1.BÖLÜM (1.KISIM)

92 23 57
                                    

HALİL’DEN…

“Artık sen de benimle çalışıyorsun Aslan Parçası!” dedi ağabeyim bana sarılarak. Ağabeyim Hasan ve ben İstanbul’da büyük bir şirket sahibi olan Yıldız ailesinin korumalığını yapıyorduk.

Normalde ağabeyimin aldığı maaşla çok rahat geçinebiliyorduk ama orada sürekli görmek istediğim birisi vardı. Bu yüzden de ben de çalışmaya başlamak istiyordum. Ağabeyim vasıtasıyla da şimdi işe girdiğimi öğrenmek benim için büyük bir mutluluktu.

İçimdeki heyecana engel olamadım ve ağabeyimin elinde salladığı koruma kartını hızlıca çektim. Bir karta bir de ağabeyime baktım. Sonra da onunla birbirimize sarıldık. Ağabeyimle birbirimize sarılırken aynı zamanda da karta bakıyordum.

Ağabeyimle sarıldıktan sonra ona “Ağabey peki hangi korumalık? Yani evin içinde miyim dışında mı?” diye sorduğumda gülümsedi. “Sen artık Zeynep YILDIZ’ın kişisel koruması oldun kardeşim.” Dediğinde kalbim heyecanla atmaya başlamıştı.

Artık onu sürekli görebilecektim. Onu ilk gördüğümde bir şirket davetindeydi. Davetin olduğu binanın önündeydik ağabeyimle. Birlikte sohbet ederken görmüştüm onu.

Üç tane kız arkadaşıyla birlikteydi. Giyindiği elbise ve onun üstündeki duruşu çok güzeldi.  Onun kim olduğunu sorduğumdaysa Yıldız ailesinin kızı olduğunu öğrenmiştim. Aile çok zengin bir aileydi. İstanbul’un en zengin ailesiydi.

O kızı ilk kez o davette görmüştüm. Giyindiği kırmızı elbise volan detaylı kemerli dizüstü bir elbiseydi. Sade ve şıktı. Balon kolluydu. Ona gerçekten çok yakışmıştı. Kahverengi saçları topuzdu ve çok az makyaj vardı yüzünde. Sadece kırmızı bir ruj sürmüştü. Kahverengi gözlerine ince bir eyeliner çekmişti. Çok doğaldı. Yanımızdan geçerken ağabeyim “Hoş geldiniz.” Dedi her gelen misafire dediği gibi. O kızsa bize bakıp gülümsemişti. Eminim ki o günden sonra beni unutmuştu.

Bense o günden beri sürekli onu görmek istiyordum. Ağabeyim bendeki değişikliği anlasa da sesini çıkarmamıştı. O olaydan iki hafta sonra ona koruma olmak istediğimi söylemiştim. O da bana en yakın tarihte başlayan eğitimlerden bahsetmişti.

Şimdi de hayatımın en mutlu haberini vermişti bana. Onu görmek için sarf ettiğim çabaya değmişti. Sonunda yarından itibaren onu görebilecektim. 

Gülümsedim ve ağabeyime “Artık onu göreceğim.” Dedim. Yanıma geldi ve omzuma elini koydu. Sonra da ciddi bir sesle “Bak ağabeyciğim, âşık olduğunu biliyorum ama unutma eğer işinde zorlanırsan çık. Ben burada çok zamandır çalışıyorum. Altı yıl olacak. Ama sen daha yenisin ve kişisel koruma olmak da çok kolay değil. Ailenin şartlarını biliyorsun.” Dedi. Sonra da “Bir de şu var: O kızın sevgilisi var. Yakında evlenecekler.” dedi.

Sesindeki üzüntüyü fark etsem de bir şey diyememiştim. Biliyordum onun sevdiği olduğunu. Sevdiği başka birisi vardı. Bu normal bir şeydi. Onu seven bir adamın olması… Onun âşık olması… Sonuçta beni sevme ihtimali yoktu.

Ben sadece onu görüp gülüşünde kaybolmak istiyordum. Onun beni sevmesi önemli değildi artık. Ben bunu göze almıştım zaten.

Onun gözlerinde kaybolmak ya da onun gülüşüne hapsolmak istiyordum. Bu yüzden de ona yakın olmalıydım. Her şeyi göze alıyordum. Bu düşüncelerle benden yanıt bekleyen ağabeyime “Sen beni merak etme ağabey. Ben bununla baş edebilirim.” Dedim. Sonra da koltuktan kalktım.

Yemek masasına geçtim ve ağabeyime “Çok güzel olacak merak etme! Hem bak nefis yemekler yaptı bu yeni koruma!” dedim. Beraber masaya oturduk ve yemek yemeye başladık.

SÖZ ETTİM MAVİLEREΌπου ζουν οι ιστορίες. Ανακάλυψε τώρα