16. BÖLÜM 🏵️

106 64 223
                                    


👉Şarkıyı açmayı unutmayın 😉

👉Edanur Yılmaz: konuk ☺️

👉Umarım şarkı uymuştur şarkı hakkında ki düşüncelerinizi merak ediyorum yazarsanız sevinirim Gönül Dostlarımm 🥰

        

             KEYİFLİ OKUMALAR ☺️

İçeriye süzülen koku... Çam ve toprağın harmanlanmış kokusuydu bu.  Çektiği derin nefesle içine dolarken tüm odayı da sarmıştı.

Açtığı pencereden içeriye kaçan birkaç damlalar yüzüne geliyordu. Tebessüm etti kadın. Üşüse de temiz ve soğuk hava iyi gelmişti. Elleriyle kolunu ovaladı. En iyisi şöminenin başına geçmeliydi. Zaten zorbanın biri yüzünden saatlerce suyun içinde kalmıştı.

Üşüyor muydu acaba?

Kafasını olumsuzca salladı. Ne diye düşünüyordu? Hızlı ve iri iri düşen yağmur damlaları Antalya'yı hatırlattı. Özlemişti şehrini. Antalya'ya da böyle şiddetli yağmurlar yağardı. Ama çoğu ayları ilkbahar havasında geçerdi.

Sağ elini camdan dışarı çıkaran Gamze, avucuna düşen damlaların elini ıslatışını izledi. Islanan elini görünce aklına bir söz gelmişti. Tamda bu havaya yazılmış bir söz gibiydi.

" Yağmur yağdığında tutamadığım her damla kadar çok seviyorum seni!"

Nereden duyduğunu hatırlamıyordu ama böyle bir söz hatırlıyordu. Bir kitapta mı okumuştu bilmiyordu. Fakat duyduğuna emindi. Gözlerini kapatan Gamze tekrar temiz havayı içine çektiği sırada burununa dolan odunsu korkuyla gözlerini açtı.

Kerem gelmişti. Gelmez diye düşünmüştü. Omuzlarına bırakılan polar battaniye ile kaşları çatıldı. Hâlâ onu düşünüyordu. Kendisi sivri diliyle adamı üzerken, onun hâlâ Gamze'yi düşünmesi?...

"Üşüyeceksin bunu üzerine al!" diyen adamı yanıtsız bıraktı.

Birkaç saniye sessizlik hâkim olurken az bir zaman sonra Kerem'in kalın sesi doldu kulaklarına...

" Çok güzel yağmur yağıyor."

Konuşan kadını sadece kafasıyla onayladı kadın. Kerem, genç kadının uysallığından yüz bularak kalın kollarını ince bele doladı. Çenesini kendinden birkaç santim kısa olan kadının omzuna koydu. Kadından gelen yasemin kokusunu derince içine çekti. Özlemişti. Hemde çok.

Gamze ise boynuna değen dudaklarla, gözleri büyüdü. Yine Kerem'in etkisine girecekti. Hem derin koklayıp hemde öpmesine izin vermek istemese de hep itaat ediyordu. Tam vücutlarını ayıracakken Kerim'in kalın sesiyle duraksadı.

" Böyle yağan yağmurlar da çok dışarıda dolaşırdık eskiden. Sonrada bir hafta hasta yatardık."

Duyduklarıyla dudakları kıvrıldı Gamze'nin. Anlaşılan pek de sakin bir gençlik yaşamamışlar.

"Ama hep senin yüzünden olurdu. Çok severdin yağmuru. Hatta kızımız olursa adını 'yağmur' koyacağım  derdin."

Konuşmasının sonuna doğru sesi titredi. Keşke dedi genç adam. Ama olmamıştı. Gamze'nin bir oğlu vardı. Keşke Emre oğlu olsaydı. Yarın küçük beyin doktor kontrolü vardı.

Murat'ı yarın bir aramalıydı. Bakalım durumu nasıldı. Gerçi her gün konuşuyordu ve iyi olduğunu biliyordu. Kollarının arasındaki kıpırdanan  kadınla düşüncelerine ara verdi. Yüzünü döneceğini anlayan Kerem, izin vermedi. Kaldıramayacağı laflar duymak istemiyordu.

YARALI YÜREKLERİN SAVAŞI (KALP SERİSİ 2)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin