40. Bölüm

794 100 1
                                    

Keyifli okumalar... Satır arası yorumları unutmayın. 🥰

****

Genç kadın aceleci bir şekilde arabaya binerek yola koyulurken geç kalmamak için elinden geleni yapıyordu. Bu gün oldukça önemli bir gündü ve ona güvenenleri yarı yolda bırakmamak için elinden geleni yapacaktı. Nefes nefese arabadan inerek koştur koştur terziye girerken hızını ayarlayamadığı için terzinin kapısı sert bir şekilde açılmıştı.

“Biraz yavaş be i zoi mou…” genç kadın mahcup bir şekilde kadına bakarak konuşmuştu.

“Özür dilerim madam ama işim oldukça acil. Bu akşam sözümüz var ve bu elbisenin hemen tamir olması gerekiyor.” Kadın kaşlarını çatarak karşısında ki kadına bakmıştı. Onu uzun zamandır tanıyordu ve elindeki pakete kısa bir göz atarak sordu.

“Söz kimin senin mi?”

“Hayır görümcemin sözü olacak. Bir kaza oldu ve eteği yırtıldı.”

“Sende bana getirdin öyle mi?” Aylin üzgün bir şekilde başını sallarken kadına cevap vermişti.

“Senden daha iyi bir terzi tanımıyorum madam. Lütfen beni mahcup etmeyin. Hem beğenilirse bundan sonra sana müşteri çekerler.” Kadın kıza bir süre düşündükten sonra sıkıntıyla elindeki işi bırakarak kızın elindeki paketi almıştı. Koyu kırmızı arkadan uzun önden kıza fakir kol elbiseyi gören kadın elbiseyi alıcı gözle incelemişti.

“Zevk sahibi bir görümcen varmış. Hem söyle bakalım hayatım sen ne zara sözlendin. Hani bekliyordun.” Aylin kadının sözleri ile utanmıştı. Yanakları kızarırken gözlerini kaçırarak

“Beklediğim geldi madam,” dedi. Kadın şaşkınlıkla Aylin’e bakarken “Senin beklediğin evli değil miydi Aylin, nasıl geldi.” Diye sorarken Aylin yüzünü buruşturmuştu. Cesur’un bir zamanlar evli olduğu gerçeği yeniden önüne gelirken içi acımıştı. Belki hiçbir zaman unutmayacaktı ama geçmişin geleceklerini etkilemesine de izin vermeyecekti.

“Öyleydi ama eşi vefat etmiş.””

“Ah be kuzum, kader yine sizi bir araya getirdi desene.” Aylin başını sallayarak cevap verdi.

“Haklısın madam. Ee ne diyorsun elbiseyi düzeltebilecek misin?” kadın başını sallayarak direk arkadaki uzun kuyruğu kesip atmıştı.

“Ne yaptın madam kız elbiseyi arka kuyruğu için almıştı.”

“Sen benim işime karışma hayatım. Hadi sen git iki saat sonra gelip alırsın,” dediğinde Aylin duraksamıştı.

“İki saat mi? Küçük bir parça için iki saat mi bekleyeceğiz?” Aylin ne söyleyeceğini bilememişti. Sıkıntıyla nefes alırken madam genç kadına dönerek “Akşama değil mi bu söz? Daha saat bir şimdiden mi başlayacak bu kız hazırlanmaya?” Aylin saatine bakarak başını sallamıştı.

“Saat üçte gelir alırım madam. Sana güveniyorum yüzümü kara çıkarma lütfen.”

“Hadi kuzum hadi beni yalnız bırak. Elbise eskisinden daha güzel olacak.” Aylin terziden çıkarken kararsız bir şekilde nereye gideceğini düşünüyordu. Uzun zamandır hastaneye gitmediğini düşünerek Cesur’u ve kardeşini görmek için hastaneye gitmeye karar vermişti. Önce Cesur’un sekreterini arayarak ameliyatta olup olmadığını öğrenmişti. Genç adamın yönetim katında olduğunu öğrenince sevinerek yola çıktı. Yirmi dakika sonra hastaneden içeriye girdiğinde oldukça heyecanlıydı. Onu görenler selam verirken ilk önce kardeşini görmeye karar verdi. Serdar’ın doğumda olduğunu öğrenince güvenliğe giderek asansörün kilidini açmasını isteyerek yönetim katına çıkmıştı.
Ağır adımlarla sessiz koridorda ilerlerken ayağındaki topuklu ayakkabının çıkardığı ses kulağına yankılanıyordu. Uzun zamandır bulunmadığı koridorun kısa sürede bile yaşadığı değişiklik hemen belli oluyordu. Duvardaki abartı tabloların yerini daha tıbbı tablolar almıştı. Bazı duvarların rengi beyazdan maviye dönüştürülmüştü. Yönetim katı daha ferah ve iç açıcı bir ortam olmuştu.

CESURWhere stories live. Discover now