Senden Hoşlanıyor

35 13 0
                                    

Nasıl başlasam bilemedim ama girdik işte bir yerden

Sizi çok tutmayayım iyi okumalar 💜💜💜💜💜💜💜






***

Korseyi zar zor çıkardıktan sonra saçlarımı açıp taradım ve geceliğimi giydim. Tam yatağa yatacakken Larissa'nın odasına gitmeye karar verdim.

Balo bitmişti. İdelya'lılar bir yerde uzun süre kalmayı sevmezdi ve çok geç olmadan kendi krallıklarına dönmüşlerdi. Harika bir kutlamaydı ve herkes çok eğlenmişti. İdelya'lılarla yolcu ettikten sonra David ve diğer bütün hizmetçiler salonu temizlemeye gitmişti. Ben bugün çok yorulduğum için hemen odama çıkmıştım fakat kız kardeşimle konuşacaklarım vardı.

Odasının önüne gelince kapıyı tıklattım ve içeri girdim.

Larissa da benim gibi soyunmuş ve saçlarını taramıştı. Benim gelmemi bekliyor olacaktı ki şaşırmadı.

Yatağında oturuyordu, ben de yanına oturdum.

"Ee? Anlatacak çok şeyin var Kraliçem."

Gülümsemeden edemedim.

"Evet. Fakat öncelikle bir konuya açıklık getirelim. Darrel iş için burada. Dans ettik diye hemen romantikliğe bağlama lütfen."

"Peki." Dedi gülümsemeye devam ederek. "Dinliyorum, Kraliçem."

"Olanları biraz biliyorsun zaten. Odamda elbisemi giyiyordum. Kolları çok sıkı olduğu için korsesini giyemiyordum bir türlü. Seni aramaya çıktım, merdivenlerden iniyordum ki Darrel çıktı odasından. Bana yardım edebileceğini söyledi. Senin yardımcı olmanı istediğimi söyledim. Larissa'yı görürsen bana haber ver dedim. Odama geri döndüm. Darrel bir süre sonra geri geldi. Seni gördüğünü, salondaki bir sorunla uğraştığını söyledi. Larissa sana benim yardım etmemi söyledi dedi. Ayıp olur diye tamam dedim. Korsenin iplerini çekti. Çok yavaş çektiği için ona daha sert çekmesini söyledim. Çok sert çektiği için dengemi kaybettim ve üstüne düştüm. O an sen geldin. Yani yanlış bir şey olmadı. Umarım hizmetçileri yanlış anlaşılma konusunda uyarmışsındır."

"Evet, uyardım. Yine de onlar kendi aralarında konuşmaya devam ederler bence. Bu senin sandığın kadar basit değil. Kaza olabilir ama yıllardır tek olduğun ve ilk defa seni biriyle bu kadar yakın gördükleri için böyle bir tepki veriyorlar." Sırıttı. "Tabii, o danstan sonra önlerini ben bile tutamam. Sahi, neydi o öyle resmen kendinden geçtin. Onunda senden aşağı kalır yanı yoktu. Siz dansı bitirdikten sonra David Darrel'in kulağına 'Ne yaptın Kraliçemize?' diye sordu. Darrel gülümsedi sadece."

Kızardığımı hissettim. "Salon çok sıcaktı ve çok hareket ettim. Bu yüzden."

Bugünlük bu kadar utanmak yeter.

O fark etmeden hemen ayağa kalktım ve aynanın karşısına gittim. Yanaklarım hafiften pembeleşmişti. Masanın üstünden bir bardak su aldım ve kana kana içmeye başladım. Larissa yanıma geldi.

"Bence senden hoşlanıyor."

İçtiğim bütün suyu püskürttüm.

Bu kadarı da fazla oldu sanki!

Kolumla dudaklarımı sildim ve tehlikeli bir yavaşlıkla ona döndüm.

"Larissa, yürek mi yedin sen?"

Daha cevap vermeden odadan kaçtı. Sırıttım. İstediğin kadar kaç, benden kurtulamazsın.

Odadan çıktım ve merdivenleri indim. Larissa genelde hep mutfağa kaçardı. Büyük ihtimalle yine oraya gitmişti. Mutfağa girdiğimde yemek yapan hizmetçilerle konuşan Darrel'i gördüm. Daha onlar benim geldiğimi anlamadan geri çıktım.

Umarım beni görmemiştir.

Şatonun dışına çıktım. Biraz yalnız kalmak istiyordum. Larissa saklanmaya devam edebilirdi.

Çiçek tarhına girdim ve iki kişilik yere oturdum. Gökyüzünü seyre daldım. Cırcır böceklerinin ve baykuşların sesleri vardı. Hafif bir meltem esiyordu ve kiraz çiçeklerinin baharın geldiğini haber eden kokusu vardı.

Gözlerimi kapattım ve arkaya yaslandım. Şatonun en sevdiğim kısmıydı burası. Çok huzurluydu ve güzel anılarım hep burada geçmişti.

***

Ne kadar süre öyle kaldım bilmiyordum ama gözlerimi açtığımda yatağımdaydım. Yanımda sadece bir kişi vardı ve sanırım gülümseyerek beni izliyordu.

"Darrel?" Dedim uykulu bir sesle.

Ne kadar uyumuştum ben? Beni buraya kadar o mu getirmişti?

"Efendim?" Dedi neşeli bir sesle. Aniden jetonum düşünce yatakta dik oturdum ve fal taşı gibi gözlerle ona baktım.

"Neden buradayım? En son çiçek tarhındaydım. Beni buraya sen mi getirdin? Neden teksin? Beni nasıl taşıdın buraya?"

"Mutfakta hizmetçilerle konuşuyordum. Sonra birden içeri girdin ve girdigin an kaçtın. Ne olduğunu merak edip peşinden geldim. Çiçek tarhına girdin, ben de peşinden girdim. Yanına gitmek istedim ama cesaret edemedim. Yanlış anlayacağını düşündüm. Biraz oturduktan sonra uykuya daldın. Üzerindeki çok inceydi. Hasta olmaman için seni odana çıkardım. Çok derin uyumuştun ve tepki bile vermedin."

Başımı salladım. Rahatlamıştım, kafamdan daha farklı bir senaryo geçiyordu ancak bu gerçek olmamıştı.

"Gece yarısı olmuş olmalı. Bu saatte şatoda pek uyanık insan yoktur. Yorgun olmalısın, en iyisi git ve dinlen."

"Peki." Dedi gülümseyerek. Kapıyı kapatmadan önce bir şey unutmuş gibi geri döndü.

"Yanakların al al olmuş. Odan sıcak ama. İyi geceler, Kraliçem." Dedi ve kapıyı kapattı.

Ellerimi yanaklarıma götürdüm. Soğuktan sıcağa geçince ısınmıştı. Darrel'in oturduğu iskemlenin yanındaki komodinden bir bardak suyu aldım ve kana kana içtim. Daha sonra mumları söndürdüm ve uykuya daldım.

































Bu bölümü ilk yayınladığımda çok kısa olduğunu fark ettim ve ekleme yaptım. Umarım beğenmişsinizdir.

Oylamayı ve yorum yapmayı unutmayın sizi seviyorum sonraki bölümde görüşmek üzere

🖤🖤🖤🖤🖤🖤🖤🖤🖤🖤🖤🖤🖤🖤🖤

Oliterya Krallığı Where stories live. Discover now