Sonsuz bir an.

Jungkook ve oğlu ile birlikte tamlardı artık.

"Baba," diye mırıldandı. "Biraz daha uyuyalım." Sabahın ilk ışıklarında ikiside erkenden uyandırılıp buraya gelmişti ve alfa ortada yoktu. Gerçekten yoktu bu arada çünkü yanlarına hiç uğramamıştı ve Jimin de sonunda hazırlıklardan kurtulup kendini bu odaya atmıştı. Oğlu da peşinden geldiği için o da aynı şekildeydi.

"Gel, Nara. Biz gidelim, Jungkook uğraşsın biraz da." Jimin gözlerini devirdi ve kapanan kapı ardından oğlunun alnını öpmüş ㅡ bergamot feromonlarını etrafa yayarak tekrar uykuya yenik düşmesini izlemişti.

Kendi de çok sürmeden uykunun kollarındaydı işte.

Bir süre sonra, Jimin çok geçtiğini düşünmüyordu aslında anne omegalarının odasından çıktığından beri. Çünkü alfanın amber kokusunu yakınında hissediyordu ve kurdu onu hissettiğinden dolayı uyandığından ㅡ Jimin de istemsizce gözlerini araladı.

"Benim, korkma." Jungkook kapıyı kapatarak çift kişilik yatağa doğru adımladığında Jimin onu izledi. "Hala uyuduğuna inanamıyorum," dedi Jungkoook yatağın diğer tarafına otururken.

"Çok yorgunum gece uyumadım bile,"

"Heyecandan mı?" diye sordu Jungkook.

Sırtüstü döndü ve alttan alfaya baktı. Uzanıp omzuna vurduğunda Jungkook güldü. "Bugün bizim günümüz ama en çok ben koşturuyorum inanılır gibi değil."

"Ailelerimize söylemek doğru fikir miydi çok merak ediyorum. Belki de Yoongi ve Taehyung haklıdır, onlar gibi takılmalıydık." Jungkook yeniden güldüğünde ㅡ eğilip omegayı öptü.

"Aşağıda teyzem ikisine de azar çekiyor, Jungkook sizden önce davrandı diye."

"Üzüldüm bir miktar," dedi Jimin ve eliyle ağzını kapatarak esnedi. "Ne zaman kalkmayı düşünüyorsun? Yoksa planın beni aşağıda tek başıma mı bırakmak?"

"Nereden anladın?" diye sordu Jimin dalgaya vurarak. Jungkook omegayı yeniden öptü. "İlk önce duş al ve sonra hazırlan. Seni almaya geleceğim,"

"Nereye gidiyorsun?" Jimin merakla sordu.

"Davinler," dedi kısaca. "Gerçekten mi?" Jimin güldü ve Jungkook ㅡ "Kuzenlerim ve arkadaşlarım beni bekliyor. Seninkilerde geldi, Hoseok en son nerede olduğunu soruyordu." dedi.

"Onu buraya gönderir misin?" diye sorduğunda Jungkook başını salladı. Uzanıp uyuyan oğlunu öptü ve tekrardan Jimin'in saçlarını öperek yataktan kalktı. "Saat altı da sonsuza kadar birlikteyiz şimdi," dediğinde Jimin gülümsedi ve alfa odadan çıktığında yüzündeki gülümseme silinmedi.

Jimin, Gavin'e döndüğünde ㅡ onun bu bir ayda ne kadar büyüdüğünü anladı. Boyu biraz uzamıştı, yüz hatları gitgide Jungkook'a benziyordu. İkisi de aynı saç şeklini kullandığından dolayı, Gavin babasının küçüklük fotoğraflarındakinin aynısıydı. Bunu Jimin bu bir ayda bu evde aile fotoğraflarına bakarak anlamıştı.

Hayatlarında çoğu şey yerli yerine oturmuştu mesela. Annesi artık Seul'de yaşıyordu. Seokjin uzun bir süre burada kalmaya karar vermişti. Kim klanı, şirketlerini batmaktan Seokjin sayesinde kurtarmış ve Jimin'in annesi ile görüşmüşlerdi. Jimin'in dedesi, oğlunun tüm hakkını vermeye hazırdı ama anne omega bunu kabul etmemiş ve sadece Jimin için görüşmeye devam edelim demişti. Hoş Jimin bunu istiyor muydu pek emin değildi ama belki babası için olabilirdi.

Jungkook tarafından bakılırsa olaya, ailesi tamdı. Her şey düzene oturmuştu. Kavga yoktu, mutlu sahte aile tablosu artık yıkılmıştı ve uzun bir süreden sonra her biri mutluydu. Şirketinde işker tıkırında gidiyordu. Her şey ama her şey düzene girmişti.

without meWhere stories live. Discover now