23. Bölüm

1K 107 2
                                    

Keyifli okumalar

***

Genç kız sabah uyandığında yabancı bir odada olduğunu görünce hızla yerinden kalkmıştı. Gözleri yanı başında duran komodinin üzerinde ki fotoğrafı görünce yaşadığı rahatlamayla geriye doğru yaslandı. Tanımadığı bir evde uyanmak onu oldukça korkutmuştu. Bir süre kendine gelmek için yatağın başlığına sırtını verip sessizce dışarıdan bir ses duymayı beklemişti. Sabahın erken saati olduğu için ne evin içinden ne de dışarıdan bir ses duyulmuyordu. Yavaş bir şekilde yerinden kalkarak odada ki banyoda işlerini hallettikten sonra akşam kendisine verilen pijama takımını çıkarıp önceki gün giydiği kıyafetleri üzerine geçirdi. Sessiz olmaya özen göstererek odadan çıktığında dış kapının açılışını duyunca tedirginlikle kapıya bakmıştı.

"Uyandın mı?" Serdar elinde gazete ve ekmekle dış kapıdan içeri girerken Ayşem yutkunarak adama bakmıştı. Üzerinde hala spor kıyafetleri olan adamı ilk kez bu kadar salaş ve rahat kıyafetlerle gördüğü için şaşırmıştı.

"Evet, erkencisiniz?"

"Resmi konuşmana gerek yok Ayşem, kahvaltı hazır hadi kahvaltıyı yapıp eşyalarını almak için size gidelim." Ayşem kendi evinin sözünü duyunca merakla genç adama bakmıştı.

"Aylin abladan haberin var mı? Babamı bulabilmiş mi?" dediğinde Serdar elinde ki ekmeği hazır olan masaya bırakarak yine kıza dönmüştü.

"Aradım ama ulaşamadım. Eve gelmedi akşam." Ayşem endişelenirken Serdar oldukça rahattı.

"Hiç mi merak etmiyorsun, ablan ve babam ortada yok." Serdar omzunu silkeleyerek genç kıza bakmıştı.

"İkisi de kocaman insanlar neden endişeleneyim? Büyük ihtimalle birliktedirler."

"Sence babam ablanın gönlünü alabilecek mi?" Ayşem üzgün bir şekilde genç adama bakarken Serdar altını kısıp çıktığı çayın demini aldığını görerek bardaklara çay doldurmaya başladı. Elinde ki çayı kızın önüne bırakarak yerine geçip oturdu.

"Umarım almıştır, ablamın artık mutlu olmasını istiyorum." Ayşem masaya geçip çayını yudumlarken sessiz kalmıştı. Serdar onun sessizliğinden hoşlanmayarak yeniden konuşmuştu. "Baban ile ablamın yan yana olması seni rahatsız etmez mi?" dediğinde Ayşem omzunu silkeleyerek cevap vermişti.

"Babam mutlu olduktan sonra benim için sorun değil. Bunca yıl tek başına benim için yaşadı, birazda kendi mutluluğu için yaşasın." Serdar kızın samimi olup olmadığını anlamak için dikkatle genç kızı izliyordu. Ayşem'in yüzünde samimi olmayan tek bir ifade bile yakalayamamak adamı mutlu etmişti. Bunca yıl sonra ablasının karşısına birde kıskanç bir çocuk çıkmasını istemezdi. Derin bir iç çekerek telefonun alıp yeniden ablasını aramış ancak yine cevap alamamıştı. Birkaç dakika sonra gelen mesajla içi rahatlayan genç adam Ayşem'e dönerek "Ablam mesaj attı, babanla birlikte sizin evdelermiş," dediğinde Ayşem şaşkınlıkla genç adama bakmıştı. Akşam apar topar buraya gelmeseydi babasıyla Aylin'in konuşmasına engel olabilirdi.

"İyi ki buraya geldik o zaman, yoksa ikisinin konuşmasına imkan olmazdı." Serdar biten çayını yeniden doldururken Ayşem kendini iyice misafir gibi hissetmeye başlamıştı. Çayı bitince Serdar yeniden kızın bardağını doldurmuştu. Güzelce kahvaltı yaptıktan sonra evden çıkmaları yarım saatlerini almıştı. Önce Ayşem'e birkaç parça eşya almak için büyük eve gitmişlerdi. Ayşem Hanım torununun hazırlanmasını beklerken Serdar ile sohbet etmiş, ona torununa dikkat etmesi için tembihlerde bulunurken Serdar sanki beş yaşında çocuğu alıp götürüyormuş gibi hissetmişti. Ayşem hanımın samimi bir şekilde genç adamın elinin üzerine patpatlaması adamın içini sıcacık etmişti. Ablası ve kendisine yıllardır kol kanat gerek Karahanlı ailesine çok şey borçluydu.

CESURDonde viven las historias. Descúbrelo ahora