16. bölüm

388 41 36
                                    

Selamun Aleyküm.

Bayrama özel bölüm atmak istedim. Bugün elimden geldiğince yazmaya çalıştım. Bu yüzden diğer bölümlere göre daha kısa oldu.

Bayramınız kutlu olsun. 💚🌸🍬

Yıldızımı parlatırmısınız?

Okuyacağınız bölümde daha çok Nur'un iş hayatı hakkında.

Bismillahirahmanirahim.

**************

Günlerden Perşembe. Dışarıya çıkmak için üzerimde eflatun bol bir elbise ve elbisemin iki ton koyusundan eşarbım vardı.

Aras Ali'nin bana yazdığı mektuplar sayesinde geçmişimin belirli bir kısmını hatırlamaya başlamıştım. Tabii hatırlamam da Batu'nun da payını unutmamak gerekirdi. Akşamları buluşup eskiye dair şeyleri konuşuyorduk. Aslında Batu anlatıyordu. Ben de dinliyordum. Hatta Aras Alinin yazdığı mektupları da bana o getiriyordu. Bu akşam işlerinin olduğu için buluşamayacağımıza dair bir mesaj göndermişti.

Sabah annemler çarşıya gitmişlerdi. Bu yüzden evde  yalnızdım. Kapı çalmıştı. Gidip açtığımda yerde bir mektup görmüştüm. Mektubun üzerinde Işık yazıyordu. Aras Ali'nin Batu aracılığıyla gönderdiği mektupların üzerinde de sadece kendisini kullandığı lakap vardı. Büyük ihtimalle Batu ile buluşamayacağımızı öğrendiğinde kendisi mektubu verebilmek için böyle bir yöntem bulmuştu.

Mektubu yastığımın altına sıkıştırıp çantamı elime almıştım. Eve geldiğimde okuyabilirdim. Şimdi gitmem gereken bir atölyem, almam gereken resim malzemelerim vardı. Bu aralar çok boşlamıştım işi. Allah'tan Nehir benim yokluğumu  idâre edebiliyordu.

22 yaşına yeni girmişti. Bu yıl son sınıf öğrencisiydi. Üniversitesi bitecekti. Resim öğretmenliği okuyordu ve şuan benim yanımda staj görüyordu. Meb ile anlaşmalı yaptığımız bir şeydi bu. Nehir özel eğitim öğretmeni olmak istiyordu.
Bulunduğumuz şehirde staj yapabileceği bir yer yoktu. Bende şans eseri öğrenmiştim. Staj yapması gerektiğini. Başka şehire gitmekte istemeyince böyle bir yöntem bulmuştum. Sanırım bu ay maaşını daha fazla vermeliydim çünkü yaklaşık bir aydır atölyedeki bütün işlerle tek başına idare ediyordu. Ve bundan asla şikayet etmiyordu.

Genelde 5 yaş ve üzeri öğrenci kabul ediyordum. Özellikle özel eğitim alanı içinde bir sınıfım vardı. Haftada bir defa gelip hem hobi ediniyor hemde sosylalleşmeleri için olanak sağlıyordum. Toplam 4 sınıf vardı. Birincisi özel eğitim sınıfıydı. İkincisi 5 ve 13 yaş , üçüncüsü 14 ve 20, dördüncüsüde 21 yaş ve üzeriydi. Her sınıf 14 kişilikti. Haftada 4 gün Nehir ve ben kurs veriyorduk. Pazertesi günü tamamen resimin tarihi ve grafik tasarımı  hakkında ders veriyorduk. Çarşamba günü karakalem dersi, Perşembe pastel, kuru boya , Cumartesi akrilik ve yağlı boya dersleri  vardı. 

Gerkli malzeme listesini Nehir göndermişti. Hızlıca listeyi tamamlayıp atölyeye geçtim.  Bugün Perşembeydi. Kuru boya ve pastel boya günüydü. Kapıyı çaldığımda  en sevdiğim öğrencim Ege açmıştı kapıyı. 12 yaşında çapkın bir çocuktu. Evet, gerçekten çok çapkındı. Büyük küçük demeden cinsiyeti kız olan herkese iltifatlar edip alttan alttan yürüyordu. Bir de ticari zekası vardı ki ne siz sorun nede ben söyleyeyim.

Geçen bizim boyalarımızı atölyedekilere satmaya çalışmamışmıydı?

Tam olarak öyle yapmıştı Süslü Huriye. Hatta neden yaptığını sorduğumda "Nurcuğum o kadar almışsın. Kerizmiyiz beleşe kullandıralım." Demişti. 

Bir de şey vardı atölyedeki lavaboyu kullanabilmek için öğrencilerden kişi başı 7 lira almıştı.

Onun nedenini sorduğumda da "Onlar da boş yere suyu itiraf etmesinler. Yok öyle 3 kuruşa 5 köfte. Hem bak sen seviyorsun diye 7 rakamını seçtim. " diye açıklama yapmıştı tatlı tatlı. Aslında bir yönden haklıydı kendince. Su israfı yapmamaları için bulmuştu bu yöntemi. Tabii onu dinledikten sonra kurstaki öğrencilerime gerekli uyarıları yapmıştım. Suyun önemini vurgulayan hadislerden bahsetmiştim.

14. Müslüman!Where stories live. Discover now