8. bölüm: Felaket

5 1 0
                                    

Sabah Taehyung a sarılmak için olduğu yere kolumu uzattım. Ama Taehyung yoktu.

Telaşla yataktan kalkıp evde aramaya başladım. Mutfağı, salonu ve misafir odaları aradım ama yoktu. Aklıma markete gidebileceği geldiğinde modumu ve ayakkabılarımı giyip dışarı çıktıım- Burasıda neresiydi? Asla bilmediğim bir yere ışınlanmıştım. Etrafa bakınırken sağında ki odadan kalın sesli bir çığlık yükselmişti. Ne olduğunu merak ettiğimde kapıyı hafif aralanıp baktım. Ama keşke bakmasaydım. Içeride diz çöktürülerek zincirlenmiş bedeni kanla kaplı Taehyung u gördüm.

Gözlerim şoklar açılırken öndeki kırbaçla Duran kişi yavaşça bana döndü. "Demek sonunda geldin." Diyerek üstüme yürümeye başladı. Ne yapsam bilemedim. Kaçsam Taehyung içeride, kaçmasam ikimizi birlikte öldürecek. Ben bunları düşünürken Taehyung konuşmaya başladı. "Kaç Jungkook!" Ama adamın bana yaklaşmasını bekledim. Böylelikle beni kovalayacak Taehyung u bırakacaktı. Adam bana iyice yaklaştığında arkamı dönerek son sürat koşmaya başladım. Koşarken üzerinde Yeonjun kişinin önüne salye, masa, saksı gibi şeyler atıyordum. Sonunda aramızı açtığımda bir odaya girdim. Odada bir sürü şey vardı. Biraz bakınmaya başladığında kelepçe kutusu gördüm ama için de sadece anahtar vardı. Hemen anahtarı alıp kapıyı aramadım ve Jeonjun un olup olmadığına baktım.

Hızla odadan çıkıp Taehyung un olduğu yere koşmaya başladım. Odanın önüne geldiğinde Kapıyı açıp aranız içeriye baktım. Taehyung tek başına yerde oturmuş adımı sayılıyordu. "J-Jungkook Tanrım lütfen ona bir şey olmasın lütfen." İçim cız ettiğinde yavaşça idaya girdim. Taehyung hızla başını kaldırıp bana bakmıştı. "Jungkook!" Yüzündeki gülümseme ile bana seslenmişti ama sessiz olması gerekiyordu bu yüzden baş parmağımı dudaklarıma getirip hafifçe bastırdım. "Şşş sessiz ol. Kelepçenin anahtarını buldum." Deyip kelepçelerini çıkardım. Hızla ayağa kalkıp bana sarıldığında kollarımı boynuna doladım. Kafasını boynuma koyup kokumu içine çekti. "Sana bir şey olacak diye çok korktum." O bana zarar gelmesinden korkuyordu ama kendisi kanlar içindeydi.

"Taehyung lütfen kaçalım buradan. Kanlar içindesin." Diyerek ağlamaya başladığımda benden ayrılıp gözyaşlarımı silmişti. "Kaçmayız inci tanem kaçamayız."

Kabullenmişlikle gözlerimi yumdum. Ama açtığında tekrar başka bir yerdeydik ve kalın bir tahtaya bağlıydık. Ne olduğunu anlayamazken arkadan bir ses yükseldi.

"Biz bu İblis parçasına Güvendik ve dünyaya önemli bir göreve yolladık. Ama o ne yaptı! Bir insan sevdi. Ve bunun cezasını hepiniz biliyorsunuz. Yakın!" Etrafımız birden alev almaya başladı. Ben korkudan ağlarken Taehyung bağırıyordu. "Hayır! Onun bir suçu yok! Beni yakından onu ailesinin, arkadaşlarının yanına geri götürün!" Taehyung a baktığımda o da bakışlarını bana çevirdi. "Özür dilerim can papatyam özür dilerim." Cümlesinin sonuna doğru sesi açılırken o da ağlamaya başlamıştı. En azından son kez sarıldım diye geçirdim içinden. Son kez kokusunu içime çektim. Birbirimize bakıp "Seni seviyorum." Dedikten sonra öleceğimizin bileceği ile gözlerimizi kapattık.

Gözlerimiz kapalı ölmeyi beklerken tekrardan başka bir ses yükseldi. Ne zamandan beri benim haberim olmadan yarattığım iblisleri yakar oldun Jimin?"

Kaşlarımı çatarak gözlerimi araladığımda Taehyung a baktım. O da gözlerini açmış ne olduğunu sorguluyordu.

"Bu suçun cezası bellidir Yoongi. Yakılmak." Demişse sarı saçlı kişi.

"Evet bellidir ama iblislerin günahlarını kendilerine sevap olarak yazdığımızda bellidir. Onların yaratılışlarında günah işlemek var. Yani ateşi söndürün." Cümlesi biter bitmez etrafımızdaki bütün ateşler sönmüştü. İki kişi gelip Taehyung ile bana bağlanmış halatları çözdüğü gibi anında birbirimize sarılmıştık. "Çok korktum. Sana bir şey olacak diye çok korktum." Hala beni düşünüyordu. Biraz daha sarılıp ayrıldığımızda adı Yoongi olan kişi bize döndü. "Taehyung eğer Jungkook la yaşayacaksan dünyada yaşayacaksın ama buradaki işlerini de aksatmayacaksın. Tamam mı?"

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Apr 03 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

-gecenin bir yarısı-Where stories live. Discover now