Zamansız, NAGD - 23 Dönüş

2 0 0
                                    

O an bi tek Mahir'i düşündüm. Takıp peşime getirdiğim gencin akıbetini.

Ya dürüst olup tehlikenin içine atacaktım ya da fark ettirmeden kaçıp korumanın yoluna bakacaktım.

Bu kez dürüst olmayı seçtim.

"Bu iş sandığımdan saçma bir hal alıyor" dedim söze girmek için.

"Gideyim mi?" dedi "İşler karışacaksa".

Beklenmedik bir rahatlık vardı gözlerinde. Kalıp yalnız bırakmayacağını biliyordum ama bu denli hazır çıkmasını ummamıştım.

"Jiu jitsu yaptım" dedi gülerek. "5 sene."

Üzerine birkaç sertifika, farklı dallardan. Bela için can atıyordu adeta.

Bense bir yanımdaki Smith'e güveniyordum bir de eskiden kalma savunma tekniklerime. Hızlıca bir plan yaptık. İsmail'i arabaya binmeden önce ufak bir görüşmeye ikna etmeliydik.

Tanışma faslı kolay geçti. İtiraz etmeden kabullendi Mahir'i. Ama tek kelime etmedi.

Benzinlikte iki adam çıktı başımıza. İsmail'i alıp götürmek istediler. O an dedim "Bunda bir iş var" diye. Tabii paket etmeyi ihmal etmedik adamları.

Baktım sükunetini hâlâ korumakta kararlı; "Konuşsak mı artık?" dedim sabrın tükendiğini anlaması için sesimde bir vurgu yaparak.

Bir fikri, bir diyeceği olmalıydı bunca yaşanan üstüne. Cevap vermedi. Küçük bir ara verdi yalnız suçlu bir iç çekişle sinir bozan sessizliğine.

Mahçuptan ziyade bezmiş...

"Nereye gidiyoruz?" dedim. "Bari onu söyle?"

ZAMANSIZTahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon