Final

1.6K 180 166
                                    


Taehyung ile geldiğimiz tatilde her şey güzel gidiyordu. Eskisi gibi takılıyor ve eğleniyorduk. Kaygılarımız yok denecek kadar azdı. Birbirimize daha fazla vakit ayırıyor ve tüm boşlukları kapatıyorduk. Zaman bizim lehimize işliyordu. Sıkıntılarımızı zamana bırakmış ve kendimize yük etmekten kaçınmıştık. Bu işe de yaramıştı. Zamanla , kötü olan her şeyin üstünü kapatacak güzellikleri yaşatmıştık birbirimize. Neredeyse tüm yaralarımızı sarmış ve her şeyi geçmişte bırakacak kadar güçlüydük. Bu geçen zamanda aramızda yine küçük anlaşmazlıklar olmuş olsa da üstesinden gelip, kırıcı olmadan çözmüştük.

Taehyung zamanla eski sert haline geri dönmüş olsa da bu yalnızca dışarıya karşı olmuştu. Bunu bir savunma mekanizması olarak yapıyordu. Bunu sonradan fark etmiştim. Bana karşı tavırları hiç değişmemiş aksine ekstra hassas hale gelmişti. Haklı da olsam haksız da olsam en küçük bir sorunda yapıcı olan taraf olmaktan çekinmiyordu. Etrafımda dört dönüyordu ve beni dünya üzerindeki en değerli varlıkmış gibi hissettiriyordu. Sevişmelerimiz yine hırçındı. Yine şevhet dolu anlarımızda birbirimizi sonuna kadar tüketiyorduk ama sonunda kolları arasına girip şefkat de buluyordum. Dengelerimizi kurmayı başarmıştık.

Dalgaların sarstığı tekne yavaşlamaya başladığında gözlerimi açıp güneş gözlüğümü çıkarıp etrafa göz gezdirmiştim. Güneş neredeyse tamamen batmak üzereydi. Taehyung elinde bir kadeh beyaz şarapla hemen yanımda oturuyor ve beni izliyordu.

" Güneş gitmiş"

" Böyle giderse ırk değiştireceksin" diyerek şarabından bir yudum almış ve gülümsemişti. Tatil boyunca güneşlenmek istemiştim ve Taehyung aşırıya kaçtığını düşünüyordu. Benimle sürekli dalga geçip güneşi kapatmaya çalışarak tüm tatil boyunca benimle uğraşmıştı.

"Susamışım" elindeki kadehi alıp kafama dikmiş ve sırtımı göğsüne yaslayarak son güneş kırıntılarının gökyüzüne bıraktığı renkleri izlemeye başlamış ve Taehyung'un beni iyice kendisine yaslamasına izin vermiştim.

" Ne zaman döneceğiz otele?"

" Uykun mu var?"

" Hayır baksana karanlık çökmek üzere yapacak bir şey kalmadı ki hem-" dudaklarım yaramaz bir şekilde kıvrıldığında elimdeki kadehi bırakıp, gömleğin açıkta bıraktığı göğsünde işaret parmağımı yavaşça dolaştırıp gözlerine bakarım.

" Hem ben sevişmek istiyorum bunu sabah da söyledim" parmağımı yavaşça aşağı kaydırıp kasıklarına yaklaştığımda durup gözlerine bakmaya devam etmiştim.

"Geceyi otelin dışında geçireceğiz"

"Burada mı?"

"Hayır"

Kaşlarımı merakla çatıp traş etmediği sakallarına dudaklarımı sürtmüştüm. Kolu belime sarıldığında parmakları çoktan saçlarımın arasındaki yerini almıştı. " Sana güzel bir sürprizim var oraya gidiyoruz" dediğinde iyice meraklanıp dikleşirim ve gülümseyerek yüzünü izlerim. Taehyung sürekli sürprizler yapıp beni şaşırtıyordu ve hepsine fazlasıyla özeniyordu. Belki de onunla ilgili en sevdiğim şeydi benim için bir şeyler yapması ve beni mutlu etme çabası...

"Nereye gidiyoruz ki?" heyecanla konuşmam gülümsetmişti onu ve uzanıp dudaklarıma küçük bir öpücük bırakıp geri çekilmişti. " Biraz beklemelisin" diyerek dudaklarımı okşamış ve gülümseyerek beni göğsüne çekmişti. Başımı göğsüne yaslayıp, sıkıca gövdesine sarılıp gözlerimi kapatarak beklerken o da saçlarımı öpüp okşuyordu. Kısa bir süre o halde kaldığımızda tekne iyice yavaşlamış ve ardından durmuştu. Kafamı kaldırıp etrafa bakmış ve önümüzde uzanan denizde sabit tutmuştum bakışlarımı bir süre. Ardından Taehyung'a dönüp gülümsemiştim.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Apr 03 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

Venice B!tch | taekook Where stories live. Discover now