M-9

203 20 179
                                    

🦁*🧁

Boğuk bir ses kulaklarımda yankı buluyordu. Rüya gördüğümü sanıyordum. Sesler yavaşça netleşmeye başladığında uykumu kaçıracak düzeye gelmişti. İçimden kapıyı yumruklayan kişiye iyi dileklerimi yollamaya başladım ve göz kapaklarım aralandı.

"Kafamın içini yumrukluyor sanki hayvan herif!"

Kendisi de doğrulmuş ayılmaya çalışıyordu. Kapı çalmaya devam ederken boynumun ağrısıyla elim boynumu buldu. Sabaha kadar aynı pozisyonda kalmak iyi gelmemişti. Arslan kapıya doğru yürüdü bu arada. Dizlerim uyuşmuş hissediyordum.

"Geberdin gittin sandım. Neredesin?!"

"Belki canım gebermek istiyor Tolga. Kapıyı niye kırıyorsun?!"

İkisi de söylene söylene gelirken nihayet Tolga'yla buluştu bakışlarımız. Bacak bacak üstüne atıp arkama yaslandım.

"Ooo kimleri görüyorum."

Elindeki poşetleri tezgaha bıraktıktan sonra karşımdaki tekli koltuğa zıpladı. Kolunun altında rulo yaptığı kağıtları ise Arslan'a fırlatmıştı.

"Sana da günaydın."

"Vallahi burada olduğunu unutmuşum ya."

"Aşk olsun! Yazdım bunu bir kenara."

"Bölünen yeter ki uyku olsun değil mi kardeşim benim?"

Eliyle Arslan'ın sırtına patpatladı. Arslan alttan alttan ona baktığında elini çekti hemen. Yanımdaki minderi ona fırlattım. Karşımda böyle sırıtması beni utandırmaktan başka bir şeye yaramıyordu.

"Zevzek zevzek konuşma!" diyerek sesini yükseltmişti Arslan. Dikkatini önündeki kağıtlara vermiş olsa da kulağı hala bizdeydi. Aynı anda üç şeye odaklanabilmesini bu halimle kaldıramıyorum.

"Papatya yaramamış buna şefim. Senin bildiğin başka bir şey var mı?"

"Kızı rahat bırak. Ne getirdin?" diyerek poşetleri işaret etti başıyla.

"Cips, gofret, poğaça bir şeyler aldım."

"Senin evin yok mu lan? Çocuk gibi bakkalı evime taşıyorsun."

"Yediğim gofretleri sayıyor görüyor musun Masal?"

"Tabi, kendisi hiç yemez öyle şeyler," dedim ve dudaklarımı birbirine bastırdım. Duymamış numarasına yatıyordu resmen.

Onlar birbiriyle atışırken ayaklanıp ayaklarımı banyoya doğru sürdüm ve yüzüme birkaç kez su çarptıktan sonra üstümü başımı düzelttim.

Aynada kendime bakarken saatler önceki an üşüşüyordu hafızama. Dudaklarıma konan tebessümü engelleyemiyordum. Bana kendini bu denli açması aklımdan çıkmıyordu. Tuhaf, oldukça tuhaf bir geceydi.

Banyodan çıktım ve kısa koridoru bitirirken konuşmalar çalındı kulağıma. Adımlarım durdu ve konuşmalara kulak kabartmaya karar verdim.

"Bu işi bizzat kendim halledeceğim."

"Ne cimri herifsin ya? O kadar adamın var biri yapsın işte."

"Hangisi yapabilir Tolga?"

"Gökhan'ı salardık akşam ne var?"

"Gökhan kendi götünü zor kurtarıyor! Ben halledeceğim."

"Halit seni görünce altına sıçacak."

Konuşmalarından bir şey anlamıyordum fakat onları dinleme dürtümü de bastıramıyordum. Yanlarına gidersem susacaklarını söylüyordu iç sesim.

MasalHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin