaya karar verdim.

-Alooo

+Aaalo

-Bayramın kutlu olsun cano. N'apıyorsun?

+Senin de. Dışarı çıktım yeşillik yerde oturuyorum ama nerede olduğumu da pek bilmiyorum ve bu yeşil alan pek hoşuma gitmedi.

-Neredesin dükkan falan var mı orada?

Demesiyle etrafıma bakındım ve gördüğüm iki üç dükkanın ismini söylemeye karar verdim.

+Adal Eczane, Kenan Mana-

-He hee tamam sen kalk oradan niye orada oturuyorsun hiç güzel değil. Bak dümdüz yukarı doğru çık sen, sonra iki ayrım göreceksin sola git. Orada insan falan da yok yemyeşil güzel güzel otur.

Hızla ve heyecanla tarif ettiği yola biraz güldüm. Naz'ın bu çocuksu halleri oldukça tatlıydı.

+Tamam tamam ama kaybolursam bozuşuruz.

-Ben bilmem hocam. Bak telefon da çekmez orada.

+Aman olsun biraz kafam dağılır. Hadi görüşürüz sonra.

-Görüşürüüz.

Diyip telefonu kapadı.

Söylediği yolun aynısını gidiyordum. İnsan sesleri yoktu, araba sesleri yoktu, bu sessizlik beni tedirgin değil mutlu etmişti.

En sonunda oturmak için en mükemmel olan yeri seçmek için toprağa baktım.
Toprakta gördüğüm ıslaklık huzursuz hissetmeme neden oldu ve biraz daha ilerisine baktığımda bu ıslaklığın ne olduğunu anladım.

Bu ıslaklık kandı.



______________________

ZIT (B×B)Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang