8.Bölüm

321 18 109
                                    

ÖNCELİKLE SUNDUĞUNUZ FİKİRLER İÇİN ÇOK TEŞEKKÜR EDERİM HEPİNİZE. HEPİNİZİN FİKİRLERİNİ OKUYUP BİR HİKAYE OLUŞTURABİLECEĞİM FİKİRLERİNİZİ BÖLÜMLERİMDE KULLANMAYA ÇALIŞACAĞIM

BU BÖLÜM İÇİN BANA FİKİR VEREN @birbirimizinruhuyuz A ÇOK TEŞEKKÜR EDER. KEYİFLİ OKUMALAR DİLERİM.. 2.PARTTA GÖRÜŞMEK ÜZERE.

————————————————

Zaman geçer, Ömür biter. İnsanlar Ölür, ve bu ilelebet sorulan soruların en büyüğünü ortaya çıkarmıştır. "Gidene mi zor,Kalana mı?"...

Bu soru bir çok minvalde sorulabilir elbette.Ama Sorulma amacı ölümün ayırdığı hayatlar içindir. Ve en çok, en çok ateş düşen evler düşünür bu soruyu.. Bir eve bir tabut girdiğinde o evde hiçbir şey eskisi gibi olmaz, Sofradan eksilen bi tabak bazen , kısılan televizyon sesi, giyilmeyen kıyafetler, Bozulmayan yataklar ve daha nicesi. Bir evden biri eksilir... Ama sadece kaybedenler bilir bunu.. Eksilen sadece giden değildir... Kalan her gün biraz daha eksilir..

————————————————

Önde amcaoğlu Ramazan'ın arabası, Arkasında uzun uzadıya bir tabut, Hemen arkasında eski püskü, külüstüre çalan kırmızı bir araba, içinde gözü yaşlı iki adam.. İkisi de bakamıyor birbirine, ağızlarını bıçak açmıyor iki kardeşin. Arka koltukta oturan Siyah saçlı kız da pek farklı değil onlardan... Hemen arkalarında bir ambulans.. İki oğlan da bilmiyor, annelerine ; bu haberi nasıl vereceklerini kestiremiyorlar... Yol uzun .. Ankara'dan Gedelli'ye.. Ne denir ki önünde geçip giden tabuta bakıp da. Ne söyleyebilir ki insan?

"Anlamıyorum ben" dedi Veysel. "Tedavi olmuştu ama . İlaçlarını içiyordu her gün." dedi isyankâr bir şekilde.. Bu iki kardeşin ilk kırılışı değildi elbette. Bir çok badire atlatmışlardı.. Ama bilinmeyen bir şey daha vardı.. Ölüm bu dünya üzerindeki en büyük imtihandı. Kenan konuşmadı, bakışlarını çekmedi biraz önlerindeki kasasında tabut olan arabadan.

"Anneme, bir şey belli etmemişlerdir değil mi Ramazanlar gelirken." dedi Kenan sessizce.

"Sanmam, zaten bir şey anlamış olsa 100 kere arardı." dedi Veysel de ruhsuz ruhsuz.

Cemile göz ucuyla iki kardeşe göz gezdirdi. O bu acıyla daha küçücük bir çocukken tanışmış, o ateş o günden beri yüreğinden çıkmamıştı. O yüzden ne söylese boştu. İki kardeşe şu an teselli verebileceğini düşünmüyordu...

Kocaman Tabelaya Baktı Kenan bir kaç saniyede altından geçmeden hemen önce

"GEDELLİ... KASABAMIZA HOŞ GELDİNİZ"

7 yıl önce bu kasabaya girişinde içini kaplayan heyecanı düşündü. Şimdi ise aslında daha önceden deneyimlediği bir şey olsa da çok farklı hissediyordu.. Bu sefer gerçekten babasını kaybetmişti...

Sertçe yutkundu. Kasabanın içine girdiklerinde yanlarından geçtikleri herkesin ağızlarını kapattıklarını , şaşkınlıkla onlara baktıklarını görebiliyordu...

....

Annesine bunu söylemek çok zor olmuştu. Ama asıl anlamlandıramadığı şey Veyseldi. Tek bir damla düşmemişti gözlerinden. Arabada sorduğu tek bir sorudan başka bir şey de söylememişti. Ve şimdi iki kardeş sırtlarını duvara yaslamış, biraz önce yıkadıkları babalarının çıkmasını bekliyorlardı. Kardeşinin omuzlarından tutan amcaoğullarına baktı önce, sonra derin bir iç geçirdi. Kardeşinin bakışında gördüğünü düşündüğü şeyler hiç iç açıcı değildi.. Ama yine de şimdi zamanı değildi, şimdi hiç zamanı değildi...

Tek Bölümlük VeyKen HikayeleriWhere stories live. Discover now