3.Perde | Yakıcı ve Yıkıcı

208 21 87
                                    

Oy ve satır arası yorumlarınız için çoook heyecanlıyım.

3.Perde | Yakıcı ve Yıkıcı

Perde | Yakıcı ve Yıkıcı

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.



Bir kişiye şans, kaç defa çıkar karşına? Bir kişi, kaç defa ölümden sıyrılır veya yeniden yaşayabilecek gücü bulduğuna inanır? Abimin bana "Tanrı istediği için yaşıyorum." Dediğini hatırlıyorum.

Benim Tanrım da yaşamamı mı istiyordu yoksa tüm bu yaptıklarım ve yaptıklarımın arkasında getireceği yıkımlar için bana işkence mi çektiriyordu? Sonuçta yaşamakta bir işkenceydi.

Yavaşça gözlerimi açtığımda, kirpiklerimin arasından giren güneşin yakıcı etkisi, bedenime etki etmeye başlamıştı bile.

Yüzümü buruşturduğumda, derin bir nefes alarak doğruldum karavanın koltuğundan. Saçlarımın dağıldığından veya güzel gözükmeme sebep olan şeylerin şu an beni çirkin gösterdiğinden emin olsam da, ilk defa bu umrumda olmadı.

Hayatımda ilk defa bu şekilde deliksiz uyumuştum, sanırım bunu ona borçluydum.

Karavanda kimse olmadığı için esneyerek koltuktan kalktığımda, mutfak tezgahının üzerinde kızarmış ekmek arası bir şeyler ve bir kağıt parçası dikkatimi çekti. Neredeyse kıkırdayarak tezgaha yaklaştım ve gülümseyerek notu parmaklarımın arasına aldım.

"Buna tost deniyor, yemeden ve biz gelmeden karavandan çıkarsan muhtemelen ölürsün, ölmezsen de kuralımı çiğnediğin için ben seni öldürürüm." Notun üzerinde yazan şey buydu. Ancak kimden olduğu yazmıyordu, çokta akıl yormak gerekmiyordu tahmin etmek için. 

Tostu ellerimin arasına aldığımda hissettiğim sıcaklık, onların gitmesinin üzerinden çok geçmediğini anlattı bana. Bir ısırık alıp keyifle daha önce detaylı göz gezdiremediğim bu karavanın içerisine bakındım.

Karavan küçük değildi, normal karavanlardan biraz daha büyüktü. Bunun nedeni ise muhtemelen askeri bir karavan olmasıydı. Bu insanlar kimdi ve neden beni koruyorlardı?

Düşün, öz babanın bile seni korumadığı bir hayatta, tanımadığın iki yabancı koruyor seni. Üstelik biri ölmemem için beni ölümle tehdit ediyor.

Parmaklarım karavanda gezerken, karşımdaki dolabı açtım. Bir yabancının evini karıştırmamak gerektiğini biliyordum ancak Luxuria ne zaman kurallara uydu?

Az önce. Karavandan çıkma denildiğinde.

Aklıma gelenle birlikte duraksadım, doğruymuşsun Thor, insanlar, değiştirebiliyor seni. Onların samimiyeti senin kılıçtan keskin kalbini bilenmeye muhtaç bir araç haline getirebiliyor.

Dolabı açtığımda gördüğüm tokayla derin bir nefes alıp, "sonunda!" Diyerek taranmaya muhtaç saçlarımı topladım. Natasha tokasını kullandığım için benimle cirit atmayacak ya?

𝐖𝐀𝐊𝐈𝐍𝐆 𝐔𝐏, steve rogers Where stories live. Discover now