19

13 2 40
                                    

Minjae gözleri büyümüş bir şekilde kalakaldığında Keonhee aynı şeyi yaptı. O haldelerken gülümsedi. Minjae o anın gecenin loş ışığı ile değiştiğini, o gülümseyeninse kendi sarhoş hali olduğunu görüverdi. Keonhee'ye baktı. Onu net göremiyordu. Minik bir an olsa da bunların hepsini yaşamışlardı. Minjae gözlerini kapattı.

Keonhee daha büyük gülümsedi. Dudaklarını daha sıkı bastırdı ve kadını kendine çekti. Sarılırken başını nazikçe geri çekip onun omzuna yerleştirdi.

"Hatırladın" dedi. Kıkırdadığı için Minjae omzunda hareketlenme hissetti ve sevgi ile gülümsedi.

Bakışlarını kaldırıp karşısında onları ağzı açık izleyen üçlüye baktı. Dongju gözlerini kaçırdı. Minjae onun yutkunduğunu gördü. Gözlerini kırpıştırıp diğerlerine hızlı bir dönüş yaptı. Sonra kendini saran adamın sıcaklığını hissettiği için ellerini havaya kaldırdı. Gunhak ile göz göze geldiler. Gunhak gülüşünü bir anda düşürdü.

Bunu o yaşamıştı! Gunhak ile Gongju bu anı çok yaşamışlardı! Minjae Keonhee'ye zaman verdi. Sessizce onu bekledi. Keonhee geri çekilince ona gülümsedi. Sıcacık bir şekilde elini ona uzattı. Bu uzatış çok farklıydı. Minjae elini diklemesine uzatmıştı. Yardım eden bir el değildi bu seferki. Tutulmasını istediği bir eldi sadece.

Dongju için farklı, Keonhee için farklı uzatılan bu ellerin anlamını hemen anladı ve elini kadının eliyle kilitledi Keonhee.

"Sen... Sen bir şey demeyecek misin?" diye sordu tereddütle. Artık tereddüte yer kalmışçasına.

Minjae yalnızca gülümsedi.

"Sonra" dedi. Sonra başıyla geriyi gösterdi.

Hwanwoong alaycı bir şekilde öksürdüğü için Minjae minik bir kıkırtı bıraktı. Keonhee geriye döndü.

"Ah, burada mıydınız?" diye sordu.

Hwanwoong kahkaha attı, "Buradayız aşık herif seni, var mı bir sorun!" diye seslendi. Keonhee kıkırdadı. Hwanwoong bile kızmamıştı!

Hwanwoong yine de Dongju'nun hal ve hareketlerine bakmayı ihmal etmedi. O an çözdü. Bu seferki farklı işleyen bir lanetti. Ve bu... Sonuç farklı olabilir demekti.

---

"Artık kimsenin elini tutmak istemiyorum! Bahar geliyor Keonhee!"

"Ama nişanlım ile el ele fotoğrafım yok der ağlarsın sonra!"

"Komik misin sen, amanın ne komiksin sen! Azıcık iç görülü olsana! Dongju da diğerleri de burada!"

Keonhee gülerek Minjae'nin yanında yürüyordu. Hafiften sekerek yürüdüğü için geride kalan üçlünün ikisini gülümsetiyordu. Sanki Dongju hakkında ilişki muhabbeti yapmamışlar gibi şimdi Keonhee'nin samimiyetine gülümsüyorlardı. İşte bu acımasız dünyanın küçük bir örneğiydi.

Dongju derin bir iç çekti. Bütün gün gülmemişti. Gülesi de belki asla olmayacaktı.

Gunhak onun omzuna kolunu attı.

"Dongju. Sevdiğini söylemeyi hiç düşündün mü? Bu anın daha öncesinde en azından? Minjae sadece seninleyken?"

Dongju tekrar iç çekti. Elinin tersi ile gözünü sildi.

"Düşündüm" diye cevap verdi. "Düşündüm ve vazgeçtim hyung."

Gunhak nedenini sormak istedi. Soramadı. Biliyordu. Keonhee o kadını sevdiği için ondan vazgeçmek istediğini.

Bu nedenle ikisi de sustu ve yürümeye devam ettiler.

Hwanwoong hüzünle en arkaya geçti ve Dongju'nun üzgün görünen postürünü takip etti.

Detineo // ONEUS ✔️Where stories live. Discover now