10- "Hain Var"

189 17 13
                                    

Kıytırık bir şekilde Andreasin dikiş izlerini çizdim. Ben ressam değilim bayan, şov beklemeyin zaten. İzlerin yerini anlayın diye yaptım herkes farklı hayal etmesin gelecekte karışıklık olmasın diye

(Nasıl bir karışıklık olabilir en fazla aq derseniz yazar küsermiş)

×××××

Sabahın ilk ışıkları ile kalktığım için her ne kadar mutsuzda olsam, güneş ışığı gibi parlayan bir Yunan tanrısı ile karşılaştığım için de mutluydum.

Allah büyüktü, yüceydi. Yarattığı da bir o kadar görkemliydi. Üst komşum Görkem Bey de görkemliydi. Maşallahı vardı.

Kısa bir an parmağına baktım. Yüzük olmadığından rahattım. "Böyle yani, gençliğimi verdim Roma'ya ama aklım hep vatanımdaydı."

Bayağı sallamıştım. Yok şöyle eğitimliyim, yok piyano çalmayı biliyorum, opera sanatçısıyım... Uçuk duruyordu ama ciddi bir yüz ifadesi takındığımdan inanmış, beni ilgiyle dinliyordu. Adam bilmiyor ki benim bildiğim yurt dışı seyahati Suriye, Irak, İran. Müze eserlerim en fazla dağdaki taşlar. Haritada bile gösteremem Roma'yı.

"Tabii, insan ne kadar gezerse gezsin memleket gibi yok." dediğinde başımla onayladım. "Değil mi, değil mi. Kendi toprağın gibisi yok. Buraya da yeni geldim gerçi pek bir yer bilmiyorum ama..." dedim canım sıkkın şekilde.

"Gezelim bir ara, sen ver telefon numaranı. Araşalım boş bir zamanımızda."

"Yaa..." dedim uzatarak. "Çok iyi olur biliyor musun? Kimseyi de tanımıyorum zaten buralarda."

Numaramı tam söylüyordum ki, yarısında binanın kapısının önünde bir sarışın görmemle gülümsemem büyüdü. Başka bir maşallah daha.

Bizi fark ettiğinde kocaman gülümsedim ama umrunda olmadı, motoruna doğru ilerledi.

Durun, motoru mu var?

Hızlıca numarayı söyleyip apar topar koştum yiğidimin yanına. Umarım Görkem numarayı kaydetmiştir diye de dua ediyordum bir yandan.

"Günaydın komutanım." dedim motora kolumu yaslarken. Cevap yoktu. Suratsız.  Çekilecek adam da değilsin ama motorun güzel, çekeceğim.

"Beni de bıraksana, hazır aynı yere gidiyoruz." dediğimde kaskı kafasına takmıştı bile. "Eren ya da Görkem bıraksın, çekil."

Kısa bir an ortadan kaybolmuş Görkem'e baktım. "Nerden tanışıyorsunuz?"

"Seninle olduğu kadar benimle de komşu ya hani Leyla. Çekil motorun önünden." diyip beni kışkışladığında hareket bile etmedim. "Geleyim işte ya, aynı yere gidiyoruz. Benzin parasını bölüşürüz."

İnatla yüzüme bile bakmadığında düştü omuzlarım. "Lütfen ya."

Kısa bir an yüzüme baktı, gülümsedim en kocamanından. Oflayarak çıkardı kaskını. "Sende kalsın." diyip arkaya geçiyordum ki tuttu dirseğimden. "Kaskı takmayacaksan binme."

İkiletmeden alıp taktım saçlarımı bozmamaya çalışarak. Kollarımı da iyice sardım belime. "Dayıyorum gibi düşünme." dedim iyice sarılırken. "Ya da düşün."

"Kalk lan." dediğinde daha da sardım. Normal şartlarda birinin nefessizlikten ölmesi gerekiyordu ama onun vücudu öyle sıkıydı ki hissettiğine şüpheliydim. "Kalk."

"Komutanım şaka yaptım ya. Gülün diye." derken bir yandan da mecbur iniyordum. Kaskı da çıkartıp uzattığımda derin bir nefes verdi.  "Önüme geç."

"Tövbe." dedim panikle. Fazla hızlı gidiyorduk. "Siz mi dayayacaksınız?"

Sabır çekerek kaşıdı kaşının hemen üstünü. "Ne pis kadınsın ya, güvenmiyorum sana diye öne geçeceksin. Hayır diyorsan yallah kendi arabana."

Deli Gelin Kurtarma Operasyonu Where stories live. Discover now