Zamansız, NAGD - 20 Bekleyiş

2 0 0
                                    

Birer kahve alıp beklemeye koyulduk sonra. Biraz da dinlendik diyelim, heykeli karşıdan gören bir kafede.

İlk 2 saat sessiz geçti. "Gelir mi sence?" dedi Mahir. Bu yanıtı belli olandı. Asıl soru ise onu neyin hayatta tuttuğuydu benim için.

Ya da kimin, neden onun hesabı üzerinden bir haltlar yediği.

Ve ailesi nasıl kabullenmişti bu durumu? Arkadaşları ya da. Kimse sitem etmemiş miydi; "Biz neden göz yaşı döktük o kadar?" diye?

Yaşıyorsa tabii!

Kafede nasıl karşılanmıştı mesela? Hiç mi takipçisi yoktu ekip arkadaşlarından, farkına varmamış mıydı kimse?

Otopsi de yapmadılar zaten. Yaptılarsa da aceleye geldi! Düşüp peşine bakmamıştım ben de!

Yine sayısız tilki dolaşmaya başlamıştı aklımda. "Abla" dedi Mahir. "Abla!" tok bir sesle: "Telefonun çalıyor!"

Açıp "Neredesin?" diye hesap sorası gelmiş Adnan'ın. Baktım henüz haberi yoktu çocuktan,  kafede de durum benzerdi belli; Kadıköy'de takı bakıp dolaştığımı söyledim.

"Saçmalama" dedi gülerek. "Sevmezsin sen öyle işleri!"

Kısa bir vakit daha geçti.

"Mahir" dedim sezgilerine önem verdiğimi hissettiren bir tonla. "Sence İsmail ya da her kimse yalnız benim görebileceğim bir hesap açmış olabilir mi?"

"Kaç takipçisi var demiştin?" dedi.

38 ama 34 olmuştu son baktığımda. Takip ettikleriyse 77.

"Tabii hesap kapalı olduğu için detay göremiyoruz" dedi. Açık olsa bakarmış fake mi takipçileri değil mi diye.

"Arkadaşlık isteği atsan mı?" dedim. "Nasıl olsa tanımaz seni."

"Abla" dedi gülerek. "Bir erkek neden eklesin ki tanımadığı bir erkeği?"

"Dur" dedi sonra. Rabia varmış, kız kankası. "Söyleyeyim de o eklesin".

"Yakmayalım kızın başını" dedim. "Bir şey olmaz" dedi gerinerek; "Siber güvenlik ustası onun da kankası!"

ZAMANSIZWhere stories live. Discover now