Sayıkladığmı duymuştu eminim. O yüzden sormuyordu ne olduğunu. Demiri gördüğümü biliyordu. Özlemiştim onu. Affedememek canımı yakıyordu. Aff edemiyordum. Ama çok özlemiştim.

Kalbimin bir parçası gitmişti yıllardır. Kalbim artık tamamiyle yok oluyordu. Ben bitiyordum. Ben kendi kendimi bitiriyordum. Acımı gören çoktu ama yardım eden yoktu.

Canımın acısını kalbimin ağrısını gören çoktu ama o ağrıları acıları tek bir adam yok ede bilirdi. Ve ben o adamı kendi ellerimle itmiştim. Kendi ellerimle onu kendimden uzaklaştırmıştım.

Oysa o benim yaşamam için çoğu şey feda etmişti. Çok şey göze almıştı. Çok şeye katlanmıştı. Benim için vurulmuştu. Bense birşey yapmamıştım. Sadece onu itiyordum kendimden. Uzaklaştırıyordum kalbimden.

Ama benim en ihtiyacım olan adam oydu. Ben onsuz yapamıyordum. Kendimi toparlamışken onun ölmesine kendimi kabullendirmişken birden ortaya çıkması beni bir depremde yardımsız bırakmıştı.

"Yapamıyorum aydan. Onu unutamıyorum ondan vazgeçemiyorum" aydan omuzlarımdan tutarak geri çekti bedenimi. Avuçları yanaklarımı bulurken kurumuş göz yaşlarımın yerinde gezdirdi parmaklarını.

"Geçecek güzelim emin ol geçecek"
Başımı sallayarak "geçmiyor aydan geçmiyor yaralarım tam kabuk bağlamışken yeniden kanıyor ve artık tükenmek üzereyim" gözlerim yeniden dolarken başımı eğerek göz yaşlarımı serbest bıraktım.

"Seni tutan ne o zaman gece? Neden kendine işgence veriyorsun? Ha haklı ha değil! Eğer seviyorsan niye duruyorsun? Aşkta gurur ne zamandan olmuştur? Yolunda bir engel yokken burada kendibi tüketmeyimi düşünüyorsun?"

Haklı cümleleri karşısında cevap veremedim. Sözlerine devam ederek "gece kendine gel artık! O burada. Sana eminimki mantıklı bir açıklaması oldu. Kendini onun yerine koy çünkü eminim ki oda öyle yapmıştı."

Sözlerinin ardından yanımdan kalkarak "ben aşağıdayım sana yemek için birşeyler hazırlayacağım. Ve sende otur adam akıllı düşün taşın! Ya bu sevdaya bir son ver onunla ol yada onu sonsuze dek unut! Aklının köşesinde bile kalamayacak kadar"

Kapıyı açarak gitdiğinde kalbime ağır gelen sözleriyle göz yaşlarım dahada şiddetlendi. O kadar doğru söylüyordu ki! Rüyamda bile kendim kendime söylemiştim. Kendimi onun yerine koyarsam belkide gurur diye birşey kalmazdı.

Onu o kadar çok aff etmek istiyordum ki. Ama bir yanım aff etmek değil unutmak istiyordu. Unutmak isteyen aklımken kalbimin sesini nasıl dinleyecektim? Ben nasıl başaracaktım?

Komidinin üzerindeki şarja takılı olan telefonumu aldım. Elim ne numaraya gidiyordu nede ağzımı açacak cesaret buluyordum kendimde. Kendimi onun yerine koymadığım için kendimi suçlu hiss ediyordum. Bundandı cesaretimin olmayışı.

Kiliti açarak kişilere girdim. Numarası hala kalıyordu. Eskiden nasıl kayd etdiysem şimdide öyleydi. İsminin üzerine basarak arajama tuşuna bastım. endişeli bir şekilde kulağıma götürerek bekledim.

"Aradığınız numaraya ulaşılamıyor-"
Konuşan kadının sözünü aramayı kapatarak bitirdim. Ulaşılamıyordu. Bu numarayı artık kullanmıyordu demekki. Belkide o adamlar istemişlerdi böyle olmasını.

ABİMİN ARKADAŞI (TEXTİNG 18+)Where stories live. Discover now