"𝐟𝐚𝐳𝐥𝐚 𝐠𝐮̈𝐳𝐞𝐥𝐝𝐢"

Start from the beginning
                                    

Taehyung fazla güzeldi.

Düşüncelere dalıp gittiğini Jimin'in kendisine seslenmesiyle fark etti Jungkook.

"Jungkook yarın okula birlikte yürüyerek gidelim mi sana sormak istediğim bir şeyler var."

Jungkook'un yanıtından önce Hoseok atladı hemen.

"Aaa gizli saklı ayıp ama burada da sorabilirsin yabancı mı var?"

Bu lafıyla Jimin Hoseok'a yaklaşması için işaret verdi, Hoseok'un kulağına bir şeyler fısıldadıktan sonra Hoseok'un gözleri büyüdü.

"Haaaa ay doğru ya. Sor tabii canım istediğini ne olacak."

Sorgular bir şekilde kaşları çatıldı Jungkook'un bir gariplik sezmişti ama çok aldırmadı Taehyung'un saçlarını örmeye devam ederken konuştu.

"Tamam da ben Taehyung ile gidiyorum hep okula?"

Jimin tam yanıt verecekken Taehyung söze atıldı.

"Evet ben ne olacağım Jungkook ile gideceğim yarın okula?"

"Aman canım yine gidersiniz birlikte okula. Ben yanınıza gelirim sen arkamızda beklersin iki dakika sonra sorumu sorar giderim. Kaçırmayacağım Jungkook'unu merak etme yani."

Taehyung'un Jimin'in bu sözüyle gözleri büyüdü tam kalkacakken Jungkook'un elini göğsünde hissetti.

"Boşversene sinirlendirmek için yapıyor işte yine. Hem kalkarsan şu an bir daha bu rahatlığı yakalayamayız."

Taehyung gözlerini devirdi ve söylene söylene başını tekrardan saatlerce yattığı dizlere geri koydu.

Jungkook onun bu hâline güldükten sonra kendisinden bir yanıt beklemekte olan Jimin'e döndü.

"Tamam o hâlde yarın sor o çok önemli sorunu bakalım."

"Hatta şey de yapabiliriz istersen ben okul başlamadan evine geleyim orada sorayım sonra da giderim zaten kendim okula."

"Olur o daha güzel olur."

"Bir tık kıskandın mı sen Taehyung yoksa bana mı öyle geldi?"

Hoseok'un sorusuyla Taehyung hızla başını salladı.

"Evet en yakın arkadaşımın ben olmadan bir şeyler yapması sinirimi bozuyor."

Jimin yalandan ağlamaklı bir şekilde yanına geldi Taehyung'un.

"Taehyung hyung beni en yakın arkadaşın olarak görmüyor musun şimdi?"

Gözlerini devirdi Taehyung ve kafasını iki yana salladı. Görmezden gelmeye çalışsa da bir süre en son Jimin'in bir anda kendisini gıdıklamaya başlamasıyla bağırdı.

"Tamam tamam sen de en yakın arkadaşımsın Jiminshi."

Jungkook ise Taehyung'un gülüşüyle gülmeden edemese de içini bir hüzün kapladı ve sürekli o cümle kafasında yankılandı.

En yakın arkadaşım...


"Acaba ne soracak bu kadar gizli?"

Eve gidiş yolunda sakince yürürken Jungkook bilmem dercesine başını salladı.

"Bilmiyorum ki aşk hayatını falan anlatacaktır belki. Biliyorsun üniversitede ilk tanıştığı ve konuştuğu kişi bendim o yüzden kendini daha çok yakın hissediyor bana galiba."

Onayladığına dair homurtular çıkarttı Taehyung ve sonra aklına bir şey gelmiş gibi adımlarını durdurarak Jungkook'a döndü.

"A ben sana bir şey verecektim dur."

Jungkook merakla kaşlarını çattı ve Taehyung'un elinin cebine gitmesini izledi. Ardından iki tane konser biletini oradan çıkartmasını...

"Ta-daaa. Taylor Swift konserine iki bilet."

Jungkook şaşkınlıktan dilini yutacaktı. Resmen en sevdiği şarkıcılardan birinin konserine gidecekti hem de Taehyung ile. Tamam, daha çok Taehyung ile konsere gidecek olması onu heyecanlandırmıştı. Aslında birkaç defa birlikte gitmişlerdi evet ama o zamanlar hiç bu denli yoğun bir heyecan yaşadığını hatırlamıyordu.

Bu duygusunu başarılı bir şekilde gizleyerek konuştu Jungkook.

"Daha bir ay var diye biliyordum ben bu konsere."

"Evet evet ama işte biliyorsun biletler hızlı tükeniyor ben de en nefis yeri seçmek için biraz erken davranmak istedim kötü mü ettim?"

Jungkook gülerek başını iki yana salladı ve kollarını açarak Taehyung'a sarıldı. Taehyung da hiç vakit kaybetmeden sarılışına karşılık verdi.

"Kötüden ziyade çok iyi ettin. Çok teşekkür ederim."

"Yani bu teklifimi kabul ettiğin anlamına mı geliyor?"

Jungkook düşünüyormuş gibi yaptıktan sonra güldü.

"Galiba o anlama geliyor."

Taehyung sarılmayı bırakıp birkaç adım uzaklaştı ve yapmacık bir sinirle konuştu.

"Hey net bir yanıt vermen gerekiyor ama."

Bu cümleden sonra Jungkook, Taehyung'un elindeki biletlerden birini aldı.

"Bu yeterli olmuştur sanırım."


Birkaç dakika daha yürüdükten sonra Taehyung'un evine varmışlardı ikili. Her zamanki gibi Jungkook, Taehyung'un eve girmesini beklerken Taehyung arkasını döndü.

"Gelmek ister misin?"

Jungkook tebessüm etti ve kafasını iki yana salladı.

"Geç oldu şimdi başka zaman uğrarım."

Aldığı yanıtla biraz üzülse de belli etmemeye çalıştı Taehyung ve gülümsedi.

"Peki sen bilirsin. O zaman iyi geceler Jungkook."

Tam eve geçecekken Jungkook'un sesi adımlarını durdurdu.

"Ama şimdi düşününce bir kahveye hayır demem doğrusu."

Ağzı kulaklarına varacak şekilde gülümsedi Taehyung ve Jungkook'un kolunu bir yere kaçmasını istemezmiş gibi tutmuş çekiştire çekiştire eve soktu.

Aslında gerçekten geç diye uğramayacaktı Jungkook. Ama Taehyung'un üzüldüğünü anlayınca kabul etmişti teklifini.

Çünkü Jungkook, Taehyung'u kendinden bile daha iyi tanıyordu.

________

taehyung çok side-eye atıyo ya.

Oylamayı unutmayın bir dahaki bölümde görüşmek üzere efenim💗

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Apr 09 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

perfume | taekookWhere stories live. Discover now