24 BÖLÜM

28.7K 574 22
                                    

Sopalı adam kaçırmıştı beni. Kesit kesit gözümün önüne gelen görüntüler canımı daha fazla yakmaktan yana birşey yapmıyordu. Bunları söyledikten sonra gitmişti. Bileklerim çok acıyordu. Çok acıkmıştım çok susamıştım. Kollarım artık kangrene çok yakındı. Kuruyan dudaklarımı ıslatdım. Birkez daha dua etdim Allaha. Beni buradan kurtarması için. Yalvardım. Ağladım. Sesimi duysun istedim. Yardım eli istedim rabbimden. Aniden açılan kapıyla o adam girdi içeriye. Elindeki anahtarlarla bana yaklaşarak ayaklarımı zincirden kurtardı. Acıdan ve sıkı bağlanmasından dolayı hiss etmediğim ayaklarım ani hareketle aklımı başımdan çıkardı. Bileklerimide çözdüğünde aynı şey olmamıştı. Hiç birşey hiss etmemiştim bu sefer. Kolumdan tutarak beni kaldırdığında "kalk bakalım gidiyoruz"bırakacakmıydı beni? Bittimi kabusum? Parlayan gözlerle ona baktım. "Bitti mi? Bırakıyormusun beni geldimi beni kurtarmaya? Ben biliyordum. Beni kurtarmaya geleceğini biliyordum" sevinçle söylediğim sözlerin ardından boş koridorda sürükleniyordum. Kahkaha atarak beni garip bir odaya sokarak bütün sevincimi alt üst eden cümleyi kurdu. "Daha yeni başlıyoruz" yüreğime düştü büyük yangın. Ayaklarım kesildi yerden. Üstüme geldikce arkaya gittim. Sırtım soğuk zeminle buluştu. İğrenc bedenini üzerimde hiss etdim. Şuurumu yitiriyordum. Kollarımı kafamda birleştirerek yaklaştı bana. Kolları arasına çırpınıyordum. Kurtulmam lazımdı buradan. Aklım başıma geldiğinde dizimi erkekliğine geçirerek üstüne çıktım. Hiss etmediğim bileklerime güç vererek yüzüne sayısız yumruklar atdım. Neredendi bu güç? Yaşadıklarımın ağırlığımıydı gelmişti kuvvet olarak ellerime? Bilincini kayb edene kadar durmadım. Ölmesini gebermesini istiyordum. Belindeki silahı aldım. Odadan çıkarak her ihtimale hazır olup kapıyı kitledim. Sarsak adımlarla uzun boş koridorda yürüyordum. Silahın ucunda susturucu vardı. Bu işime gele bilirdi. Ayaklarımı yere bastıkca acıyı en dibine kadar yaşıyordum. Kulağıma konuşan birinin sesi geldiğinde duvarın arkasına saklandım. İki kişilerdi. Birşey konuşuyordular. İkisini nasıl vuracaktım? Hiç kimseyi vurmadım ki ben şimdiye kadar. Nasıl yapacaktım? Onlar benim canımı yakmıştı ama. Göz yummuştular canımın acımasına. Bileklerimi acıyla kaldırarak çıktım duvarın arkasından. İkiside beni gördüğünde bana taraf döndü. Elleri beline gitdiğinde gözlerimi kapatarak iki el kurşun sıktım. Sesi çıkmamıştı. Kimse duymamıştı. Kimse gelmemişti. Gözlerimi açtım. Birinin karnından vurarken birinin omzunun biraz altından vurmuştum. Korkma gece. Buradan çıkman lazım. Yaşaman lazım. Ailen seni bekliyor yapa bilirsin. Eğilerek omzundan vurduğum adamın silahını aldım. Şarjörüne baktığımda fulldu. Uzun koridoru bitirerek ışık gelen yöne doğru adımladım. Başım dönüyor gözümün önü bulanıklaşıyordu. Şimdi olmaz dedim kendime. Şimdi olmaz. Işık gelen yönde 4kişi vardı ikisi yemek yiyor birisi dış kapıyı gözetliyor biriside telefonla konuşuyordu. Önce yemek yiyenleri vurursam tabaklarının sesi çıka bilir. Telefonla konuşanın sırtı yemek yiyenlere dönük. Kapıyı gözetleyen onlardan uzaktaydı. Önce onu vurmalıydım. Susturucuyu kullanmam lazmdı. 