15. bölüm

315 41 36
                                    

Selamun Aleyküm.

Fikirlerinizi benimle paylaşırmısınız?

Bayram temizliğine başladınız mı? Sizcede çok yorucu değil mi?

Bu arada gerçekten bu bölümü hangi şartlar altında yazdığımı bilseydiniz bana acırdınız.

Bayram için kıyafet almaya gittiğimizde kabin sırası beklerken, kardeşimin kıyafet deneme esnasında, toplu taşımada ve bunlar gibi bazı yerlerde yazdım birazdan okuyacağınız bölümü.

Ve karşınızda doğum günü bölümü. 🍰💚🌸

Yıldızımı parlatırmısınız?

Bismillahirahmanirahim.

***************

Aradan günler geçmişti. İki gün sonra bayramdı. Mahallenin muhtarı Remzi Meleğin ailesini , Batunun ailesini, Metenin ailesini, Arasın ve Nurun ailelerini iftara çağırmıştı. Topluca teravih faslı bitmiş tekrar Remzilere gidilmişti. Meleğin annesinin küçük  bir baş hareketiyle mutfağa Semiha'nın yanına yönelmiştiler. Semiha Remzinin eşiydi. 40 ların  ortasında, güler yüzlü bir kadındı.  Şimdide mutfağa kahve yapmaya gitmişti. Melek ve Nur onun arkasından gitmiş Semihayı tekrar annelerinin yanına göndermişlerdi .  Nur bir süredir içinde tuttuğu şeyi söylemeye karar vermişti. Sonuçta mutfakta Melekten başka kimse yoktu.

"Ay Meleğim Metenin sana nasıl kaçamak bakışlar attığını gördün mü?" Diye dilindekileri salıvermişti.

Melek kaşlarını hafiften çatmış yanağını dişlerinin arasına kıstırmıştı. Aslında farkındaydı ama görmemiş, fark etmemiş gibi yapmıştı.

Melek ne kadar inkar ederse etsin Meteyi küçücük bir kız çocuğuyken sevmeye başlamıştı. 14 yaşındaydı Meteye olan hislerini söylediğinde. Aldığı cevapla hislerine acımadan vurmuştu prangaları. Sahip olduğu karakteri ona borçluydu. Melek 14 yaşında büyümüştü. Belki çoğu insan "E yok artık o yaşta aşık mı olunurmuş?" Diyebilirdi. Böyle düşünebilirdi. Ama sevmenin yaşı olduğu nerede görülmüştü?

Bir daha hiç eski Melek gibi olamamıştı.  Belki de Meteye hislerini açtığında " Küçük çocuklarla uğraşacak vaktim yok. Büyü de gel çocuk. " Diye püskürtüldüğünde değişmeye başlamıştı. 

Tam herşey yolunda giderken Metenin hareketleri  onu bilinmezliğe doğru itiyordu. Kara bir delik gibiydi. İçine çekilirse kaybolacağını yada bir daha eskisi gibi olmayacağını biliyordu. İnsanlar ondan uzak dursun diyeydi sivri dilli olması. Dobralığıyla bazı insanların sevgisini kazanıp bazılarının nefretini kazanmakta bunlardan kaçıp saklanma yöntemiydi.

Nur cezveyi ocağın üstüne kaynaması için koymuşken Melekte fincanları hazırlıyordu. Arkadaşı dik dik bakmaya devam edince dayanamamış daha sonra soru yağmurlarına tutulmamak için önlem almıştı.

"Hiç o konuları açma. Ben artık boşa ümitlenecek bir kız değilim ki bi bakışına düşeyim. "

Zaten sözleri Nurun konuyu kapatması için yeterli olmuştu. Arkadaşının canını sıkmak istemiyordu.

Kahveler hazır olunca fincanlara boşaltmıştı. Melek kahve yanına su ve küçük çikolata topları koymuştu. İki tepsiden birini Melek almıştı. Kapıdan çıkarken Nurun orada beklediğini görünce gitmemiş kapı ağzında ona bakmaya başlamıştı.

Nur yüzündeki gülümsemeyle tepside köşeye ayırdığı fincanın içine çikolata toplarından birini atmıştı. Amacı Aliye bir şeyler anlatmaktı. Eğer anlamazsa kesinlikle onun ayıbıydı. 

14. Müslüman!Where stories live. Discover now