10. bölüm

410 51 25
                                    

Selamun Aleyküm.

Yıldızımı parlatırmısınız?

Lütfen bölüm sonunda yorum yaparmısınız?

Bu bölüm Yazardan devam. Tahminlerimce bir sonraki bölümde öyle olacak.

Bismillahirrahmanirrahim.

**************

Batu söylediği son sözlerden sonra oda kapısını çarpıp çıkmıştı. Kapının önünde durmuş derin bir nefes almıştı. Odadan devrilme sesi geldiğinde tedirginlikle nefes almış yersiz çıkışından pişman olmuştu bile. Çok üstüne gitmişti kardeşinin. Odanın kapısını yavaşça açmıştı. "Kardeşim özür dile..." gördüğü şeyle bir kaç saniye dili tutulmuştu. Daha sonra dudaklarından sadece acılı feryatlar dökülmüştü.

Zira komidinin sivri kısmında kan damlaları vardı. Ve kardeşinin kafası kanlar içindeydi. Elleri titriyor sık soluklar alıyordu. Elleriyle kardeşinin baş örtüsünü köşeye çektiğinde "NUR! UYAN NE OLUR ABİCİM!" diye bağırmıştı. Baş örtüsünün yarısı kan revan içindeydi. Elini korkarak nabzına götürdü. Atıyordu.

Sesi duyan Ramazan ve Ahmet koşarak terastan çıkmıştı. Arkasından Leyla, Yasemin ve Nesrinde erkeklerin arkasından gitmişti. Diğer misafirler Nur odasına gittiğinde evden ayrılmışlardı.

Ahmet Nur'un odasının kapısından Batunun kollarındaki kızını görmesiyle ufak çaplı bir şok yaşamaştı. Eliyle kapı pervazını tutmuş oradan destek almaya çalışmıştı.

Ramazan kendini çabuk toparlamış Batuya arabayı çalıştıracağını, onunda elini çabuk tutup Nur'u aşağıya indirip arabaya getirmesini söylemişti.

Leyla kızını kanlar içinde gördüğünde ayakları onu daha fazla taşıyamamış duvarın dibine çökmüş ve ağlamaya başlamıştı.

Onun küçük sultanına ne olmuştu?
Neden kanlar içinde yerde yatıyordu?
Leyla bekledi.
Kızının kafasını kaldırıp şaka yaptım demesini bekledi.
Çok bekledi.
Ama olmadı.
Kızı kalkmadı.
Batu kanlar içindeki bedeni kucağına alıp arabaya taşıdı.
Ama kızı hala uyuyordu.

Yasemin arkadaşının yanına çökmüş teselli etmeye çalışıyordu. Nesrin yine Nesrinliğini yapmış telefonunun şifresini açtığı gibi mahallenin dedikodu grubuna olanları mesaj atmıştı.

Leylanın kendinden geçmiş halini gördüğünde biraz olsun kendine gelsin diye tokat atmıştı yüzüne. Şoktan çıkması gerekiyordu. Öylede oldu. Yasemin arkasını dönüp Nesrine ne yapmaya çalıştığını soracakken Leylanın sesiyle ona dönmüştü.

"Yasemin, bir şey olmaz değil mi? Bu defa dayanamam!" Diye acıyla mırıldanmıştı.

Yasemin ne yapacağını bilememiş sadece "Olmayacak güçlüdür bizim kızımız. Hadi kalk hastaneye  gidelim." Demekle yetinmişti.

O sırada Ramazan hastaneye giden yolu yarılamıştı.

Leyla telefonunu cebinden çıkarmış oğlunun isminin üzerine tıklayacakken birkaç saniyelik duraklama yaşamıştı.

Nasıl diyecekti Nur'u hastaneye kaldırdılar, baygındı ve kafasını çarpmıştı diye?
Aynı şeylerin tekrarlanma şansı var diye.
Nasıl dönerdi dili?
Yıkıldırdı oğlu.
Nur'un olayından sonra yeni toparlanmıştı.
Haberi duyduğu andan itibaren tedavisi ciddi bir farkla gerilemişti.
Ya yine aynı şeyler olsaydı?
Nur için tedirgin olduğu kadar oğlu içinde bir o kadar tedirgindi.
İkisi içinde olanları tekrar yaşamak istemiyordu.

İkilemde olmasına rağmen dayanamadı. Aradı oğlunu. İki defa çaldırdı. Açan olmadı. Bir daha aradı uzun uzun çaldı. Tam kapatacakken oğlu açtı telefonu.

14. Müslüman!Where stories live. Discover now