8- Torpil

178 18 3
                                    

General: albay ve üstlerinin genel adı karacılar için. Yani yok efendim geçmiş bölümde general dedin, şimdi yarbay diyon Kazım'a falan duymak istemiyorum.

Albay Yarbayın üstü oluyor. Kazım Yarbay.

İyi okumalar efenim 💮

🫀

Ellerini sinirle sarı saçlarından geçirdi sarı komutan. İşinin içine iş açılmasından nefret ederdi ama daha da nefret ettiği bir şey varsa o da işinin içine iş açan kadınlardı.

Kazım yarbay tim komutanı olduğu için ilk onu çağırmıştı odasına. Gittiğinde öğrendiği şeyle aklı hayalî şaşmıştı. Leyla asker değildi, istihbaratçı değildi, değildi de değildi. Ne işi vardı onların arasında?

Kabul, gerçekten iyi bir nişancıydı. Yiğit'ten bile iyi olabilirdi uzak mesafede ancak yine de saçmaydı işte.

Gidecekti. Rütbe atlamasına az kalmıştı, hissedebiliyordu. Ardından çekip gidecekti içinde kadın olmayan bir time. Zaten kimseyle duygusal bir yakınlığı da yoktu. Tek umursadığı vatani göreviydi.

Sinirle tim odasına girdiğinde, karşısında elleri üstünde durmaya çalışan üç kişiyi görmeyi beklemiyordu. Daha da çatıldı kaşları.

Başçavuş Hüseyini ve kıdemli çavuş İbrahim'i kıza ciddiyetle elleri üstünde yürümeyi öğretmeye çalışırken görmeyi beklemiyordu. Öncesinde de kendini boğacaktı salak. Gerçekten tahmin edilir, hak verilir bir tarafı yoktu.

Leyla'ya Kazım yarbayın onu çağırdığını söylediğinde, kızda anlamayarak gitmişti.

Sonucunda öğrendikleri ile tekrar odaya hevesle dönmüş, ancak Yiğit zaten her şeyi anlattığı için söyleyecek bir şeyi kalmamıştı.

Görmek istediği tepki kesinlikle bu değildi. Kimsenin ağzını bıçak açmıyordu. Herkes tripli gibiydi ama sorun neydi ki? Hepsiyle iyi anlaşırdı öncesinde.

Bir sigara yakmış, timin odasının penceresine yaslanmıştı. Odada yalnızdı. Aslında küçük bir teftiş yapmak istiyordu alayda. Baki'yi görevlendirmişti Kazım ama ekmişti Leyla'yı Baki. Diğerleri de yanaşmamıştı. Öyle utangaç, özgüvensiz değildi bizim kız ancak fazlalık hissettiğinde eli ayağı bağlanıyordu.

İçeri Aylin, doğal olarakta arkasından Hüseyin geldiğinde hiç doğrulamadı yerinde. Çift ise fark etmemişti Leyla'yı. Dertleri çok başkaydı.

"Gavat mıyım ben? Adam girmiş içine, ya ne yapacaktım?"

"Lan yan bir hareket yapsa ben durduramayacak mıyım? Sen niye karışıyorsun? Efendi efendi oturmuş adam."

Hüseyin sinirlenince korkutucu biri olsa da Aylin'in siniri yanında hiçbir şeydi. Kadının gözlerinden ateş çıkacaktı sanki. Hasbinallah çekerken gördü sessizce kendisini izleyen Leyla'yı. "Ne bakıyorsun?" diye bir tur da ona çıkıştı.

Tam ağzını açtı, elini dudaklarına götürüp susmasını işaret eden Hüseyin ile tekrar kapattı. Aylin fark etmedi tabii bunu.

"Hiç." diyebildi Leyla. Koca bir hiç.

Sırt çantasını alan Aylin çıktığında, Hüseyin kendini koltuğa atmıştı. "Yav hani sahiplenici erkek seviyordunuz?" diye sordu Hüseyin. Hâlâ soğuktu, konuşmayacağım diye anlaşmıştı ama tutamamıştı çenesini. Aklı Aylin'de kalmıştı. Ne yapsa yaranamıyordu.

"Kıroluk ve sahiplenicilikte gidip geliyorsun bence bir tık."

Sessiz kaldı Hüseyin. Leyla sevmezdi sessizlik. "İyi anlaşıyorduk. Niye şimdi kimse suratıma bakmıyor?"

Deli Gelin Kurtarma Operasyonu Место, где живут истории. Откройте их для себя