4

201 19 0
                                    

Demek her şey bu kadar kolaydı. Her şey bir gücün ortaya çıkmasına bakıyordu.

Dünkü konuşmamızın ardından yeni odama geçmem birkaç saatimi bile almamıştı.

Hizmetçi azlığının nedenini de çözmüştüm.

Hizmetçi azlığı yoktu. Sadece, hizmetçiler zemin katta fazla hizmet vermiyorlardı. Bunu, 2. kattaki odama yerleştirilirken fark etmiştim.

Hayat, çıkar ilişkisinden ibaret değil miydi zaten? Kimse sana canı istiyor diye yardım etmezdi. Yani bana etmemişlerdi. Ne bu bedende ne de kendi bedenimde.

'Her neyse.' Diye içimden geçirdim.

'Bugün daha önemli işlerim vardı. Ne mi? Tabii ki, alışveriş.'

Bana 'ne dilersen dile' denilmişti de bunu geri mi çevirecektim? Asla. Hadi keyfiyeti geçtim de, toplasan doğru dürüst 1 tane kıyafetim yoktu. Bu benim ihtiyacım.

'Ama ihtiyacımdan fazlasını almayacağım anlamına gelmiyor bu.' Alacaktım.

'Biraz biraz Lunara'nın ruhu için bunu yapacağım. Lunara'ya ne çektirdilerse onlara bunu yavaş yavaş ödeteceğim.  Her ne kadar şuanlık kendim için yapıyor olsam da sonunda kendi bedenime geri dönmenin bir yolunu bulacağım ve Lunara da geri döndüğünde artık çaresiz kalmayacak.'

Kapımın tıklanmasıyla düşüncelerime bir ara verdim.

"Gel."

Seslenmemle içeri giren hizmetçi, bir baş selamı verdi.

"Leydi Lunara, at arabanız ve size eşlik edecek hizmetçiniz hazır. Gitmek için sizi bekliyorlar." Bu sefer manipüle etmemiştim. Kendi istekleriyle bana saygı duyuyorlardı.

'Güç saygıyı getirir. Saygı asla kendiliğinden var olmaz.' Benim hayattan çıkardığım sonuçtu bu. Daha fazlası değil.

"Anladım. Bana oraya kadar eşlik edebilirsin." Odamdaki koltuğumdan kalktım ve kapının yanında duran hizmetçiye doğru yürüdüm.

At arabasının önüne geldiğimde arkamı dönme ihtiyacı hissettim.

Avalon'ların evini ilk defa dışarıdan tamamen görüyordum. Koridorlarında gezerken büyüklüğünü az biraz tahmin ediyordum ama dışarıdan görmek bir başkaydı. Devasa görüyordu.

Büyülenmiş gibi evi izlerken Lord Avalon'un sesini duydum.

Gözlerimi evden çektiğimde, neredeyse yanıma gelmiş olduğunu görebilmiştim.

"Kızım, Lunara! Demek hala buradasın. Sana yetişebildiğime sevindim. İstediğin kadar şey satın alabilirsin. Faturayı, Avalon ailesine göndermelerini söylemen yeterli olacaktır. Ve bir de, biliyorum ihtiyacın olmayacak ama senin için bir koruma görevlendirdim. Güvenle git, gel."

"Teşekkür ederim." Hafif bir baş selamıyla arabaya geçtim. Aynı samimiyeti göstermek zorunda değildim.

Evden ayrılmamızın üzerinden 2 dakika ya geçti ya geçmedi ama midem bulanmaya başlamıştı bile.

At arabasına ilk defa biniyordun. Eğer kıyaslama yapmam gerekirse, köy otobülerinden bile daha sarsıntılıydı.

Bir süredir yola devam ediyorduk.

'Daha çok 6 dakika 43 saniye 45, 46, 47...'

'Her neyse.' Midem neredeyse ağzıma gelmişti. Karşımda oturan hizmetçiye arabayı durdurmalarını söylemesi için seslenecektim ki, at arabası ani bir şekilde durdu.

Tabii o duruşla da oturduğum yerden karşı tarafa doğru savrulmuştum.

"Ah!! Neler oluyor?" Tüm vücudum, savrulmanın etkisiyle acıyordu. Ellerimin tahriş olduğunu da hissedebiliyordum.

"Leydi Lunara! Etrafımız sarıldı. Tek başıma sizi ne kadar koruyabilirim bilmiyorum. Lütfen bana..." Korumanın bağırışları bir kılıç sesinin ardından kesildi. Ne olduğunu tahmin edebiliyordum.

At arabasının kapısı sert bir tekme ile açıldı. Yüzü siyah peçeli adamlardan biri kırdığı kapıdan içeriyi inceledi. Göz göze geldiğimizde ise gözleri kısıldı. Sanırım gülümsemişti.

"Demek buradasın minik fare. Eğer bize karşı koymazsan canını fazla yakmayacağız. Anladın mı beni?" Yanıma yaklaşıp çenemi eliyle sıkı bir şekilde tuttu.

'Artık dayanamayacağım sanırım.' Adamdan gelen iğrenç koku, bulanan midem için son nokta olmuştu.

Bundan sonra yaşananlar ise adamı çileden çıkarmaya yetmişti.

Asla üzülmemiştim. Aksine, tam zamanında yaşanmıştı yaşanacak olan.

"Sen- Sen- Çabuk bayıltın şunu. Bu yaptığının bedelini senden çıkaracağım." İki adam yanıma gelirken önümdeki adam iğrenti sesleri çıkararak önümden ayrıldı.

Yanıma gelen adamlardan biri ellerimi arkadan bağlamaya başlarken diğeri de yüzüme bir bez bastırmaya başladı.

Beni bayıltacaklarını anladığım için yerimde çırpınmaya başladım ama sonrasında çırpınmamın durması da çok uzun sürmedi.

Artık bayılmıştım.

• • •
Bugünkü bölüm geçiş bölümü gibi olduğundan biraz kısa tutmak istedim.

Yarınki bölümle birlikte asıl olaylara giriş yapacağız. O yüzden heyecanla yarını bekleyebilirsiniz.

Sizce bundan sonra Lunara'yı neler bekliyor?

Lunara bu işin içinden nasıl çıkacak?

Oylayıp bol bol yorum yapmayı unutmayın.🥰

Yeniden Doğuş: Kayıp Kimlik ArayışıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin