7.Perde | Bu Sen Misin Bucky Barnes?

173 20 65
                                    

Satır arası yorumlarınızı ve oylarınızı unutmayın lütfen, sizi görünce mutlu oluyorum.

7.Perde | Bu Sen Misin Bucky Barnes?





Masumiyet. Herkesin ağzında dolaşan ancak hiçbir zaman var olmamış o duygu. İnsan, masum olduğunu söylerken bile masumiyetini kaybeder çünkü tereddüte düşer.

Söylerken, "acaba gerçekten masum muyum?" Diye geçmişinde yaptığı hataları getirir aklına. Dediğim gibi, "hataları getirir." Kimse masum değildir.

Ancak uyanması için beklediğimiz adam, beyaz çarşafların arasında uyurken fazla masumdu. Natasha, usulca Steve'i omzundan sarstı, "Steve..." diyerek mırıldandı ancak hareket bile alamadı. Derin bir nefes alıp endişeli gözlerle bana baktı, "Vur dedik öldürmüşsün Luxuria..." diyerek omuzlarını düşürdü.

"Ay ne yapayım ya..." dedim stresle adama bakarken. "Beyefendiyi uyutacağız diye ölüyorduk." Natasha anlamış gibi başını salladı yavaşça, "Sen uyandırmaya çalış," dedi. "Ben otelden çıkışımızı yapacağım."

Elini koluma koyup dostça okşadıktan sonra, ister istemez gülümsedim. Odadan usulca çıktığında, Steve ve beni yalnız bırakmıştı. Stresten parmaklarımla oynarken, boğazımı temizledim. "Ya Steve..." çekingen bir şekilde omzunu dürttüm. "Ölmedin değil mi ya?"

Ne bir ses ne ne bir seda. "Steve!" Diyerek daha sert salladım bedenini. "Sallanmıyor da! Sen bu vücudu yıllar sonra seni sarsıp uyandırmamamız için mi yaptın acaba? Ya bak şakacıktan uyanmıyorsan çok fena yaparım seni bak."

Ne yapıpta uyandıracağım diye düşünürken, parmağımı çıplak koluna yaklaştırdım. "Senin yüzünden benim de canım yanacak." Diyerek koluna dokunduğumda, parmağımın ucuna toplanan elektrikle hızla ağzıma götürdüm ve içten bir küfür ettim.

Biraz daha geriye çekilip göğsü inip kalkıyor mu diye bakacakken, bedeninde tek bir hareket bile göremedim. "Ya öldün mü?" Endişeyle ona yaklaştım yeniden, "Ya hadi bak, sevgilin kafamı kıracak."

En sonunda ise, usulca nabzını dinlemek üzere bedenine doğru eğildim. Bir anda, ne olduğunu anlamadığım bir şekilde bedenimi çekti ve sırtımı yatağa getirecek şekilde çekip üzerime bindi. "Aptal!"

Kollarını bedenimin arasına sıkıştırdı kaçmamam için. Bir anda, hangi durumda olduğumuzu fark ettim. "Bu hareketten kaçmanı beklerdim." Dedi gülümseyerek. "Daha çok çalışmamız gerekiyor." Gözlerimi devirdiğimde keyifle güldü. "Ve Natasha sevgilim değil."

Harbi mi?

Göğüslerinden iterek üzerimden kalkmasını sağladığımda, doğrulup saçımı başımı düzelttim. "Güzel!" Diyerek yataktan kalktım. "Umrumda değildi, medeni durumun beni ilgilendirmiyor!"

𝐖𝐀𝐊𝐈𝐍𝐆 𝐔𝐏, steve rogers Donde viven las historias. Descúbrelo ahora