5

32 2 58
                                    

Minjae o an ne olduğunu anlamamıştı. Dileği basitti. Az önce yaşadığı o kalp çarpıntısının sahibinin ellerini tutmak istememişti sadece. Dongju'nun karşısına geçti, diğer elini de tuttu ve ilk elini bıraktı.

"Tamam mı?" dedi sessizce, sonra gruba dönüp "Gidelim mi?" diye sordu.

Paten alanına geldiklerinde herkes çok üşümüştü. Kendilerini içeri attılar. Dongju içindeki gerginliği dün gördüğü kabusa yordu. Minjae'nin yüksek bir yerden düşüşünü hatırlayınca gözlerini kırpıştırıp anıdan kaçtı. Kadın yine keyifliydi, ellerini sallıyordu. Dongju kıkırdadı. Yanındaki Youngjo ona bakıp gülümsedi ve paten alanında ayakkabı değiştirmeye girdiler.

Minjae kadınlar kısmına girdiğinde Keonhee sessizce dışarıda bekledi. O çıktığı anda da koşarak erkekler kısmına girdi.

Herkes hazırlandığında dışarıda buluştular. Herkesin keyfi yerindeydi. Dongju kadının eline uzandı ve patenle içeri girdikten sonra dikkatlice diğer elini de tuttu. Minjae güldüğünde bakışını ellerinden kadının yüzüne kaydırdı.

"Ne oldu?"

Kadın ellerini savurup hızla ilerlemeye başladı. Sonra arkasını dönüp geridekilere baktı.

"Vaaay!" diye yine onaylayan işaret gönderen Hwanwoong'a gülerek cevap veren kadın tekrar yanlarına kaydı. Gruptakiler kaymayı çok da bilmiyorlardı açıkçası. Bu ilk gelişleriydi. Bu nedenle Gunhak'a ne diyorsun sen bakışı atmışlardı demek ki.

Minjae elini Youngjo'ya uzattı. Onu yavaşça ortaya çektikten sonra sadece sabit kalmasını istedikten sonra diğerlerini almaya gitti.

Aslında hoştu. Minjae uzun zaman sonra, eğlendiğini hissetti. Zorundaymış gibi, yaşayıp gitmişti. Sonra kendine geldi, hani alışmayacaktı?

Seoho ona bakarken tekrar gülümsedi ve onu da Youngjo'nun yanına sürükledi. Youngjo ile Seoho birbirlerine tutunmak isterken düştüler ve Minjae minik bir kahkaha patlattı. Gunhak'ı almışken sordu.

"Neden kaymak istedin?"

"Aklıma en güzel burası geldi. Hem, hayalimdi."

Kadın başıyla onaylayarak "O zaman, iyi eğlenceler" dedi ve onu ortaya götürdü.

Orta daha tehlikeliydi ama koca bir çember oluşturmayı düşünüyordu, yoksa kimsenin cesareti yoktu, belliydi. Elini Keonhee'ye uzattığında Dongju sıranın kendisine gelmesini bekliyordu. İkisine baktı. Elleri arasında yaklaşık bir on santim olmasına rağmen ikisi de elini ilerletmiyordu.

"Keonhee-yah, hadi hadi!" dedi Dongju.

Keonhee refleksle kadının elini sımsıkı tuttu. Kadın bir an duraksadı, sonra onu da hızla ortaya getirdi. Hwanwoong ve Dongju'yu de ortaya topladıktan sonra seslendi.

"Şimdi herkes birbirinin elini tutsun, birlikte öğrenelim. Yanınızdakini düşürmeyin!"

Herkes el ele tutuşmaya başladığında güldü. Dongju ona bakıyordu, görünce gülümsedi ve elini uzattı. Kadın direkt tuttu. Diğer elini Hwanwoong tutacak sanıyordu ama Keonhee Hwanwoong'u geçmiş kayarak yanlarına gelmişti. Elini tuttuğunda kadın dönüp Keonhee'ye baktı.

"Kaymayı biliyor muydun?"

Keonhee gülerek omzunu silkti. Minjae elini kaçırmaya çalışınca da daha sıkı tuttu.

"Bilmemem gerekirmiş, böylesi daha iyiymiş. Sevdim" dedi.

Minjae "Eşleşelim, böyle olmadı!" diye seslendiğinde herkes kafası karışmış bir biçimde kadına baktı. Elleri silkti ama ikisi de elini bırakmıyordu.

Detineo // ONEUS ✔️Where stories live. Discover now