düşünmek

28 0 0
                                    

Alparslan'ın bakış açısından

Bazen ne yapacağını bilmiyor insan. Ben nadiren böyle hallere gelirdim. Okuldaki solcularla ne yapacağımı bilmiyorum. Milli değerlerimize saygı duymayan anarşist sürüsü. Neyseki okuldaki azınlık grup onlar.
Evet, okulun büyük bir bölümü benin gibi ülkücü görüşü benimseyen, milli değerlere saygılı insanlardan oluşuyor.
Ama -bunu nasıl beceriyorlar hiç bilmiyorum- onlar azınlık olsa da protestoları, etkinlikleri okulun gündeminden düşmüyor.
Ve azınlık olmalarına rağmen sert bir şekilde bize kafa tutuyorlar.

Samet. Gözünü morarttığım çocuğun ismi. O günden beri daha okula gelmemişti. Belki morlukların geçmesini bekliyor, belki korkuyor ya da utanıyordu. Yaptığım doğru değildi, güçlerimiz eşit olmamasına rağmen ona defalarca vurdum.
Ama ona ben vurmayıp bizimkilere bıraksaydım sonu daha kötü olurdu. Hem zaten gücümü kullanmamıştım.
Senenin başında bize sertçe bakmaktan çekinmeyen gözleriyle dikkatimi çekmişti. Kahverengi gözlerindeki nefretle karışık tiksintisi açıkçası oldukça ilgi çekiciydi.

Gerçi bir keresinde ona karşılık olarak baktığımda hemen gözlerini kaçırmıştı... Nedenini tahmin etmek zor değil. Solcular sizin karşılık verebileceğinizi düşünmeden sert davranırlar. Karşılık verdiğinizdeyse süt dökmüş kediye dönerler. Sanırım o ve arkadaşlarının sonu da böyle olacaktı. Ben onlara karşılık verdikten sonra bir daha değil bize laf atmak, gözlerinin ucuyla bakamayacaklardı bile. Ona had bildirme isteğimi dizginlemeye çalışıyordum ama şansını zorluyordu.

Ramazan ayında böyle bir kavga hiç de iyi olmamıştı. Haklı olan taraf kesin olarak bizdik. Onlardan biri bize laf atmıştı ve karşılık vermiştik.
Bu kadar onu düşünmek yeterdi. Alnımı ovduktan sonra zihnin susturup uykuya teslim oldum.

...

Okulun kafetaryasında müziklerimizi dinleyip sohbet ediyorduk.

Düştük kara sevdaya loy loy
Gönül güzel yarası var
Düştük kara sevdaya loy loy
Gönül güzel yarası var

Samet'i kafetaryanın soluna, arkadaşlarının oturduğu yere doğru yürüdüğünü gördüm. Onun gözleri asla burayı bulmazken benim gözüm ondaydı.
Gözündeki morluk neredeyse geçmişti. Ama sanırım biraz utanıyordu. O kadar da olsun, dayak yemişti sonuçta. Arkadaşlarının heyecanla anlattığı şeyleri dikkatle dinliyordu.
Ama sohbete katılmıyordu. Az sonra gözleri, kucağında kenetlediği ellerine kaydı. Kimseyle göz teması kurmuyordu şu an.

Yasa masa istemem loy loy
Milletimin töresi var
Yasa masa istemem loy loy
Ulu Türk'ün töresi var

Onu izlemeyi bırakıp bizim çocukların sohbetine katıldım. Ama fark ettim ki onlar da farklı bir şey konuşmuyor...

-Yedikleri dayak onlara ders olmuştur. Daha bulaşacaklarını sanmam.

-Hayır, sınırı çoktan aştılar. Artık had bildirmek gerekir.
Sen ne düşünüyorsun Alparslan reis?

+Ben kararlaştırmadan harekete geçmek yok. Dayakla duracaklarını sanmıyorum. Onların bir şey yapmasını bekleyeceğim. Dahasını sonra düşünürüz.

Çocukluk arkadaşım Kaan'a gidelim anlamında gözümü oynattım ve kafetaryadan çıktık.




_________________________
Kaan'ı da Yusuf'a mı ayarlasam kdkdkd

ZIT (B×B)Where stories live. Discover now