64. Bölüm

667 89 4
                                    

Keyifli okumalar.

****

Hayaller güzeldir ancak hayata uygulamaya geldiğinde aslında o hayalin hiçte beklediği gibi olmayacağını fark ediyorsunuz. Tıpkı şuanda genç kızın hissettiği gibi…

İnsanların hayatını kurtarmayı, onlara en iyi şekilde bakmayı hayal ediyordu ancak bazı şeylerin elinde olmadığı yüzüne bir tokat gibi çarpmıştı. Az önce bir doğumdan çıkmıştı ve ilk kez elinde bir bebek ölü doğmuştu. Bu durum genç kızı oldukça sarsarken aslında başından beri ölü bir bebeği doğurtacağını bilmek genç kızın içini yakmıştı.

Bir anne düşünün ki ayarca karnında bebeğini kucağına alacağı günü beklesin.

Bir anne düşünün ki ölü bebeğini saatlerce sancılar içinde doğurmaya çalışsın. Ayşem kadının dirayetine öyle hayran kalmıştı ki onun yerine kendisi ağlamak üzereydi. Bebeği kucağına aldığında morarmaya yüz tutmuş melek yüzüne baktığında kalbinin orta yerinden vurulmuş gibi hissetmişti. Doğum boyunca mücadele eden anne ise bebeğini görebilmek için yorgunlukla başını kaldırıp doktorun kucağında ki oğluna bakmaya çalışıyordu.

“Lütfen!” kadının ağlamaklı ve acı dolu sesi genç kızın kulağına geldiğinde yanağından aşağıya iri bir damla yuvarlanmıştı.

“Lütfen onu bana verin.” Ayşem doktora kısa bir bakış attıktan sonra cansız bebeği annesinin göğsüne yatırmıştı. Genç kadın bebeğinin kokusunu içine çekerken hıçkırarak ağlamaya başladı.

Doğum boyunca sakin olan kadını sakinleştirmek o saatten sonra mümkün olmamıştı. Sonunda yorgunluktan baygın düşen kadın doktorun son işlemlerinden sonra normal odaya alınırken bebek babasına gösterildikten sonra soğuk dolaba konmuştu.

“Çok üzgünüm, bebeğiniz için çok geçti. Geldiğinde anne karnında ölü olduğunu biliyordunuz.” Adam yıkılmış bir şekilde doktora bakarken Ayşem adamın acısını daha fazla izleyememişti.

“Ne diyebilirim ki? Allah verdi, sonrada geri aldı.” Adamın sözleri Ayşem’i baştan aşağıya ürpertmişti. Doktor yutkunarak “Tekrar geçmiş olsun ve Allah sizlere ömür versin,” dediğinde adam buruk bir şekilde doktora bakmıştı. Ayşem bir tepki bekliyordu. Bir isyan, diğer hastalar gibi doktora saldırmasını bile bekliyordu ancak adam sadece başını sallamakla yetinmişti.

“Karım nasıl doktor, bebeğimizi gördü mü?”

“Evet, şuanda yorgun olduğu için uyuyor. Yanına gidebilirsiniz. Bu dönemde sinir krizleri geçirebilir, desteğinize ihtiyaç duyacaktır.” Adam başını sallayıp söylenen odaya doğru ilerlemişti. Bu gün okulun fakültesinde hastalarla ilgileniyordular. Ayşem daha önceden ebelik okuduğu için onu ihtiyaç olduğundan doğum katına almışlardı. Doktor genç kızın beyaza kesen yüzünü görünce ona dönmüştü.

“Sen iyi misin?”

“Bilmiyorum hocam, bu ilk kez başıma geliyor.”

“Bu mesleği yapıyorsan ölümlere alışacaksın Ayşem. Bütün hastaları kurtarmana imkan yok. Biz elimizden geleni yapıyoruz, yapacağız ama taktir bizim elimizde değil. Kendini toparla öğleden sonra başka bir doğum var.” Genç kız hocasının sözleriyle yutkunmuştu. Az önceki doğumdan sonra başka bir doğuma girmek istemiyordu. En azından şimdilik bunu yapmak istemiyordu. Hocası onu serbest bıraktığında hızla kantine giderek kendine koyu bir kahve almıştı. Sevmediği bir tadı damağına nakşederken düşüncesini sadece o tada odaklamaya çalışmıştı. Karşısında ki sandalyenin çekilmesiyle genç kız oturan kişiye bakmıştı. Daha önce görmediği bir öğrenci “Selamünaleyküm,” diyerek ona selam verdiğinde Ayşem kısa bir süre duraksadıktan sonra kızın selamını almıştı. Başında yeşil gözlerini ön plana çıkarak siyah bir örtü vardı. Kız elindeki çay bardağını masaya bırakarak Ayşem’e hafif gülümsedi.

CESURWhere stories live. Discover now