Semih , Nurun bu tepkisine gülmüştü. Hatta Yasemin bile kahkaha atmıştı. Semih centilmen bir şekilde elini Nur'a uzatmıştı. Nur yavaşça elini kaldırıp tutacakken sokağın başından bir ses duyuldu.

Küçük bebeğin ağlaması durduğu için derin bir nefes aldı. Ama duyduğu sesten sonra aldığı nefes resmen haram oldu.

Oğlu sokağın başından "Işık." Diye bağırıyordu. Nur sesi duyduğu an elini çekip kafasını çevirdi.  Gelmişti işte.  Dudağını aşşağıya sarkıttı. Yasemin gözlerini kapatıp sabır diledi.

Biliyordu. Ağlayacaktı işte! Küçücük ayaklarıyla Arasa'a doğru koşmaya başladı. Semih'i anında unutuvermişti. Nur koşarken altındaki bez yüzünden paytak paytak koşuyor, çok komik bir görüntü çıkıyordu. Yasemin bu görüntüye tam gülecekken Nur yere kapaklandı. Ve çığlık çığlığa ağlamaya başladı. Aras hızını arttırıp Nur'un yanına ulaştı.

Küçük kızı kaldırıp kucağına çekti. "Işık , ağlama tamam."  Diye Mırıldandı. Nur elini Aras'ın gözünün önüne tutup "uf odu,
a yaj uf." Dedi boğuk sesiyle .

İlgi istiyordu işte. Çok istiyordu.

Aras gözlerine bakmamaya dikkat ederek elinin acıyan yerlerini öptü.

Onların kader çizgileri olup onları birbirine sonsuza dek bağladığını bilmeden.

                    ***********

AÇIMMMM. Çok açım. O kadar açımtım ki ezan okuduğunda kafamı yemek tenceresine sokacaktım.

Zaten çok sinirliydim! Sonu uğurlu rakamlarımla bitmeyen birşey görsem veya saysam başıma kötü şeyler geliyor yada işte böyle sinirleniyordum. Hayır yani benim suçum muydu? Bütün sebebi 14. Müslümandı. Şehir dışından yeni gelmişti. Ramazan amcanın oğlu olduğunu duymuştum ama hiç görmemiştim. Gelir gelmez müezzin olarak başlamıştı bizim camide. Dışarıdan en müslüman oydu. Dün akşam oruç tutmuyorum dediğinde çok şaşırmıştım. Remzi amca davulcuları beğenmemişti. Bu yüzden insanlık namına ben uyandırmıştım.

Altını çizerek belirtmek istiyorum asla uğurlu rakamım tamamlansın diye değil. Tamamen insanlık namına şey etmiştim.

  ...

Eşarbımı düzeltip ayakkabılarımı giydim. Kapıda Eslem ve Melek bekliyordu. Hızlıca merdivenleri inip yanlarına gittim. "Gelmeseydin kanka beklerdik biz." Diyen Esleme göz devirip ikisinin koluna girdim. Camiye doğru ilerlerken olanlardan bahsettim. Her şeyi anlattığımda gülme kırizine girmiştiler. 

Ben niye komik bir şey göremiyordum? Ben niye gülmüyordum kardeşim!

"Siz anlatmıyorsanız anlatmayın Ramazan amcam zaten ne anlama geldiğini birazdan anlatacak. " diye mırıldanıp adımlarımı hızlandırdım. Kızlarda bana yetişmiş ve birlikte caminin bahçesine girmiştik.
Cami duvarının görünmeyen kısmındaki banka oturmuş ve kalbini tutan bir adam vardı . Yüzü seçilmiyordu. Yanına Remzi amca gidip ne olduğunu sormuştu. Sesleri kısık olmasına rağmen net geliyordu. Karşıdaki adamdan ses gelemeyince Remzi amca kafasını sen adam olmazsın der gibi sallamış ve "yine mi evlat?" Diye sormuştu. Sesindeki üzüntü dalgasını buradan bile hissetmiştim. "Çok istiyorum amca , olmuyor zaten babam ayrı dert." Sesi bir yerden tanıdık geliyordu. Şeyden ... ııı heh Müezzin yani Ramazan amcanın oğlu.  "Bilmiyor tabi baban değil mi evlat? " diye sordu Remzi amca. Müezzin kafa sallamakla yetindi.

Sende mi Remzi başkan?!
Sende mi oruç tutmadığını biliyorsun bu çocuğun? Ramazan amcamın arkasından neler çeviriyorsunuz öyle ? Bu çocuk müslüman, müslüman!

İsmimi biri sesleniyordu ama kim olduğunu tam olarak çözemedim.
Arkamdan birinin daha "Nur" diye seslenmesiyle kendime gelmiş ve o tarafa dönmüştüm. Dönmez olaymışım. Buradan ölsem dönmezdi. Bu maçtan birine toprak birine hapis görünüyordu!

Benim dilim neler söylir da!  

                  *************

Bu bölümünde sonuna geldik.
Umarım beğenmişsinizdir.

Sizce Nur'a seslenen kimdi? Yada kimlerdi?

Remzi amca neden Müezzine kızmadı?

Ramazan amcadan sakladıkları şey ne?

Yorumlarınızı alabilrmiyim?

Yıldızımı parlatırmısınız?

En güzele emanetsiniz.

14. Müslüman!Where stories live. Discover now