14

13 2 64
                                    

Minjae hemen kucağındaki adamı yerine bıraktı, bacaklarını yatağa uzattı ve yerde iki büklüm kalmış olana koştu. Nazikçe omuzlarına ellerini koydu ve onun başını tek eliyle kaldırdı.

"Keonhee? Keonhee? Neyin var? Kendine gel!"

Keonhee'nin başı o elin içinden kayıp tekrar düştüğünde Minjae hızlı bir iç çekti.Lanet! Üçünün bağlandığı bir lanet! Bunu ona uyarı olarak göndermiş olabilirlerdi!

Minjae panikle etrafa baktı. Kapı kapalıydı. Keonhee'nin belini sardı ve başını omzuna attı. Of! Adam oldukça uzun boyluydu! Bu da Minjae için zor bir taşıma süreci demekti.

Minjae gözlerinin kaydığını hissediyordu. Kalbi hiç olmadığı hızda çarpıyordu ve Keonhee çok ağırdı. Keonhee'yi yatağına adeta fırlattı. Sonra yatağına oturup nefeslenmek istedi. Gözleri karardı.

"Aigoo, ışık açık. Bunlar ne yapıyor?"

"Saçma bir soru oldu. Üçü bir olunca geriliyorlar. Bu nedenle oyun?"

"Sessizce bakalım!"

Seoho ile Youngjo sessiz bir neşeyle kapıyı açtılar. Üç kişi üç yatakta uyuyordu. Seoho kıkırdadı.

"Biri bunlara vurdu mu ne? Hyung şunların üstünü bari örtelim."

İlk uyanan Dongju oldu. Gözlerini kırpıştırıp karanlığa adapte etmeye çalıştı. Minjae ona sırtını dönmüş uyuyordu. Keonhee de kendine dönmüş uyuyordu.

Peki Dongju'ya ne olmuştu? Minjae onu bayıltacak kadar korkutmuş muydu cidden? Bu da mı olmuştu? Elini yine başına attı. Yüzünü buruşturdu. Sonra düzeldi. En ufak bir baş ağrısı bile yoktu? Kalktı. Minjae'nin yatışına baktı. Tamamen yüzünü ona dönmüştü. Keonhee de ona. Gidip kadını düzeltti ve onu yüz üstü yatırdı. Üstünü örttü. Yanına oturdu.

Minjae. Bir ay derken?

Minjae kımıldandı. Dongju irkildi. Hemen ayağa kalktı. Arkasına döndü. Bir çift gözle göz göze geldi.

"Dongju neler oluyor?" dedi ses.

Dongju gergince kıkırdadı.

"Hayır bana söyle. Ne işim var burada?"

"Ne diyorsun sen, uyumuşsun. Koordine sorunu yaşıyorsun sanki?"

"Öyle mi? Uyumuş muyum?"

"Sanırım, bilmem?"

"Görmedin mi?"

"Görmedim! Görmedim!"

"İyi de Juju, ne kızı--"

"Umm, neler oluyor?" diye uyanan Minjae üstündeki battaniyeyi atıp ayağa kalktı.

"Neler oluyor bilmiyoruz biz de. Keonhee ne yapmıştın en son?"

Minjae bu soru ile gergince ikiliden gözlerini kaçırmaya başladı.

"İçeri girdim. Siz konuşuyordunuz. Bu kadar."

"Ben de seni gördüm, konuşmamızı dinliyordun. Göz göze geldik, bu kadar."

Minjae kıkırdadı.

"Aigoo ne fark eder, iyi bir uyku çekelim işte!"

İkili ona döndü ve anlamadıklarını belli eden bir ifadeyle bakmaya başladılar. Ortam hızla geriliyor gibiydi. Minjae Dongju'nun bileğine uzandı. Tam tutacaktı ki duraksadı.

"Enerji. Enerji ihtiyacım var" dedi elini alnına koymuş bir şekilde.

Özel bir his yoktu onda, ama yine de enerji. Bu durumdan çıkış için enerji lazımdı. Dongju hızla denileni yaptı ve yanına oturdu. Ellerini uzattı. Kadının ellerini kavrayıp konuştu.

Detineo // ONEUS ✔️Where stories live. Discover now