Benden Korkma

49 13 0
                                    

Medyada ortaçağ tarzı bir müzik var umarım hoşunuza giderrrr

İyi okumalar bayram şekerleri 💗💗💗💗💗

***

"Darrel?"

Zindanın dışında durmuş büyük bir şaşkınlıkla olanları izliyordu. Herkes susmuşken duruma el attım.

"Bak, hiçbir şey göründüğü gibi değil. Açıklayabilirim, şu gördüğün adam-"

Arkamdan üstüme atladı o adam, sırtımı ona dönmemi fırsat bilmişti. Yüzüm yerle bakışırken onu üstümden fırlattım, gürültüyle duvara çarptı ve yere düşüp bayıldı.

Kanayan burnumu elimin tersiyle sildim ve halatlarla onu tekrar bağlayarak arkamı döndüm. Darrel benim sihirle açtığım ve sonra geri kilitlediğim kapıyı zorlamayı bıraktı.
Dudakları aralandı.

"Nasıl olur?"

"Ne?"

"Diyorum ki nasıl olur da Kraliçe Amari sihir yapabiliyor?"

Bu sorunun cevabını bende bilmiyorum Darrel.

Ona baktım, mavi gözlerinin da derinliklerine. Korkuyu görmeye çalıştım ama yoktu. Sadece şaşkınlık vardı.

Zindandan çıktım ve kapıyı tekrar kilitledim. Benden korkmadığını görmek biraz olsun rahatlatmıştı beni.

"Çıkalım buradan."

Şaşkın halini terk etti.

"Peki, Majesteleri."

Zindandan çıktık. O içeri girmemizi bekliyordu ancak ben onu şatonun çiçek bahçesine götürdüm.

Bahçe çok büyüktü, sadece lotus çiçeklerinin olduğu bölümdü burası. Oturmak için bir yer de vardı.

İki kişilik yere oturdum ve ona da oturmasını söyledim. Derin nefes aldım. Sırrımı öğrenmesi hiç iyi değildi. Zindanda ne işi vardı ki?

"Öncelikle neden zindanda olduğunu söylemelisin. Akşam yemeğinden sonra odana gittiğini sanıyordum. Zindanın yerini sana göstermemiştik."

"Yemekten sonra odama gittim. Size sormam gereken bir şey olduğunu hatırlayıp odanıza gittim. Kapıyı çaldım ama odanızda değildiniz. Sizi ararken merdivenlerden aceleyle indiğinizi gördüm. Kötü bir şey olduğunu düşünüp peşinizden indim. Sonra nasıl olduysa kendimi zindanda buldum."

Başımı salladım, sonrasını zaten biliyordum.

"Sormak istediğin şey neydi, Darrel?"

"Kolunuzdaki izin ne olduğunu soracaktım."

Elim refleksle sağ koluma gitti kolumdaki izin oluştuğu günü dün gibi hatırlıyordum.

"Kolumdaki izin sebebi." Dedim.
"Ailemi kaybettiğim savaşta oldu."

Hassas bir noktama bastığını fark etmişti. Ciddi bir tavır aldı.

"Özür dilerim, bunu tahmin edemedim."

Güldüm.

"Tahmin edilebilecek bir şey değil."

Bir süre sustuk ve gökyüzünü izledik. Ben konudan ne kadar koptuğumuzu fark edince bitti bu sessizlik.

"Sana açıklamam gereken şeyler vardı, Darrel. Gördüğün üzere büyü yapabiliyorum. Kötü amaçlar için kullanmıyorum. Halkıma ya da diğer krallıklara zarar vermiyorum ve vermem de. Sana zarar vermeyeceğimi anlamalısın. Bunca zamandır herkesten gizledim ve sebebini biliyorsundur. Suçum dahi yokken öldürülmek istemiyorum korumam gereken bir krallık var. Ayrıca zindandaki adam da seni buraya getirmemin sebebi."

Bana döndü, gülümsüyordu.

"Korkmadım, sadece bu kadar uzun yaşayan bir cadı görmenin şokunu yaşıyordum. Bana zarar vereceğinizi düşünmüyorum. Eğer verecek olsaydınız düello ettiğimiz gün ederdiniz. Bana zarar vereceğinizi düşünmüyorum."

Ona zarar vermeyeceğimi bilmesi güzeldi. Dost bir krallıktandı ve sırrım güvende sayılırdı.

Yani biraz.

"Hayatında kaç kere cadı gördün?"

Gülümsemesi buruklaştı.

"Annem bir cadıydı. Ben dokuz yaşındayken onu öldürdüler. Daha sonra dövüş yeteneğim Elanovna kralının dikkatini çekti. Beni sarayına aldı, eğitim verdi. Dokuz yaşından beridir onun sarayında yaşıyordum. Beni ordunu komutanı yapmayı düşündü. Ben istemeyince onun koruması olarak hayatıma devam ettim."

Bu hikayeyi daha önce de dinlemiş gibi hissediyorum.

Hikayesi beni üzmüştü. Onun annesi cadı olduğu için, benim annemse kızlarını korumaya çalıştığı için öldürülmüştü.

"Annen için üzgünüm. Eminim senin için çok zor zamanlardı."

Gülümsemesi yerini korurken eğilip bir lotus çiçeği kopardı ve kokladı. Derin nefes aldım, bu konuyu kapatmam gerekiyordu.

"Umarım şatoda mutlusundur. Yarın eğitimlere başlayacaksınız. Nasıl bir eğitim vereceğini sabırsızlıkla bekliyorum."

"Emin olun elimden geleni yapacağım."

Başımı salladım ve ayağa kalkıp şatoya ilerledim.

Çok tatsız bir sohbetti.

***

"Şatonun bu bölümü eğitimler için kusursuz."

"Kesinlikle Majesteleri."

David dövüş salonunu güzelce temizlemiş ve gereken şeyleri dizmişti, hiçbir eksik yoktu salonda.

"Tamamlandı mı?"

Arkamda beliren Darrel'e döndüm.

"Evet, istediğiniz gibi kullanabilirsiniz. Her şey hazır."

Memnun bir gülümseme belirdi yüzünde.

Bu kadar güzel güldüğünü fark etmemiştim.

Aklımdan geçen şeyle ondan bir adım uzaklaştım. Darrel alana ilerledi. Larissa içeri girdi. Üstünde deri bir pantolon vardı, dövüş için ellerine kumaş sarmıştı ve yüzünde çok ciddi bir ifade vardı.

Güzel, dövüşmek için sabırsızlanıyor olmalı.

Larissa'ya gülümsedim.

"Eğitmeninin her dediğini uygulamalısın Larissa. İyi iş çıkaracağını düşünüyorum, iyi şanslar."

"Teşekkür ederim abla. Sanki biraz abartıyorsun gibi, en az senin kadar güçlüyüm ben."

Dudaklarım yukarı kıvrıldı.

Göreceğiz, prenses.

































Bu bölüm nasıldı sizce?

Sonraki bölümde görüşürüz oylamayı ve yorum yapmayı unutmayın sizi seviyorum hoşçakalın!

Muah 😘

🖤🖤🖤🖤🖤🖤🖤🖤🖤🖤🖤🖤🖤🖤🖤

Oliterya Krallığı Where stories live. Discover now