7.BÖLÜM 2.KISIM

2 1 0
                                    

ZEYNEP’TEN…

“Hanımefendi, geldik!” diyen korumayla uyandım. İçimde sebepsiz yere bir korku peyda olmuştu. Neden böyle kötü hissediyordum ki? hem az sonra Halil de gelecekti. Sevinmeliydim. Her ne kadar bir hafta önceden dolayı hala biraz utansam da sevinmeliydim. En azından intikam almak için elimdeki kanıtları Bülent’in ailesine gösterecektim sonra da kurtulacaktım.

Ben defile provası için etrafı incelerken her şeyin hazır olduğunu görmüştüm. Bir otelin salonu hazırlanmıştı. Sahneye çıkacaktık ve sahnede yürüyecektik. Ama benimki biraz daha farklı olacaktı. Ben ve Halil şarkı söyleyecektik.

Defilenin sonunda böyle bir şey yapmamızın nedeni çocuklardı. Gelen çocuklar için ufak çaplı bir eğlence yapacaktık ben sahneye çıktığımda. O arada zaten defile bitecekti. Ben şarkı söyleyecektim ve çocuklarla biraz vakit geçirecektim.

Mekan çok güzel süslenmişti. Çocuklar için rengarenk duvar resimleri yapılmıştı. Yürüyeceğimiz alanın üstünde beyaz çiçekler çizilmişti. Bazı yerler renkli balonlarla süslenmişti. Kokteyl masaları ve çocuklar için ayrılan alandaki minik sehpalar ve sandalyeler özenle süslenmişti.

Hem eğlenceli hem de şık bir dekorasyon yapılmıştı. Yetişkinlerin oturacağı yerlerde şık avizeler, süslenmiş masalar vardı. Çocukların bölmesinde ise çocuklar için renkli, eğlenceli ve oyuncaklı bir yer dizayn edilmişti.

Bu güzel defilede aynı zamanda şarkıcılar da gelecekti. Büyük bir organizasyondu. Ama bu defilenin son provasında heyecanlı hissetmem gerekiyordu ama ben…Kötüydüm işte! Kalbim acıyordu. Sanki bir şey vardı. Bir şey olacaktı, oluyordu.

Bu his ne zaman gelse kalbim tekliyordu ve sonuç olarak bir şey oluyordu. Korumalar buradaydı. Bir şey olsa beni korurlardı. Güvendeydim yani. Peki bu his de neydi? Ağlayacak gibiydim ve kalbim acıyordu. ,

ben bu hisle başa çıkmaya çalışırken bir yanım da Halil’i arıyordu. Onu görecek olmanın verdiği stres ve heyecan yüzünden yerimde duramıyordum.

Masmavi gözleri kafamı karıştırıyordu. Yüzüğü atmıştım babamın karşısında ama şimdi ailesinin yanında atacaktım. O an çok yakındı. Halil bana açılmıştı. Ama ben… Yüzüğü attıktan sonra ne olacaktım? Ne yapacaktım?

Halil’in gözlerine bile bakamıyordum. O yanımdayken nefes almayı unutuyordum. Kalbimin sesi kesin dışarıdan duyuluyordu. Korkuyordum. Aynı şeyler olursa? Halil de aynı şeyleri bana yaparsa?

Kalbimi onun ellerine verdiğimde kalbimi elleriyle parçalarsa ne yapardım? Bülent’ten daha fazla güveniyordum ona, hislerim daha fazlaydı. İkinci bir aldatılma olayını kaldıracak kadar dayanıklı değildim.

Ben bu düşüncelerdeyken çalan telefonumla dikkatim dağıldı. Arayan kişiye baktığımda numaranın kayıtlı olmadığını gördüm. Tereddütle telefonu açarken karşıdan gelen tanıdık ses gözlerimin dolmasına sebep olmuştu. “Merhaba, Sevgilim! Nasılsın?” diyen kişi Soysal’dı.

Korkudan ellerim titrerken gözlerimi kapattım. Etrafıma bakındım korkuyla. Olamazdı! Beni arayamazdı!

Tüm bedenim korkudan titrerken krize gireceğimi anlamıştım. Korku tüm ruhuma işlemişti ve ben… Nefes alamıyordum. Boğazlı kazağımı çekiştirirken boğulma hissi daha da artıyordu. Kesik kesik nefes alırken bana dediği cümleler ile gözlerim kararmıştı.

“SEVGİLİM YA BENİM YANIMA KENDİ AYAKLARINLA GELİRSİN YA DA BURADAKİ YAKIŞIKLI VE MAVİ GÖZLÜ ADAM ÖLÜR. TERCİH SENİN! ÖLÜM MÜ YOKSA TESLİMİYET Mİ?”

SÖZ ETTİM MAVİLEREWhere stories live. Discover now