8

182 17 5
                                    

Kulağıma gelen müzik sesi daha da cazipleşirken, onun zihnime kurduğu cümleler de azalmaya başlamıştı.

'Düşün Alara. Odaklan. Düşüncelerini açman lazım. Yapabilirsin.'

Kendi kendimi cesaretlendirmeye bir ara verdikten sonra düşüncelerimin açıldığını hissetmeye çalıştım.

Gözlerimi kapattım. Nasıl yapacağımı bilmiyordum.

'Kilidi anahtarla açmak gibi bir şey olmalı.' Sadece varsayımda bulunuyordum.

Zihnimde canlandırdım.

Sonsuz karanlığın ortasında mavi bir kapı. Mavi olmasını istememiştim ama çok da sorgulamadım.

Elimi kapının üzerindeki anahtara götürüp kilidi çevirmiştim. Çevirmem bittiği an kapı kaybolmuştu. Bunu da istememiştim.

Bir süre uçsuz bucaksız karanlığa karşı hayal kurmayı yeniden denedim. Bu sefer bir şey olmamıştı.

"Sarı... Ben..." Zihnimde duyduğum zayıf sesle denemeyi bıraktım.

Gözlerimi açtığımda o zayıf sesin sahibinin ayaklanmaya başladığı gördüm.

Artık denemem lazımdı.

'BEKLE!' Zihnimde bağırmayı denedim.

Ona baktığımda ise yere bakan gözleri beni bumuştu.

"Düşünmeye devam et." Zihnime konuştuğu sözcüklerden sonra neredeyse yeniden müziğe odaklanacak beynim kendine geldi.

'İyi misin?'

"2 saniye..."

'Ne?'

"2 saniye geç kalsaydın işimiz bitmişti."

Az önceki ayağa kalkma girişiminden, demek istediği şeyi anlamıştım.

'Eğer zihnin tam olarak müziğe odaklansaydı düşüncelerimi okuyamayacaktın, değil mi?'

Yüzünde buruk bir gülümseme belirdi.

'Hala müziği duyuyorum.'

"Müzik sesine odaklanma! Zihninde konuşmaya devam etmeliyiz." Kendi kendime düşünürken zihnimde duyduğum cevapla irkildim.

Cevap olarak hafifçe kafamı salladım.

Sonra unutkanlığıma sövmemeye çalışarak zihnimden cevap verdim.

'Anladım. Peki, bu müzik tam olarak nereden geliyor?'

"Şuan bunu konuşmanın sırası değil. Az önce ne dedim ben? Odağını oraya verme."

'Ah! Evet, doğru.' Elimi alnıma vurmayı da ihmal etmemiştim.

'Vura vura alnını da çürüttün ya, artık kendine çeki düzen ver be Al-' Düşüncelerim aniden durdu. Neredeyse kendi adımı düşünecektim.

Gözlerimi yanan ateşten çekip, merakla yüzüme bakan kişiye çevirdim.

'Alık mıyım, neyim? Ha ha ha.' Yüzüm utançtan kızarmaya başlamasa iyiydi.

Konuyu değiştirmek adına düşünmeye devam ettim.

'Bir şey sorabilir miyim? Sana nasıl sesleneceğimi bilmiyorum da, ismin ne acaba?' Bir süredir merak ettiğim bir soruydu bu.

Dudağının tek tarafı yukarı kıvrıldı.

'Bunların ağzı yamulmuyor mu ya? Hep aynı sırıtış...' Düşünceme engel olamamıştım.

Refleksle gözlerimi sıkıca kapatıp ağzımın üzerine elimle vurdum. Sonra kelimelerin ağzımdan çıkmadığını hatırlayıp bu sefer de aynı şekilde alnıma vurdum.

Onun yüzüne bakamıyordum.

Zaten şuan hem dudaklarımın, hem de alnımın acısına odaklanmıştım.

"Garip alışkanlıkların var." Zihnimdeki kahkahaların ardından duyduğum cümle beni biraz rahatlatmıştı.

Garip alışkanlıklarımın olduğunu söylemesi çok da iyi bir şey değildi ama en azından kızmamıştı.

"Sorduğun soruya gelecek olursak, anlaşmamızı hatırlamanı tercih ederim. Ne demiştik, seni kurtarmam karşılığında sorularıma cevap verecektin."

Zihnimde duyduğum ses tonundan, bu durumdan keyif aldığını anlayabiliyordum ama bu sefer ona istediğini vermeyecektim.

'Hangi anlaşma?' Masum bakışlarla yüzüne bakarken hafifçe gülümsedim. Bu oyununu iki kişi de oynayabilirdik. Sonuçta anlaşmayı ilk unutan kişi ben değildim.

"Sarı! Fazla kaşınma istersen." Sert tonundan biraz irkilmiştim ama geri durmadım.

'Neden? Naparsın?' Tamam belki biraz aşırıya kaçıyordum ama bazı sonuçlara ulaşmak için risk almak gerekiyordu.

Karanlıktan dolayı iyice koyulaşmış gözlerine bakmaya başladım.

'Şuan senin de bana ihtiyacın var.' Kendimden emin görünmeye çalışarak gözlerinin içine bakmaya devam ediyordum.

Cümlem bittiği gibi bakışları yumuşamıştı.

Kendimden emin tavrım mı hoşuna gitmişti bilmiyordum ama bu iyiye işaretti.

"Demek yeniden aklını kullanmaya karar verdin. İyi. O zaman şöyle yapalım: Her bir sorunun cevabına karşılık, bir soruma cevap vereceksin. Anlaştık mı?" Kafasını hafif yana eğdi. Keyifli gülümsemesiyle, gözleri yüzümü taradı ve en sonuda gözlerimde durdu.

Hayır demek için bir sebebim yoktu. Soracağı soruları merak etmiyorum da diyemezdim.

'Anlaştık.'

Neden bu kadar ısrarcı olduğunu görelim bakalım.

• • •
Yeni bölüm sonunda geldi.🥳🥳

Biraz kısa bir bölüm oldu farkındayım.

Bir sonraki bölümü daha uzun yazmaya çalışacağım.

Ve 500 okunmayı geçmişiz.😳🎉

Okuyup oylayan herkese çok teşekkür ederim.🥰💖

Yeniden Doğuş: Kayıp Kimlik ArayışıWhere stories live. Discover now