4. bölüm

533 46 20
                                    


Selamun Aleyküm.

En çok etkilendiğiniz olayı belirtmek istermisiniz?

Yıldızımı parlatırmısınız?

Görmek istediğiniz sahneler varmı?

                  ************

Karşımda süt kardeşim ve Semih vardı. Semih çocukluk arkadaşımdı. Süt kardeşim Batu, bana karşı farklı şeyler hissettiğini bu yüzdende Semihi pek tatlı olmayan bir dille uyarmıştı. Tam olarak şöyle söylemişti. "Semih bak efendi adamsın, severim seni ama amma ve lakin benim kardeşimin yakınında, yöresinde görürsem senin beyefendi imajını silerim." Diye nazikçe uyarmıştı.

Gel gör ki Semih yine bütün ihtişamıyla karşımda dikiliyordu. 3 yaş vardı aramızda. Küçüklüğüne dair hiç birşey hatırlamam. Sadece günlüklerime yer yer Aras diye bir arkadaşım olduğunu,  kavga etsek bile küslüğümüzün sonu uğurlu rakamım yani 4, 7  veya en uzun 47 dakikayı geçmediği yazıyordu.
Annemlere sorduğumda önce bir kal gelmiş sonrada taşındılar buradan deyip geçiştirmiştiler.

Batuya sorduğumda sessiz kalıp kafamın üzerine peşin sıra öpücükler bırakıyordu.

Semih beyefendiliğinden  ödün vermemiş "Merhaba Nur." Deyip elini uzatmıştı. Sıkamazdım işte günahtı. Günah olmasa bile umut vermiş gibi olmak istemiyordum. Elini tutmayacağımı anladığında "Selam Batu." Deyip havada olan elini Batuya çevirmişti.

İşte bunu yapmayacaktın Semih!
Gencecik çocuktun yaktın kendini.

Batu nasıl sıkıyorsa çocuğun elini yüzü kıpkırmızı olmuştu Semih'in.

Allahım  ne olur yardım et!
İkiside kötü yola doğru gidiyor! Ne olur yardın et!

"Batu , ne yapıyorsun oğlum?"
Babam? Canım babam!

Ortamda yükselen sesle derin bir nefes çektim ve hoh diye verdim. Anlık herkesin gözü bana kayınca "Ne var be nefes almakta mı yasak?!" Diye çirkefleşmiştim. Başka türlü babamın gazabından kurtulamazdım. Koştur koştur camiden içeri girdim.

Kadınların bölümü üst kattaydı. Erkekleri görmememiz için uzun ve geniş perdelerle örtülmüştü. Hızla önlerde duvar tarafında bir yer bulup kurulmuştum. Benim yanımda Melek, Melek'in yanında Eslem vardı.

Annem  komşuları bekliyordu. Onunla gelecekti. Ben her seferinde erkenden gelip Ramazan amcayı uzun uzun dinlerdim. Sanki dinledikçe ruhum ferahlar, üzerimden tonlarca yük kalkardı.

"Öhöm öhöm" diye bir ses megafondan yükselince dikkatimi oraya verdim. 

"Sevgili mümin kardeşlerim, hepinizin orucunun kabul olmasını canı gönülden diliyorum.

Ne güzel ve ne şerefli bir aydır ki Ramazan. İnsanı nefsiyle terbiye eder. Sadece nefisle sınırlıda değildir. Gözümüzü haramdan daha çok sakınamız gereken, dilimizden çıkan sözlere her zamankinden fazla dikkat etmemiz gereken bir aydır.

Bilirsiniz ki her ramazan ilk günün konuşmasını ben yaparım. Bu yıl bir farklılık olsun istedim. Yeni müezzinimizin yapmasında bir sakınca göremedim.  Koltuğu kendisine devrediyorum. "

Ramazan amca konuşmayı sonlardığında dudaklarım öne doğru büzülmüştü.

Anlatacaktı işte! Söz vermişti! Kandırmıştı beni! Sende mi Ramazan amca?!

" Selamun Aleyküm.

Öncelikle müzekker ve müennes kardeşlerim  ben ... Ali. Uzun bir süre önce yurt dışına çıktım. Geçen yıl Türkiyeye dönüş yapıp bu yıl tekrar evime döndüm.
  ...

14. Müslüman!Where stories live. Discover now