Kim Seokjin, pijamalar içinde tahta kapıyı açtığında ㅡ "Delirdin mi sen? Gecenin bir yarısı kapıya dayanmakta ne oluyor?" diye bağırdı. Hemen arkasında merdivenlerden inen aile üyeleri vardı ama Jungkook, "Jimin." dedi. Ses tonu ne kadar pürüzlü olsa da baskındı. "Jimin'i bulmam lazım, senden başkasına gidemezdim."

Seokjin, Jungkook ile karşı karşıya geldi. "Senin yüzünden gitmişken bana mı soruyorsun nerede olduğunu?"

Derin bir nefes aldı Jungkook. "O yüzden senden başkası aklıma gelmedi."

Seokjin, alfanın yakalarını kavradı. "Sana söyledim. Onu üzersen ㅡ kendin ya da bir başkası. Karşında beni bulursun dedim. Şimdi gelmiş bana nerede olduğunu mu soruyorsun Davin? Siktir git kapımdan. Nerede olduğunu bilsem de söylemem sana." diyerek geriye itekledi.

"Lütfen," dedi Jungkook. "Onu bulmam lazım, lütfen. Herhangi bir adres ya da arkadaşlarına ulaşabileceğim bir numara."

Seokjin eve girip kapıyı tuttu. "Sana bu evden hiçkimse sorularına cevap vermez Davin, kapımdan defol." dediği sırada ㅡ Jungkook hiçkimsenin yapmadığı bir şey yaptı.

Davin Jungkook, dizlerinin üstüne çöktü ve direkt olarak Seokjin'e baktı.

"Nerede olduğunu biliyorsun," dedi. "Bana nerede olduğunu söyle lütfen."

Aile üyeleri ise bunda şaşkındı. Jeon'ların tek varisi kapılarına geliyor ve dizlerinin üstüne çöküp yalvarıyordu. Seokjin'in annesi, "Oğlum." diye yeltenmeye kalktığında Seokjin buna izin vermedi. "İstediğin kadar böyle bekleyebilirsin," diyerek kapıyı sertçe kapattı. Gürültü tüm bahçenin içinde yayılmıştı.

Jungkook başını öne eğdiğinde bahçenin ışıkları kapandı. Kapının ardından sesler yükseldi. Pek kulak vermedi çünkü derdi bu değildi.

"Efendim, yerden kalkın lütfen." diye bir alfa merdivenlerde hemen arkasındaydı. "Hava da soğuk hem," Koruma bir cevap beklese de Jungkook sadece başını iki yana salladı. Seokjin'in dediği gibi burada bekleyecekti. Bu kapı illa ki açılacaktı.

Diğer yandan evin içi biraz karışıktı çünkü, Bayan Kim yani Seokjin'in annesi ㅡ "Biliyor musun Jimin'in nerede olduğunu?" diye sordu sinirle. "Çocuğa söyleseydin o zaman, neden söylemedin?"

"Hakediyor mu bunu?" Seokjin merdivenlere yöneldi. "O kapı açılmayacak ona, hiçbir şekilde." Son sözleri bu oldu alfanın ve odasına ulaşan merdivenleri çıktı.

"Hepiniz odasına," dedi büyük olan Bayan Kim.

"Anne," diye söylendi Seokjin'in annesi. "Kapının önünde. En azından gitmesini söyleyebiliriz ona,"

"Oğlunu duydun değil mi? Odalarınıza."

Gecenin son konuşulan sözleri bunlar oldu. Seokjin'in annesi pek içine sinmese de eşinin yardımları ile odalarına çekildi. Herbir aile üyesi odalarına girdiğinde, Bay Kim ㅡ "Jeon'a haber verseydik. Varisinin bu hallerinden haberi var mı?" diye sordu. Daha kendine olan bir soruydu bu.  Jungkook'un halini görmüştü. Perişan hali ve kırmızıya çalan gözleri. Alfanın içi içini yediği için derin nefes almış ve dizlerini ovalamıştı.

"Demek ki yok, eğer olsaydı burada olmazdı zaten." Kadın yatağın diğer tarafında eşine dönük şekilde yattığında yaşlı alfa ayaklandı. "Nereye gidiyorsun?" diye sordu Bayan Kim. "Jeon'a haber vereceğim, alsın buradan onu." Odadan çıktı. Merdivenlerden yaşlılığın getirdiği uyuşuklukla indi ve alt katın ışıklarını yaktı.

Yalan söylemişti, amacı büyük Jeon'a haber vermek değildi.

Kapıyı açtığında Jungkook direkt olarak yaşlı adama baktı. Korumlar da kendine çeki düzen vermişti anında. "Kalk, evlat." diyerek eğildi ve kollarından tutup ayağa kalkmasına neden oldu. "Evine git. Oğlunu yalnız bırakma,"

without meTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang