3.BÖLÜM(1.KISIM)

26 6 1
                                    

Bülent yanıma geldi ve Halil odadan çıktı. Bülent yatağıma oturdu ve yüzümü okşamaya başladı. Pislik herif! Hem aldatıyor hem de numara yapıyordu. Bu durum beni çok sinirlendirmişti.

Sanırım gerçekten intikam almam gerekiyordu. Beni salak yerine koymasının bir bedeli olmalıydı. O anda karar vermiştim. Susacaktım ve salağa yatacaktım. Bu sayede istediğimi alabilirdim. Onu rezil edecektim. Ama önce o kadının kim olduğunu bilmem gerekliydi. Acaba sekreteri olabilir miydi? Şirketteki çalışanlar ona hayrandı. Bir tane kadın onun sekreteri olarak çalışıyordu ve Defne onun Bülent’e aşık olduğunu söylemişti.

Bu düşüncelerle sadece ona baktım elimden geldiği kadarıyla. Çünkü yüzüne tükürmek ve bir daha görmemek istiyordum ama... Ama iyi oyunculuk sergilemem gerekliydi. Bu sebeple sustum sadece.

“Sevgilim bir tane hanımefendi var. Şirketin defile için anlaştığı kişi. Senden ve kıyafet tasarımlarından bahsettim. O da kabul etti. Senin giysilerini tasarlayacak. Ama yine de sana sormak istedim. Tasarımların orada görünsün ister misin? Eğer istersen hemen iptal edeyim Sevgilim.” Dedi. Bana şu anda isteğimi soruyordu. Ama bilmiyordu ki onu öldürmek gibi bir isteğim vardı.

Elimden geldiğince normal bir gülümsemeyle “Bence olabilir ama tasarımların hepsini vermeyelim. Sadece bir şartım var: Defilede seninle olacağım ve yarın itibariyle şirketimizi ziyaret etmek istiyorum.” Dedim. Ben böyle dediğim anda suratı asılır gibi olmuştu. Onun böyle yaptığını görünce somurtarak “Anladım sevgilim ben. Benimle artık hiçbir şey yapmak istemiyorsun.” Dedim.

Bülent bana baktı ve benim suratıma baktı. Hemen yüzündeki ifadeyi değiştirip gülümsemeye çalıştı. Sahte bir gülücükle “Hiç olur mu sevgilim! Sadece yorulmanı istemiyorum. Biliyorsun o defilelerde sen çok stres yapıyorsun. Sonra da rahatsızlanıyorsun.” Dedi. Haksız sayılmazdı ama bu bahane de ondan intikam almama engel değildi.

Geçen seneki defilede neredeyse bayılıyordum. Sebebi de stresti. Tasarımcı geç kalınca sebepsizce stres olmuştum ve hemen bünyem zayıf düşmüştü. Bu yüzden artık defilelere gitmeyeceğimi söylemiştim. Ama artık olay farklıydı. Bu intikam için delil toplamam gerekliydi. Ben de ne pahasına olursa olsun toplayacaktım.

Bu düşüncelerle sahte bir gülümsemeyle “Sevgilim defileye daha var. Ben de söz stres olmayacağım. Hatta bütün işlerle sen ilgilen. Mankenleri de sen bul. Ben sadece arada bir şirkete geleyim. Özledim şirketimizi. Olur mu?” Dedim kibar bir sesle.

Bülent kafasıyla onayladıktan sonra elimi bıraktı ve odadan çıktı. Eskiden olsaydı benim iyi olup olmadığımı sorardı. Benim için endişelenirdi. Bana bir şey olmaması için sabaha kadar yanımda dururdu. Ama şimdi...

Onun odadan çıkıp gitmesiyle kalbimde derin bir acı oluşmuştu. Bu acıya tek başıma katlanmak çok zordu. Kalbime saplanan bu hançeri nasıl çıkaracaktım oradan? Nasıl o hançeri yarası yokmuş gibi davranacaktım? Bunu hak edecek ne yapmıştım? Çok mu sıkmıştım onu? Çok mu serbest bırakmıştım? Çok mu sıkıcıydı benimle yaşamak? Ne istiyordu benden? Neden yüzüme gülüp arkamdan iş çeviriyordu?

Gözlerimden firar eden yaşlara rağmen acım dinmiyordu. Ben bu acıyla yok oluyordum. Kalbim yanıyordu. Onun başka bir kadını öpmesi, bana bunu söylememesi, benden hala daha ayrılmaması, arkamdan iş çevirmesi... Bana bunu yapması için herhangi bir sebep bulamıyordum. Ama yapmıştı işte!

Yakamı çekip nefes almaya çalışırken alamadığım nefesi veriyordum. Nefes alamamak... Boğuluyordum. Yardım istemeyi canım hiç istemiyordu. Böyle ölmek istiyordum. Gözlerimin önüne geliyordu yaşanan güzel anılarımız. Bu şekilde uyumak, asla uyanmamak istiyordum.

SÖZ ETTİM MAVİLEREWhere stories live. Discover now