3tane kurşunum kalmıştı. Sonuncuyu diğer silahla vuracaktım. Kapıdaki adama nişan aldığımda sol göğsünden vurarak yere serdim. Kimse o tarafa dönmemişti bile. Gözlerim kararmaya başlıyordu. Kollarımda derman kalmamıştı. Namluyu yemek yiyenlere çevirerek soldakini vurdum. Yanındakinin ses çıkarmasına fırsat vermeyerek onuda vurdum. Nasıl bu kadar iyi nişancı ola bilirdim ? Hayatımda kimseyi vurmamıştım ki ben. Silahı yavaşca yere bırakarak diğer silahı aldım. Telefonla konuşan adamın arkasına geçtim. Hızla arkasını döndüğünde belindeki silahı çıkararak bana doğrultdu. Gözlerim karardı. Başım dönüyordu. Gücüm kalmamıştı. Ama bu sondu. Peki ya dışarıdada varsa? "İşin bitti kızım sonun burası" hiç beklemeden sıktım kalbine. Sonra bir acı hiss etdim. Kafamı yana eğerek kalbimin tam üstünden omzumdan akan sıcak kan korkumu tazeledi. Elimdeki silahı aşağı indirerek yerdeki adama baktım. Sonrada kanlar içinde olan kalbime. Üstümdeki kazak kırmızı renk olmuş beni çağırıyordu. Ama ölmemiştim. Hala gücüm vardı. Vakit kayb edemezdim. Ayaklarımı bedenimle sürütleyerek çıkışa doğru yürüdüm. Temiz hava ciğerlerime dolduğunda kapatdım gözlerimi. Kimse yoktu dışarıda. Gözlerimden akan yaşlar görüş açımı kapatıyordu. Dizlerimde derman kalmamıştı. Artık dayanamıyordum. Dizlerimi yere atarak oturdum. Hıçkıra hıçkıra ağladım. Kafamı gökyüzüne kaldırarak bağırdım. "Allahım yardım et. Buraya kadar dayandım. Şimdi sen yardım et ya rabbim lütfen. Nolursun yardım et." Kafamı aşağı eğerek canım çıka çıka ağladım. Omzumdan elime damlayan kan damlaları korkutuyordu beni. Acıyordu. Yakıyordu bedenimi. Acıtıyordu izler. O sırada birşey oldu. Çok istediğim birşey. Etrafımı sardı onca araba ve çıktı içinden beklediğim adam. Bakışlarımı kaldırarak baktım. Arabalardan inen siyah takımlı ağzı bereli adamlar ellerindeki silahlarıyla yerlerini almıştı. Duymuştu sesimi Allahım. Yardım eli uzatmıştı bana. Elimdeki silah kayıp giderken son gücükullanarak kalktım ayağa. Demir koşarak benden 5adım uzakta durdu. Şoktaymış gibi yüzüme oradan kanayan omzuma sonrada bedenime baktı. Dolan gözlerini buradan göre biliyordum. Aksayan adımlarımla yürüdüm. Ağzımdan fısıltıdan farksız çıktı ismi. "Demiiirr" dedim. Oda geldi bana doğru. Kollarımı yana açarak son adımı tamamladım. Bedenimi saran kollarının arasına bıraktım güçsüz bedenimi. "Demiiirr" dedim son kez. Belimden tutan elinin biri saçlarımı buldu. "Bitti güzelim dayan bitti" son sözlerdi duyduğum. Sonra kapandı bilincim. Bıraktım kendimi ona.

Çünki sonsuza dek güveniyordum.

ABİMİN ARKADAŞI (TEXTİNG 18+)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin